Kanal İstanbul güzergahında kalan İstanbul Arnavutköy’e bağlı Yeniköy’deyiz. Yeniköy, 3. Havalimanının yapımı sırasında ekolojik yıkımı yaşamış yerlerden biri.
Köyde yaşayanların çoğunluğu, 3. Havalimanına ekonomik getirisi olacağı beklentisiyle karşı çıkmamışlardı. Fakat inşaat tamamlanıp havalimanı hizmete girdikten sonra geçim kaynaklarının ve tarım arazilerinin bir kısmını kaybettiler. Yeniköy’de insanlar artık evlerini de kaybetme riski yaşadıklarını söylüyor.
Kanal İstanbul yolunda 3 durak: Yeniköy, Karaburun, Terkos
|
Yeniköy'ün yerlilerinden Burcu Koç ve Yakup Borucu karşılıyor bizi. Gittiğimiz ev tam deniz karşısında. Yoğun bir rüzgar ve denizde de kuvvetli dalgalar var. Sahilde uçuşan plastik torbalar, çöp yığınları görülüyor.
Burcu Koç, evinin hemen ilerisindeki denize doğru çıkıntı yapmış bir dolgu alanı gösteriyor bize. Karaburun’dan Akpınar’a kesintisiz bir sahil olduğunu ancak 3. Havalimanının yapımı sırasında bu alanın hem hafriyatla hem de Tayakadın İSTAÇ çöplüğünden getirilen çöplerle doldurulduğunu, deniz dalgalarının bu çıkıntıya çarptıkça çöpleri böyle sahile savurduğunu anlatıyor:
“Dağ gibi görmüş olduğunuz yer aslında yoktu. Biz buradan Akpınar'a kadar sahilden gidebiliyorduk. Türkiye'nin en uzun sahillerinden en değerli kumlarından biriydi. Midye kabuklarından oluşan bu kum bir İsrail'de var bir de Türkiye'de. Burayı sadece kumla, toprakla doldurmadılar. Tayakadın'da İSTAÇ'ın çöp döküm sahasındaki çöpleri de getirip oraya attılar. Deniz zaten Karadeniz. O dalgalarla, fırtınayla döktüklerini oyuyor, içine alıyor, içindekileri de fırtınalarla aynen bu şekilde dışarı kusuyor. Artık denizdeki balık ne haldedir siz düşünün.”
"Deniz çöpü geri atıyor"
Bu “çöplü” dolgu alanın bir de görünmeyen arka tarafı var. O kısma geçişimiz Cemil Ökten’in Milten kömür ocağı nedeniyle engelli. Fakat ara sıra teknesiyle balığa çıkan Yakup Borucu, o tarafı görebilmiş:
"Bu dolgu alanın arka kısmında kalan sahil çevresinde şantiyedeki işçinin baretinden ayakkabısına, giydiği yelekten demire aklınıza gelebilecek her şeyi görebilirsiniz. Deniz hiçbir şeyi kabul etmiyor ve olduğu gibi geri atıyor. Sadece 3. Havalimanının değil yıkılan Ambar Limanı'nın hafriyatı bile buraya getirildi. Moloz şeklinde demirli betonları döküp güzel doğamızı mahvettiler.”
Kanal İstanbul projesinin ÇED raporuna göre, Burcu Koç ve Yakup Borucu’nun bahsettiği dolgu alanın görünen yüzünden itibaren Yeniköy’ün neredeyse çıkışına kadar devam eden sahil, beton dökülerek konteynır limanı yapılacak.
"Bu denizin ne yapacağı belli olmaz"
Köyde yaşayanlar ÇED raporundaki sayıları, ölçüleri kendilerince belirlemiş. Betonun döküleceği hat üzerinde ilerlerken kırmızı bir ev var, yine hemen sahilde. Bu kırmızı evden itibaren de denize dört tane mendirek (taş yığıntı) dikilmiş. ÇED raporuna göre, dördüncü mendireğe kadar olan alan hafriyat alanı, hafriyat alanının bittiği nokta da kanalın başlangıcı.
