“Hukuken bu işin sonuna kadar gideceğiz. Kardeşim son bir aydır evde bize de işyerinde gördüğü baskıyı anlatıyordu. Hatta son olarak bu kayıp eserlere ilişkin savunması istenmiş. O da savunmasında her şeyi yazmış. Kendisine baskı yapıldığını belirtmiş. Ancak, savunması görmezden gelindi.”
“Biz bu baskıların bu vahamete neden olacağını bilmiyorduk. Sorumluların açığa çıkartılmasını ve cezalandırılmasını istiyorum.”
Ömer Ozan Kaçmış, intihar eden arkeolog kardeşi Merve Kaçmış’ın ölümü sonrası bunları söylüyor.
Gaziantep Müze ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nde arkeolog olarak çalışan Kaçmış 13 Ocak 2020 Pazartesi günü ziyaret ettiği Diyarbakır’daki kardeşi Ömer Ozan Kaçmış’ın evinde intihar etti.
TIKLAYIN - bianet Şiddet, Taciz, Tecavüz Çetelesi Tutuyor
Bakanlık: Derhal soruşturma başlatıldı
Kaçmış’ın intiharı sonrası işyerinde “mobing”e uğradığı öğrenildi. Ayrıca, Kaçmış’tan zimmetine almasına istenen ancak arkeologun eksik olduğu gerekçesiyle almadığı Pişmiş Toprak Eserler’in de sayımına başlandı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın intiharın ardından başlattığı idari soruşturma kapsamında müze müdürü E.Ö. ve iki uzman, görevden uzaklaştırıldı.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, şöyle dendi:
“Gaziantep Müzesi Müdürlüğü’nde sözleşmeli arkeolog olarak görev yapan personelimiz Merve Kaçmış’ın 13/01/2020 tarihinde Diyarbakır’da hayatına son vermesine ilişkin, sayın Bakanımızın talimatları ile derhal soruşturma başlatılmış ve bazı personel görevden uzaklaştırılmıştır."
"Merve’nin notunun çözülmesini talep edeceğiz"
Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden avukat Aslı Pasinli, intihara sürüklenen Merve Kaçmış’ın ölümün aydınlatılması için iş yerinde kaybolduğu söylenen 150-200 tarihi esere ilişkin Merve’nin çalışma arkadaşlarının da bilgisine başvurulmasını isteyeceklerini söyledi.
Pasinli, son duruma ilişkin şu bilgileri paylaştı:
“Bizler Diyarbakır Barosu Kadın Hakları merkezi adına 13.01.2020 tarihinde, otopsi tutanağında belirtildiği üzere yüksekten düşme sonucu intihar eden Merve Kaçmış dosyasının takipçisi olmak için bugün dosyaya vekaletnamemizi sunduk. Henüz kolluktan gelecek evraklar eksik olduğu için dosyanın tamamını alamadık. Dosyada gizlilik kararı yok. Merve’nin intihardan önce bırakmış olduğu notu dosya içinden gördük. Fakat yazı oldukça bulanıktı. Ama notta iş yerine bir atıf olduğu açık ifadelerden belli. İlk cümlesi ‘Ben yapmadım, masumum. Her yerde kameralar var izleyince göreceksiniz’ diye başlayan ve iş yerinde yaşanan olaya ilişkin 4-5 cümlelik bir not. Devam eden cümleler okunamıyordu. Yazının çözümlenmesini de talep edeceğiz.
'Psikolojik otopsi istenecek'
“Söz konusu dosyanın uzun süreli bir mobing sonucu intihara sevk olup olmadığı hususu için soruşturmanın genişletilmesi talebinde bulunacağız. Bakanlığa bu konuya ilişkin idari bir soruşturma başlatılmasını Merve’nin bıraktığı intihar notuna da işaret ederek başvuruda bulunacağız.
"Psikolojik Otopsi talebinde bulunacağız. Psikolojik otopsi kişiyi intihara sevk eden sürecin ayrıntılı bir şekilde incelenerek kişinin yakınları çalışma arkadaşları vs. ile görüşmeler yapılarak intiharın olası nedenleri konusunda bilgi toplanılmasıdır.
"Avrupa ve Amerika’da çok yaygın olan bu yöntemin Türkiye’de yeni yeni yerleşmeye başladığı çalışmalar var. Ve bu dosyanın aydınlatılması için iş yerinde kaybolduğu söylenen 150-200 tarihi esere ilişkin Merve’nin çalışma arkadaşlarının da bilgisine başvurulmasını isteyeceğiz. Merve uzun süreli bir mobing sonucu hayatını kaybetmiş ise o zaman bu intihar değil cinayet olacaktır.
