Yazıyı, bu şarkı eşliğinde okumanızı öneriyoruz.
Fotoğraf: İleri Haber
“Gelsin baba gelsin koca gelsin
Polisiniz devletiniz gelsin
Bakanınız haklarımı versin
Aman istemem üzeri kalsın”
Bandista, “Olur olmaz” şarkısında böyle sesleniyor. Yargıda öyle pratikler görüyoruz ki insan, bu “gelsinler” kısmına “avukatınız”ı da eklemek istiyor.
Sözünü ettiğim avukat, Ankara’da akademisyen Ceren Damar’ı öldüren sanık öğrencinin avukatı Prof. Dr. Vahit Bıçak.
Daha önce, elinde hiçbir veri ve kanıt olmadan Ceren Damar’ın sanıkla ilişkisi olduğunu iddia eden, bu konuda tweet'ler atan Bıçak, bu kez sosyal medyasından yine "fikrini" açıkladı. Bıçak, bir kadının, Ceren Damar'ın öldürüldüğü davada, “arabuluculuk” yapmayı öneriyor.*
Bıçak’ın iddianameye yansıyan “canice hisle öldürme” suçunu bu kadar hafifleştirmesi kadın cinayetini neredeyse “meşrulaştıran” sözleri, yeni cinayetlerin tetikleyicisi.
Ama, başka türlü bir avukat pratikleri de var elbette. Mahkeme salonlarında hakimlere İstanbul Sözleşmesi’ni hatırlatan, şiddet gördüğünde karakola sığınan polislere 6284 No’lu yasayı ısrarla uygulatan feminist avukatlar..
Davalar...
Bu davalardan biri geçen hafta görüldü. Eskişehir’de avukat Heval Yıldız Karasu’nun bürosuna düzenlenen silahlı saldırıya ilişkin açılan davanın ilk duruşması Eskişehir 6. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeydi. Davayı, çok sayıda kadın avukat da takip etti. Avukatlar, reddi hakim talebinde bulundu. Dava ertelendi.
Velayet çığlığı bu kez Kıbrıs-Türkiye hattından yükseldi
Hazan Pervin Yağcı. Sosyolog, özel sektör çalışanı. Sekiz yaşındaki kızının velayet hakkı için mücadele ediyor. Yağcı'nın anlatımına göre, velayet hakkını elinde bulunduran babası, 6 Eylül’de sekiz yaşındaki kızlarını Kıbrıs’a kaçırdı. Yağcı’nın en büyük destekçisi de Kıbrıs’taki feminist avukatlar oldu. Yağcı, şimdilik haftada dört gün çocuğunu görebiliyor. Aralık’ta Ankara Aile Mahkemesi’nde görülecek duruşmadaki tek isteği, mahkemenin acil velayet tedbiri vermesi.
Setlerdeki kadınlar...
Erkeklerin dizi/sinema setlerinde uyguladığı şiddeti ve cinsel tacizleri duyurmak için kurulan Susma Bitsin’in çalışmaları setlerdeki tacizi, şiddeti görünür kılıyor. Bir de sektördeki kadınların görünür olma ve varolma mücadelesi var. Bu yönüyle de kadınların daha fazla konuşuyor olması elzem.
Tam da oyuncu Şebnem Bozoklu’nun açıkladığı gibi.
Antalya Film Festivali’nde bir söyleşiye katılan Bozoklu, “Sinema sektöründe çalışanların yüzde 96'sı erkek. Hepimiz için korkunç bir şey. Filmleri görüyorsunuz, erkeklerin üzerinden ilerliyor" dedi.
Akademide kadınlar
Sabancı Üniversitesi’nden mezun üç mühendis, Canan Dağdeviren, Ece Kamar ve Kıvılcım Ayşe Coşkun ABD Ulusal Mühendislik Akademisi tarafından düzenlenen Mühendisliğin Yeni Ufukları sempozyumuna katılan 87 yenilikçi mühendis arasında yer aldı.
Sığınmaevleri...
İstanbul Sözleşmesi’nin koşullardan biri de sığınmaevleri. Kadınların şiddet gördüğünde, çocuğu ile birlikte yaşayabileceği, adresi bilinmeyen güvenlikli alanlar.