Yeniköylülerin anlattığına göre kırmızı ev, Kanal İstanbul projesinin hafriyat alanının başlangıç noktası olacak.
Kırmızı evden itibaren deniz kenarına kadar dört mendirek yani taş yığını var. Fotoğraftaki dördüncü mendirek hafriyat alanının sonlanıp kanalın başlayacağı yer.
Yoldan sahile inince rüzgar şiddetini daha da arttırıyor. Denizde çok fazla dalga var. Yakup Borucu denizin dilinden anlayan biri, “Gördüğünüz denizin fırtınalı hali bile değil. Biz bu havaya fırtına demiyoruz, basit bir deniz durumu. Dalgalar daha şiddetli” diyor ve ekliyor:
“Pasifik'te bile bu akıntıyı göremezsiniz. Bu denizin ne yapacağı belli olmaz. Sabah çıkarsın harika bir hava var, deniz kıpırdamaz, içerdeki taşları sayarsın, 10 dakika sonra dersin ki ben nasıl bir yere geldim. Sadece yüzeysel akıntısı yok, dip akıntısı da var. Burası bir boğaz kanalıdır, akıntılar önlenemez ve önüne geçilemez, fırtına, dalga kesilemez.
"Bunun için deniz profesörü olmaya gerek yok, burası Marmara gibi iç deniz değil, ne kadar mendirek atılırsa atılsın, hareketin önüne geçilemez. Mendirekte dalga patlar, 3 metre yükselir. Geminin geçebileceği bir alan var. Diyelim dümeni kitlendi, gemi arıza verdi. Küçücük bir ağız var, bu dalganın uyguladığı bir basınç ve akabinde akıntı var. 200 metre bir alanda bu dalgaların yapabileceği etkiyi düşünebiliyor musunuz? Nereye gidecek bu gemi?”
* Dördüncü mendireğin hemen arkası (Kanal buradan yukarıya doğru devam edecek)
"Bu toprak tarım toprağı"
Yine ÇED raporuna göre kanal buradan başlayıp köyün yukarısına doğru tepelerin arasından akarak devam edecek. O güzergahta yukarıya doğru çıkıyoruz. Yol üzerinde evler var. En yukarıda da tarım alanları. Burası deniz seviyesinden 60 metre yükseklikte. Plana göre kazılıp yok olacak bu alanı şöyle anlatıyor Burcu Koç:
"Bakın burası Kanal'ın geçeceği, kazılıp denize atılacak olan toprak tarım toprağı. Bu toprak çok bereketli, humuslu bir toprak. Burası ekin dolu şu anda ve bu ekin İstanbul'un halkını besliyor. Biz bu ekinlerden de edileceğiz. Yüz yılda oluşan toprağımızı kanal uğruna şimdi nereye atacaklar? Ayçiçeği, mısır, buğday yetişiyor bölgede. Özellikle Yeniköy'ün bezelyesi ve taze fasulyesi meşhurdur.”
* Kanal güzergahının devam edeceği denizden 60 metre yükseklikteki tepe (tarım arazileri ve evler var)
Yakup Boyacı ise 3. Havalimanıyla beraber bölgenin kendine has birçok özelliğini zaten kaybettiğini, çok yoğun olan manda nüfusunun neredeyse bittiğini, şeftali, nar, incir, dut, incir, erik, elma, fasulye, bamya, bezelyenin artık kişinin kendine yeteceği kadar üretilebildiğini söylüyor. Uçakların köye 100 metre mesafede iniş yaptığını belirten Borucu, “Uçak yakıtlarının toprağa sinmesinden kaynaklı üretim yapılamıyor” diyor.
"Selanik'ten göçen ecdadımın mezarı yok olacak"
Mustafa Bozkurt Yeniköy’de doğmuş ve 55 yıldır başka bir yere gitmemiş. Emekli olduktan sonra 15 tane büyükbaş hayvan almış, geçimini böyle sağlıyor.
