Roman kadınlar Edirne’de ilk kez 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü “1. Uluslararası Roman Kadınlar Günü Sempozyumu” ile kutladı.
Edirne Kadın Girişim Merkezleri Yardımlaşma Derneği’nin Trakya Üniversitesi’nde düzenlediği sempozyumda Roman kadınların istihdamı ve sosyal olarak güçlendirilmesine ilişkin yürütülen sabun üretimi projesi tanıtıldı.
Başa dönersek, Edirne’de yıllardır Romanların güçlendirilmesi için projeler üreten Türkiye’nin önde gelen derneklerinden Edirne Roman Derneği (EDROM), beş yıl önce kadınlar özelinde çalışmaya karar vermiş.
Derneğin erkek başkanları Bahattin Ulusoy ve Erdinç Çelik, dernek bünyesinde sabun üretimine karar vermiş. Valilik, Belediye ve sivil toplum ortaklığında kadınlara dekoratif kullanımlık meyve sabunu eğitimi verilmiş. İşi öğrenen kadınlar üretime geçmiş.
Kadınlar inisiyatifi ele alıyor
İşi öğrenen kadınlar geçen sene “Artık kendi kanatlarımızla uçmak istiyoruz” deyip kendi derneklerini ve merkezlerini açmaya karar vermişler.
Bu tarz merkezlerin mahallede olması Romanlar için olmazsa olmaz. Kadınların merkeze çat kapı gidebilmesi çok önemli. Bu yüzden Roman mahallesi olan Yıldırım mahallesinde Yıldırım Kadın Gelişim Merkezi’ni ve derneği kurmuşlar.
Artık Mis sabunlarını kendi merkezlerinde üretiyorlar. Bunun yanında nakış ve kuran kursu da alıyorlar. Dernek Başkanı Fatma Ulusoy, “Roman kadınları dışarı çıkamıyordu. Onları aktif hale getirmek istedik. Sadece para kazanmak için değil, sosyalleşmeleri için de böyle bir merkeze ihtiyaç vardı” diyor.
Sabun kursuna gelen kadınların çoğu ya hayatında hiç çalışmamış ya da temizliğe gitmiş.
Temizliğe gitmek istemiyorum, iş istiyorum
22 yaşındaki Dilek Çelik, “Annem yıllarca temizliğe gitti, şimdi bir sigortası bile yok. Ben artık bu işi yapmak istemiyorum. Sigortalı, düzgün, geleceğimi görebileceğim bir iş istiyorum” diyor.
Çelik sabun kursuna yeni başlamış, “Dikiş kursu da olsa keşke. Konfeksiyonda da çalışabilsek” diyor. Kadınlar merkezden oldukça memnun. Sadece ekonomik anlamda değil, merkez bir sosyalleşme ortamı yaratmış.
Meyve sabunları özellikle İstanbul'da satışa sunuluyor. Talebin yoğun olduğu zamanlarda ayda 600 lira kazandıkları da oluyor. Ancak bir sürekliliği yok. Yani aslında en önemli sorunları da bu, pazar bulamamak. Bir de kadınların çocuklarını bırakabilecekleri bir kreşin olmaması da bir o kadar büyük bir engel.
Nakış kursu ise maddi getirinden çok zevk için açılmış. Kadınlar genelde çocukların çeyizlerini hazırlıyor.
Merkez kapsamında ayrıca kadınların istihdam, barınma ve eğitim alanında beklentileri üzerine eğitim ve tartışmalar yapılacak. Çıkan sonuçlar rapor halinde yakın zamanda çıkması beklenen Roman Ulusal Eylem Planı’na eklenmesi için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na iletilecek.
Sempozyuma Makedonya'nın Roman Bakanı Nejdet Mustafa ve Bulgaristan Integro Derneği'nden Julieta Memedova da katılarak destek mesajlarını iletti.
Roman kadınlar iki kez ayrımcılığa uğruyor
Avrupa Roman Hakları Merkezi Türkiye gözlemcisi Hacer Foggo, “2000’li yıllarda değil bir kürsüde Roman kadının konuşması, Roman dernekleri bile yoktu” diyerek Roman mücadelesinin günümüzde kaydettiği ilerlemeye dikkat çekti.
“Hindistan’ın dokunulmazları, Türkiye’nin görünmezleriydi uzun yıllar. Roman kadın ise hem kadın hem Roman olduğu için Türkiye’de iki kat fazla ayrımcılığa uğruyor. Nihayet Edirne’de bir Roman kadın derneğinin olması çok umut verici. Artık Roman kadınlara biçilen tek meslek hurdacılık, çiçekçilik, temizlikçilik olmak zorunda değil. Türkiye’de 5 milyon Roman nüfusuna karşılık sadece 600 Roman üniversite öğrencisi. Roman kadınların tek seçeneği erken evlilik değil, üniversite olmalı.”
EDROM’un gönüllü gençlerinden ve az sayıdaki üniversite mezunlarından Özlem Anadom, cinsiyet eşitsizliğine, ötekileştirmeye ve erkek şiddetine dikkat çekerek öldürülen kadınları andı ve şöyle bitirdi:
“Biz farklılıklarımızla varız. Ben insanım, kadınım, Çingeneyim, düşlerimle varım." (NV)