Ji bo nûçeya Tirkî bitikîne
Türkiye sinemasının duayen isimlerinden oyuncu Fikret Hakan sabaha karşı saat 02:00 sıralarında hayatını kaybetti.
Menajer Süheyl Atay haberi sosyal medya hesabından duyurdu:
''Çocuklarımın dedesi, sinema sanatçısı #FikretHakan'ı kaybettik. Tüm dost ve sevenlerine duyurulur''
83 yaşındaki oyuncu, Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde bir süredir akciğer kanseri tedavisi görüyordu. Asıl adı Bumin Gaffar Çıtanak, tiyatroyla başladığı sanat yaşamını 1952’de rol aldığı “Köprüaltı Çocukları” filmi sonrası sinemayla sürdürdü.
Sinemada yönetmenlik ve senaristlik de yaptı. Yücel Çakmaklı'nın yönettiği Çetin Tekindor, Ahmet Mekin’le rol aldığı “Küçük Ağa” (1983), Natuk Baytan’ın yönettiği Haluk Kurtoğlu, Serdar Gökhan, Erol taş ile oynadığı “Duvardaki Kan” (1986) gibi önemli televizyon dizilerinde de oynadı.
Memduh Ün’ün yönettiği Hülya Koçyiğit, Kadir İnanır, Halit Akçatepe ve Müşfik Kenter ile oynadığı “Üç Arkadaş” (1958), Atıf Yılmaz'ın yönettiği Fatma Girik ile oynadığı “Keşanlı Ali Destanı (1964) ilk önemli filmleri oldu. 100’ün üzerinde filmde rol aldı. En önemli filmi belki de Altın Portakal En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazandığı Metin Erksan’ın yönettiği “Yılanların Öcü” filmi oldu.
Fikret Hakan hakkında
Asıl adı Bumin Gaffar Çıtanak olan oyuncu Fikret Hakan 1934 Balıkesir doğumluydu.
Hakan, ilk sahne deneyimini 1950’de “Üç Güvercin” oyunuyla Ses Tiyatrosu’nda yaşadı. 1952’de “Köprüaltı Çocukları” filmiyle sinemaya geçti. İlk mesleği gazetecilikti.
Fikret Hakan Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi’nin 2004’te düzenlediği söyleşide hayatını ve sanat anlayışını şöyle anlatmıştı:
Bize ustalarımız tevâzuyu öğrettiler. Bunun hem yararını, hem zararını gördük. O kadar çok öğrettiler ki, hak ettiklerimizi bile yadsıyacak kadar tevazu sahibi olduk. Bütün yaşamım boyunca bunun çok acısını çektim. Hayatım bir takım tersliklerle dolu.
Annem bana 21 Nisan günü sancılanmış ve Balıkesir'de Memleket Hastanesi'ne yatırılmış. 23 Nisan’da doğmuşum ama hemşire annemin sancılandığı günü doğum tarihim olarak yazmış. Cumhuriyet’in 10. yıl çocuğu olacak olsaydım, bütün okulların kapıları bana açık olacaktı.
Babam bizden koptuktan çok yıllar sonra, Sansaryan Han'ında Tabutluk Sefasında ağırlandığı için ben de Askeri Ortaokul’dan atılmış bir insanım.
İlk mesleği gazetecilik
Hayatımda çok iniş çıkışlar oldu. Erken yaşta olgunlaşmaya başlamanın sonucunda, 1949 yılında rahmetli Abdi İpekçi'nin çıkardığı İstanbul Ekspres gazetesinde önce öykülerim çıktı, daha sonra röportajlara gitmeye başladım.
Benim ilk profesyonel mesleğim gazetecilik ve öykü yazarlığıdır. Gazetecilik geçmişim Türk sinemasına girişimde bilinçli olmamda büyük rol oynamıştır. Yani bir magazin fırlaması olarak sinemaya girmedim. Gazeteciliğin benim için çok yorucu ve daha az gerekli olduğunu düşündüğüm için tiyatro yapmaya karar verdim.
