Türk Toraks Derneği Kadın ve Akciğer Sağlığı Görev Grubu, İstanbul Sözleşmesi’nin feshi konusundaki açıklamalara dikkat çekti ve Sözleşme’nin kadınların hayat garantisi olduğunu belirtti.
TIKLAYIN - Polonya İstanbul Sözleşmesi'nden çekiliyor
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi'nin tam metni
“Sözleşme’nin gereklerini yapın”
Açıklamada şöyle denildi:
“Çarpıtılmaya çalışılan bu sözleşmeyi önyargısız, tarafsız okumak önemlidir. Bu sözleşme; kadınları ev içi şiddet dâhil olmak üzere her tür şiddete karşı korumayı, toplumsal cinsiyet ayrımcılığını önlemeyi, şiddet mağdurlarına destek sağlamayı ve yargı aşılmasındaki olaylar için ön yargılardan korunmayı sağlamaktadır
“Dünya İnsan Hakları Konferansı, kadınların ve kız çocuklarının haklarının. evrensel insan haklarının ayrılmaz, bölünmez ve vazgeçilmez bir parçası olduğunu kabul etmiş olsa da uygulamada bunun benimsenmesinde halen büyük eksikler söz konusudur.
“Ulusal akciğer sağlığını koruma ve geliştirme misyonuna sahip olan Türk Toraks Demeği çatısı altında kurulan "Kadın ve Akciğer Sağlığı Görev Grubu", sağlığın her sosyal bileşeninde olduğu gibi kadın ve akciğer hastalıkları konusunda da farkındalık ve duyarlılık oluşturmak, konuyu uzmanlık alanının gündemine taşımak adına etkinliklerde bulunmak, ulusal ve uluslararası sağlık politikalarım kadının sağlık hakkını koruyan bakış açısı ile izlemek ve katkı sunmak üzere kuruldu.
“Görev Grubumuz, bu amaçlar doğrultusunda İstanbul Sözleşmesinden çekilmeyi değil, gereklerinin zaman kaybetmeden yerine getirilmesini zorunlu görmektedir.”
İstanbul Sözleşmesi ne diyor?
"Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı", Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda 2011'de kabul edilerek yasalaştı.
İstanbul'da imzaya açıldığı için İstanbul Sözleşmesi olarak da anılan Sözleşme'yi ilk imzalayan ülke Türkiye oldu.
Sözleşme, ''kadına yönelik şiddet'', ''aile içi şiddet'', ''kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet'', ''kadın'' kavramlarını tanımlıyor.
Uluslararası alanda kadına yönelik ve aile içi şiddetle ilgili ilk bağlayıcı belge olma özelliğini taşıyan sözleşme şunları içeriyor:
- İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini kapsıyor.
- Sözleşme çerçevesinde eviçi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde kadının korunmasını esas alıyor.
- Kadınları konumlandırırken "aile" olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmiyor.
- Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi'nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda.
- Devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değil. Şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, yani kim olursa olsun şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü de devlete ait. (EMK)