5393 sayılı Belediye Kanunu'na göre nüfusu 100 binin üstünde olan yerleşim yerlerindeki belediyeler, kadın ve çocuklar için sığınmaevi açmak zorunda. Yani İstanbul'daki 36 belediyenin bir sığınmaevi olması gerekiyor. Ancak, sadece Küçükçekmece, Kadıköy, Kağıthane, Pendik ve Eyüp ilçelerinde sığınmevleri olduğunu biliniyor.
Mor Çatı Gönüllüleri Zuhal Güreli ve Leyla Soydinç'in bianet'e verdiği bilgilere göre, Türkiye'de 81 ilde kadın sığınağı var. 76 ilde ŞÖNİM (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi) var, Türkiye genelinde 144 sığınak bulunuyor.
Sığınmaevlerine dair bir adım da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden (İBB) geldi. İBB, İstanbul'da kadınlar için sığınmaevi açıyor. Haberi Dilek İmamoğlu, sosyal medya hesabından, "Yalnız değilsiniz" notuyla duyurdu.
Haftanın davaları....
Mesut Issı, Mayıs 2019’da boşanma aşamasında olduğu kadın hakları savunucusu avukat Müzeyyen Boylu’yu, koruma kararına olmasına rağmen öldürdü. Koruma kararlarının bile kadınları korumadığını gerçeğini bir kez daha açığa çıkaran cinayet davasının ikinci duruşması yarın (4 Kasım 2019, Pazartesi) Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Davanın ilk duruşmasında kadın hakları savunucularının ve baroların duruşmaya katılma talepleri kabul edilmemişti.
Gökçe adalet istiyor
Tarih, 1 Ocak 2018 yılbaşı gecesi. Kınalıada Hababam Pansiyon işletmecisi, sabah 03.00 sıralarında karşılaştığı ve alkollü olduğunu fark ettiği adalı bir genç kadına, uzun zamandır tanımaktan gelen “güvenilir, ada insanı ve aile dostu” biri olma konumunu kullanarak pansiyon önünde içki ikram etti.
Sonrasında kadına alkollü olduğu bahanesiyle pansiyonun müştemilatında kalması teklifinde bulundu. Gökçe, çocukluğundan beri tanıdığın erkeğin teklifini kabul etti. Cinsel saldırıya uğradı.
Davanın karar duruşması 5 Kasım salı günü Kartal’daki Anadolu Adliyesi’nde görülecek. Ailesi, dayanışma çağrısı yapıyor:
“Adli tıp raporu, darp raporu, psikolojik rapor ve sokak kamerası görüntüleri gibi sübut deliller kadının beyanını doğrularken; bunların hiçbirisini dikkate almayıp, olayın hemen ertesi günü şikayette bulunan mağdure yerine, sanığın ifadesine itibar ederek, üstüne üstlük kadının alkollü olmasını gerekçe göstererek, atılı tecavüz suçuna ilişkin olarak sanık hakkında verilen beraate ilişkin savcılık mütalaasını kınıyor, mahkeme heyetinin mağdure lehine olan tüm delilleri değerlendirerek adil, objektif ve de yasalara uygun şekilde incelemesini talep ediyoruz.”
Nafaka hakkı...
Kadın Dayanışma Vakfı, iki aydır çalışma yürüttüğü "Yoksulluk Nafakası Araştırması" raporunun sonuçlarını açıkladı. Raporda, hükmedilen nafakanın yüzde 66,4'ünün 0-500 TL arasında olup ortalamasının ise 262 TL olduğu açıklandı. Nafaka bu hali ile bile kadınların sorunlarını çözmüyorken, bir de İkinci Yargı Paketi ile sınırlandırılmak isteniyor.
Kadınlar da kendilerini şiddet gördükleri veya bir şekilde mutsuz oldukları eve mecbur kılacak nafaka değişikliğine karşı direnmekle kararlı.
Avukat Zekiye Karaca Boz, ikinci Yargı Paketi'nde nafakanın sınırlandırılması tasarısının Meclis'te boşanmayı engelleyen nitelikte kurulan komisyonun bir devamı olduğunu belirterek, "Nafaka, kadına yaşama bir yerden başlayabilme şansı veriyor" diyor.
Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu, yaptığı açıklama ile "kadın ve çocuk düşmanı" olarak tanımladıkları 2. Yargı Reformu Paketi'nin yasalaşmasına izin vermeyeceklerini duyurdu.
Şiddetsiz bir hafta dileği ile... (EMK)