Kültür Sanat Sen: Sorumlular yargı önüne çıkarılsın
Kültür Sanat Sen de Kaçmış’ın ölümüne ilişkin basın açıklaması yayımladı. Açıklamada şöyle denildi:
“Şuanda savcılıkta bulunan mektubun içeriği tam olarak bilinmese de müzedeki diğer uzmanlar ile yapılan görüşmede işyerindeki sıkıntıların yaklaşık 3 yıldır sürdüğü, bu baskı ve mobbingin Müdür Emine Öztürk tarafından uzun yıllardır personele uygulandığı, birçok personelin bu durumdan kaynaklı soruşturmaya maruz kalarak görev yerlerini değiştirmek zorunda kaldıkları söylenmektedir. Mevcutta Müze Müdürüne açılmış mobbing davalarının olduğu bilinmekle birlikte Kültür Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ve Teftiş Başkanlığının durumu bilmesine rağmen Müdür hakkında hiçbir işlem yapmadığı yönünde üyelerimizden şikâyetler gelmiştir. Yetkilerin duruma sessiz kalması ve ülkemizde yaratılan cezasızlık kültürü müze müdürü Emine Öztürk’ün gün geçtikçe personel üzerinde baskılarının artırmasını da beraberinde getirmiştir.
‘Müdür: Arkeologlar dinsiz ve solcu’
“Bölgeden gelen bilgilerde, Genel Müdürlükten müzeye ziyarete gelen kimi kurum yöneticilerinin personelle yaptıkları toplantıda ‘müdürünüz genç, güzel ve iyi hiç birinizden şikâyet duymayacağız. Siz Arkeologlar dinsiz, ateist ve solcu oluyorsunuz hepiniz hizaya geleceksiniz’ şeklinde tehditlerle karşılaştıklarını, müzede çalışan arkadaşlarımız Müdür hakkındaki tüm şikâyetlerine rağmen bir sonuca varamadıklarını ifade etmektedirler.
“İntihar eden meslektaşlarının son zamanlarda müdürden eserlerin zimmetini kısa sürede alması için baskı ve tehditle mücadele etmek zorunda kaldığı, sözleşmeli olduğu için eğer şu tarihe kadar yapmazsan sözleşmeni fes ederim ve senin dilin çok uzadı şeklinde hakaretler ile karşılaştığı söylenmektedir. Uzmanların mevzuatın açık olması nedeniyle zimmet işinde sayım ve kontrol yapmadan eserleri alamayacağını belirtmelerine rağmen Müdür Emine Öztürk’ün psikolojik şiddet ve baskılarının devam ettiği söylenmektedir.
“Genç Arkeolog ’un geçen hafta sonu memleketi Diyarbakır’a gittiği bir yakınının rahatsız olması nedeniyle Pazar günü Müdüründen 1 günlük izin istediği ancak bu izinin verilmemesi ile birlikte baskıya maruz kaldığı, bunun üzerine meslektaşlarının birkaç telefon görüşmesi sonrası bu eylemi gerçekleştirdiği anlatılmaktadır.
“Bunlar ile birlikte daha önceki yıllarda bir gişe personelinin işinden olmasına da yine aynı müdürün neden olduğunu ve birçok personelin müdür hakkında şikâyetlerde bulunmasına rağmen korunduğunu hiçbir işlem yapılmaması sonucunda genç meslektaşının bu durumu kaldıramaması dolayısıyla hayatından olduğunu söylemektedir.
“Bölgeden birçok uzmanın maruz kaldığı bu baskı ve mobbing Kültür Bakanlığında liyakatsiz ve özellikle Memur-Sen üyesi olan Müdürlerin kendilerini personelin efendisi gibi görmeleri ve devlet müzelerini ise kendi çiftlikleri şeklinde yönetmelerinden kaynaklıdır. Özellikle sorgulanması gereken konu bu şikâyetlerin neden değerlendirmeye alınmadığı ve bir insanın hayatına mal olmasının neden beklendiğidir. Ayrıca belirtmek isteriz ki ölümü tercih eden arkeolog arkadaşımız Memur-sen üyesidir. Yalnız memur-sen den her zamanki gibi konu ile ilgili ne bir açıklama gelmiştir ne de yaşanan süreçte olaya müdahale de bulunulmuştur.
“Müzede görevli arkeolog arkadaşımızın hayatını kaybetmesine neden olan bu olay intihar değil cinayettir ve sorumluları derhal yargı önüne çıkarılmalıdır” (EMK)