3. Havalimanı yüzünden arazilerini kaybetmiş Bozkurt. Dava açmış ve 2014’ten beri mahkemelerde hakkını arıyor:
“Tapuların metrekaresine 130 lira filan verdiler ama 1150 dönüm 2B arazisi artı en az 1500 dönüm Türkiye Cumhuriyeti arazimiz bir kuruş bedelsiz alındı. Madem bu kanal projesi için parası var hükümetin ilk başta bu haklarımızı versinler.
* Mustafa Bozkurt
“Havaalanından sonra arazilerimiz, yerlerimiz, hayvan meralarımız gitti. Kanal projesiyle beraber bizim Yeniköy mezarlığı da gidiyor. Bugün dünyayı verseler ben ecdadımı yine değişmem. Selanik'ten göçtüler, korkunç acılar yaşadılar. O yüzden bıraksınlar da en azından öldükleri yerde rahat yaşasınlar."
"Köyün yüzde 60'ını havalimanı yok etti"
Bozkurt, Atatürk Havalimanı'nın 11 bin küsur dönüm olduğunu, 3. Havalimanı için de 90 bin küsur dönüm arazinin işgal edildiğini ancak şu anda 20 bin dönümünün bile kullanılmadığını savunarak, “Diğer yerler ne olacak? Ne gerek var insanları yerlerini gasp etmeye, işgal etmeye” diye soruyor ve şöyle devam ediyor:
"Yeniköy ile Karaburun arası 3 kilometre, bugün İstanbul Avrupa yakasında en temiz denize girilecek yerlerden bir tanesi. Kumsalıyla, Karadeniz'in temiz suyuyla, hafta sonları yüz binlerce kişi denize gelip serinliyor. 5-10 kişi para kazanacak diye bu doğanın, denizin yok olması çok korkunç.
“Köyün doğu tarafının yüzde 60'ı havaalanı projesiyle yok oldu. Buradan bir de kanal geçtiği zaman bizim Yeniköy'ün tamamı bitmiş olur, arazi diye hiçbir şey kalmaz. Otlak yer, meralarımız bitince insanlar küçük bir arazinin içine sıkıştı. Bu defa kalabalık hayvanı olanlar Trakya'ya göç etti. Kalanlar da mera olmadan anca ahırda, içerde besleyebiliyor hayvanlarını.
"Arazim giderse ben ne olacağım"
"Bir insanın yaşam şartı, arazisi, evi, mülkü, malı var. Hiç razı mı değil mi sormadan bir insanın malını sen kendi bildiğin gibi hemen değer biçip alabilir misin? Emekli insanım, 2000 lira maaş alıyorum. 28 sene çalıştım emekli oldum ve 15 tane büyükbaş hayvanım var, onun sütüyle, hayvanıyla geçiniyorum.
"Düşünebiliyor musun 55 yıl aynı köyde yaşayan bir insanın gidip başka bir yerde hayat kurması kolay mı? O yüzden karamsarız, ne olacağımız, allaha emanetiz."
YENİKÖY: İstanbul'un Arnavutköy ilçesine bağlı Karadeniz kıyısında bulunuyor. Arnavutköy ilçe merkezine 15, İstanbul şehir merkezine mesafesi ise yaklaşık 41 kilometre. Yeniköy’ün nüfusu 1376 kişi. Bölgedeki insanların geçim kaynağı genelde tarım ve hayvancılık. Ancak 3. Havalimanı sonrasında mandaları besleyebilecekleri alanları kalmadığı ve arazilerine de el konulduğu için daha çok büyükbaş hayvancılıktan geçimlerini sağlıyorlar ve sadece kendi ihtiyaçlarınca ekip biçiyorlar. |
(TP/HA/DB)
Kanal İstanbul Güzergahında Yaşayanlar Anlatıyor
1/ Yeniköy: "100 Yılda Oluşan Tarım Toprağımız Yok Olacak"