Önce tiyatro
1950 yılında o zamanki Ses Tiyatrosu’nda rahmetli Münir Hayri Egeli, batılı bir format içerisinde yeni müzikaller sahneye koymaya başladı. Ben de sınava girdim, kazandım ve bir lira yevmiye ile ‘Üç Güvercin Opereti’ ile tiyatroya başladım.
O yıl, on altı yaşlarında, çocuklukla delikanlılık arasında tıfıl bir çağda ‘Üç Güvercin’, ‘Leblebici Horhor’ ve ‘Afrodit’ gibi piyeslerde irili ufaklı rollerde oynadım.
Böylece Yeşilçam’a giden yolu tiyatro ile dürtüklemeye başladım. 1952 yılında Yeşilçam Sokağı’nda dört günlük bir figüranlık dönemim var. Yeşilçam Sokağı’nda beni bir nevi keşfettiler.
"Formasyonum yazarlık aslında"
1952 yılında Köprüaltı Çocukları ile sinemaya başladım. İki yüz elli lira para biçtiler. O zamanki rakamlara göre hiç de fena bir para değildi. Benim gibi tıfıl, Taksim Lisesi’nde okumaya çalışan bir çocuk için on beş günde bir gidip on, yirmi kağıt almak keyifli bir iş oluyordu.
Sinemada her yaptığımı bilinçli olarak yaptım. Hiçbir zaman kaşının gözünün güzelliğine güvenen salaklardan olmadım. Yakışıklı adamdım ama aklımı, yeteneğimi, tiyatro ve edebiyat birikimimi arka plana itmedim. Çünkü benim formasyonum yazarlık aslında.
1955 yılında Lütfü Akad'ın yönettiği, Yaşar Kemal'in senaryosunu yazdığı, Duru Film’in yapımcılığını yaptığı Beyaz Mendil yaşamımın en büyük şansı oldu. Rahmetli Naci Duru'ya Süreyya Duru'ya, sevgili hocam, ağabeyim, ustam Lütfü Akad'a bana o şansı verdikleri için sonsuz teşekkürler ediyorum.
Shakespeare'in “Dehanın yüzde doksan dokuzu terdir” lafına ben yüzde yüz inanırım. Benim dönemimde bana yakın yetenek sahibi olan insanlar sinemaya girmeye başladılar. Onlar, gazetelerin sadece baş manşetleri ile spor sayfasındaki yazıları okurlarken, ben Tolstoy okumaya çalışıyordum.
Kitapları
Türk Sinema Tarihi, İnkılap Yay, 2010
Gece Limanı - Yasaksız Mutsuzluklar Rıhtımı (Roman), İnkılap Yay, 2010
Eski Biri (Şiir), Şiirden Yayınları, 2014
Hamal'ın Uşakları (Öykü), Telos Yay., 1997
Son Ruznameci (Şiir), Nezih-Er Yayınları, 2012
Siyah Işık (Şiir), Serander Yay, 2009
İmbikli Duvar, Serander Yay., 2002
Ödülleri
1998’de Kültrü Bakanlığı’nın “Devlet Sanatçısı” unvanını verdiği oyuncunun hayatı boyunca kazandığı ödüller şöyle:
* 1965 - Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü, Keşanlı Ali Destanı
* 1968 - Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü, Ölüm Tarlası
* 1965 - İzmir Enternasyonal Fuarı 1. Film Şenliği, Keşanlı Ali Destanı, En İyi Erkek Oyuncu
* 1971 - Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Erkek Oyuncu, Hasret
* 1993 - 30. Antalya Film Şenliği, Yalancı (TV), En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
* 1997 - 34. Antalya Film Şenliği, Yalancı (TV), Yaşam Boyu Onur Ödülü
* 2009 - Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nden fahri doktorluk unvanı aldı
* 2012 - Engelsiz Yaşam Vakfı, Yaşam Boyu Meslek ve Onur Ödülü (TP/HK)