İlk vicdani ret deklarasyonunun üzerinden 25 sene geçti ama Türkiye hala vicdani reddi tanımıyor. Askerlik yapmak istemeyenler her sene ‘bedelli çıktı’ haberini bekliyor.
Geçtiğimiz hafta 2015 için 28 yaşından gün almış olanlara bedelli askerliğin önü açıldı. Ancak bu birçok yurttaş için son derece ağır bir ‘bedel’: 2015 için askerlik yapmamanın bedeli 18 bin lira. En son bedelli askerlik 2011’de 30 bin lira karşılığında çıkmış, fiyatın yüksekliği nedeniyle uygulamadan beklenenin çok altında bir sayıyla 70 bin kişi faydalanmıştı.
2011'de bedelli askerliğin çıkmasıyla ilgili bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem gündemde olan vicdani ret tartışmasına dair de "Vicdani ret olarak adlandırılan bir düzenleme hükümetimizin gündeminde asla olmamıştır. Askerlik bu milletin, bu topraklar için en kutsal vazifelerden biri olarak kabul edilmiştir. Biz askerliği Peygamber Ocağı olarak görmüşüz” demişti.
Ülke genelinde yüz binlerce asker kaçağı olduğu biliniyor. Erdoğan en son 2013’te “600 bin civarında kaçak var. Bu kişilerin yakalanıp teslim edilmesi lazım” demişti.
Ret gerekçeleri çeşitleniyor
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) defalarca mahkum edilmesine ve Anayasa’da askerlik hizmetini zorunlu kılan bir madde bulunmamasına rağmen, birkaç yasa değişikliğiyle çözülebilecek bu mesele hala gündemimizde.
Kanunda düzenleme yapılmasa da 2000’lerde hem vicdani retçilerin sayısı arttı, hem de retlerin ilan edilme gerekçe ve biçimleri de çeşitlenmeye başladı.
Vicdani Ret Derneği’nin listesine göre Aralık 2014 itibariyle vicdani reddini ilan edenlerin sayısı 393.
2004’te İstanbul’da, ardından da İzmir ve Ankara’da düzenlenen ‘Militurizm Festivali’ ret hareketinin yaratıcı yansımalarından oldu. Bu ‘turistik’ gezilerde kamusal alanlardaki militarist anıt, sembol, kurum ve ritüellere eleştirel ve ironik ziyaretler yapıldı.
15 Mayıs 2004’teki Militurizm Festivali’nde ilk kez beş kadın vicdani reddini deklare etti.
Osman Murat Ülke 1996'da, Mehmet Tarhan 2001’de retlerini açıklarken eşcinselleri ‘hasta’ kabul ederek ‘çürük raporu’ almaya zorlayan TSK’yı eleştirmişlerdi.
2007’de Enver Aydemir, inancı dolayısıyla askerliği reddeden ilk Müslüman retçi oldu. Ret ilanında “TSK seçkinlerinin” İslami değerlere karşı düşmanca tavrını eleştiren Aydemir, kamuoyunda ‘imani retçi’ olarak biliniyor.
2000’lerin sonlarına doğru Kürt Vicdani Ret Hareketi başladı, özellikle 2010’dan beri Kürt retçiler toplu açıklamalarla barış taleplerini ortaya koyuyor.
2010’da, 15 yaşındayken askerlik yapmayacağını açıklayarak dünyanın en genç vicdani retçilerinden olan İlyada Erkuş gibi liseli retçilerin sayısı da gitgide artıyor.
Kadın Retçiler: ‘Militarizm askeriyeden ibaret değil’1990'ların başından beri ret mücadelesinin içinde son derece aktif olan kadınların 2004’ten itibaren vicdani retlerini açıklamaları hareket içinde dönüştürücü bir tartışma başlattı. Vicdani Ret Derneği Eşbaşkanı Merve Arkun, 2014 Aralık itibariyle 112 kadın vicdani retçi olduğunu söyledi. Retçi Ferda Ülker, 2005'te yaptığı açıklamasında vicdani ret hareketinin yalnızca zorunlu askerlik hizmetine karşı yürütülen bir mücadele olmadığını, militarist düşüncenin askeriyenin sınırları içinde kalmadığını, hayatın her alanında kadınlığı yok sayan ve aşağılayan bir “militer dünya” kurguladığını belirtmişti. |
Türkiye AİHM’i dinlemiyor
Ocak 1997’de vicdani retle ilgili AİHM’de Türkiye’ye karşı ilk davayı açan Ülke, 5 Ocak 2006’da davayı kazandı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “işkence ve aşağılayıcı muamele” yasağını düzenleyen 3. maddesinin ihlal edildiğinekarar veren AİHM, resmi evlilik yapamayan, çocuğunu nüfusuna kaydettiremeyen Ülke'nin kaçak yaşamak zorunda bırakılmasını “sivil ölüm” olarak tanımlamıştı.
2011’e kadar Türkiye’den gelen vicdani ret davalarını 3. madde kapsamında değerlendiren AİHM, ilk kez Yehova Şahidi Yunus Erçep'in davasında AİHS'in “düşünce, vicdan ve inanç hürriyetini” düzenleyen 9. maddesinin ihlal edildiğine karar verdi. Sonraki yıllarda AİHM, Mehmet Tarhan ve Halil Savda gibi birçok vicdani retçinin davasında da aynı maddeyi gerekçe göstererek Türkiye’yi mahkum etti.
Avrupa Konseyi, 47 üyesi arasında vatandaşlarına vicdani ret hakkı tanımamış iki ülkeden biri (diğeri Azerbaycan) olan Türkiye’ye senelerdir vicdani ret konusunda düzenleme yapması için çağrıda bulunuyor. AİHM'in kararlarının uygulanıp uygulanmadığını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de 2007’den beri Türkiye’yi bu konuda uyarıyor.
Komite en son Eylül 2011'de Türkiye’ye vicdani ret yasası düzenlemesi için üç ay süre vermişti. Ancak Aralık 2014 itibariyle hiçbir düzenleme yapılmış değil.
Son olarak Şubat 2014’te basında hükümetin “İnsan Hakları Eylem Planı” hazırlığında olduğu, bu plan kapsamında vicdani redde dair de düzenlemeler yapılacağı haberleri çıktı. Haberlere göre düzenleme, “askerlik hizmet süresini aşan (en az iki katı gibi) alternatifli kamu hizmeti” uygulaması getirecek. Bu düzenlemeler yapılırken “kamu vicdanını rahatsız etmeyen ve insanları askerlik hizmetinden soğutmayan formüller” bulunacağına da özellikle dikkat çekilmiş. (Eİ/HK)