3 Mart Dünya Seks İşçileri Günü için Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği’nin düzenlediği Seks İşçileri Konuşuyor: Özgürlük İstiyoruz etkinlikleri kapsamında Bizi Bu Kanunlar Öldürüyor: Ev Baskınları, Para Cezaları ve Şiddet oturumu yapıldı.
Tayfa kitapevindeki etkinlikte Nadide Eylem “Çarkta” şiddet ve güvencesizlik, Eda Avcı barınma hakkı ihlali ve Rozerin Seda Kip Meis davası hakkında kendi deneyimlerini aktardı.
Eylem: Haksız yere 5 bin lira ceza ödedim
"Sekiz senedir otostop yapıyorum. Seks işçisiyim. Kendi arabamda çalışıyorum. Bizim deAnkara’da Meis gibi Eryaman olayımız var. Kurşunlamalar yapıldı, polis destekliydi ve bir gece de Eryaman bitti, bir daha kimse Eryaman’a giremedi.
"Para cezaları çok büyük hak ihlali. Kendi özel arabamdan alınarak cezalar ödedim ve bunu yapamazlar. Bugüne kadar toplam beş bin lira ceza ödedim.
"Bir ay önce polis sireni, kimliği ve silahları olan bir grup insan bir arkadaşımızı gasp ettiler, birinin kolunu kurdular. Kolu kırık olanı hastaneye götürmek için arabaya aldık. Önümüz kesildi, hastaneye giderken bizi takip ettiler. Hastaneden vazgeçip karakola giderken sıkıştırıldık arabamız hasar gördü, kolu kırık arkadaşımız bir kez daha darp edildi. Akabinde karakol sokağına girdiğimizde yakalandılar. Ama sonra delileri kararttılar ve kimse tutuklanmadı."
Avcı: Mağdura para cezası kestiler
"Bundan üç ay önce üç arkadaşla birlikte yaşıyorduk. Çalıştığım evle özel evim ayrıydı. Bir gün beni bir kişi telefonla aradı, özel evimde olduğumdan arkadaşlarıma yönlendirdim. Bu insanlar polismiş, ve önce arkadaşlarımı aldılar, sonra benim evimi basıp beni ve sevgilimi karakola götürdüler. Bu olaydan bir ay sonra evimiz mühürlendi. Hala davamız devam ediyor. Arkadaşlarım da dosyada “mağdur” olarak yer almalarına rağmen para cezası ödediler."
Kip: Meis'teki transfobinin rantla bnütünleşmiş hali
"Avculırlar Meis Sitesi’nde 15’e yakın transseksüel kadına, çok sayıda seks işçisi biyolojik kadın ve bazı aileler yaşıyordu. İki yıl öncesine kadar herkes birbirine saygılı biçimde yaşıyordu.
"Bu site 1999 depreminden sonra kiraların çok düştüğü, ev fiyatlarının 20 bin – 25 bin gibi çok düşük ücretlere indiği bir bölge. 1999’dan sonra burada 15’e yakın trans kadın arkadaşımız yaşıyordu, şu an üç kişiye düştü.
"Meis’te Ülker Sokak’taki olaylara kıyasla bir şansımız vardı. Çünkü örgütlü olarak bu olayın üzerine gittik, görünür kıldık ve şu an somut bir şekilde ilerleyen bir davamız var.
"Meis’te transfobinin rant piyasasıyla bütünleşmiş halini gördük. Buna Kurtuluş’tan alışıktık ama Meis’te bu çok açık bir şekilde ortaya çıktı. Orada yaşayan transseksüel kadınlara o korkuları birlikte yaşadık. Son süreçte devlet eliyle bir kışkırtma gördük.
"Bu insanlar kaymakamı, karakolu, polisi arkalarına alarak, camiiden çıkanlara “Fuhuşa hayır” diye broşür dağıttılar. Bunların hepsini dosyalarda geçirdik. Ki sonra korkup geri çekildiler.
"Meis’te yaşayan arkadaşlarımız defalarca saldırıya uğradı. Sadece kiracılar değil kendi özel mülkiyetleri olanların bazıları da evlerinde bile oturamıyor. Evler mühürlendi, evler kurşunlandı, iki arkadaşımız darp edildi.
"Örgütlü olduğumuz için geri çekildiler ama seks işçilerini Avcılar’dan sürmek için devlet aygıtlarının hepsini kullanıyorlar."
Seks İşçileri Konuşuyor: Özgürlük İstiyoruz etkinliği “Biz de Varız: Erkek Seks İşçileri ve Hak İhlalleri” oturumuyla devam edecek. (EA)