23 Haziran 2009'da Nüfusbilim Derneği ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu tarafından Türkiye'deki ensest sorunuyla karşılaşan profesyonellerle yapılan görüşmelere dayalı olarak gerçekleştirilen "Türkiye'de Ensest Sorununu Anlamak" araştırması raporu Ankara'da yapılan bir panelle paylaşıldı. Bu çalışma ensest sorununun boyutlarının ortaya konması ve görünür kılınması çerçevesinde mevcut uygulamanın aksayan yönlerine de dikkat çekmek niyetiyle yapılmıştır. Bu araştırma sonuçlarına göre dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ensest olaylarının çoğunluğu gizli kalmaktadır.
Araştırma bu alanda çalışan, ensesti yaşayanların ulaştığı ya da ulaşabileceği kurumlarda çalışan farklı mesleklerden (öğretmen, hekim, ebe, polis, hakim, savcı, avukat, psikolog, sosyal hizmet uzmanı sosyolog ve sivil toplum kuruluşu çalışanları) 98 kişi ile Ankara, Adana, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul ve Kocaeli olmak üzere altı ilde gerçekleştirilmiş.
Araştırmada mağdurlar, saldırganlar ve bunların aile ortamları, ensestin açığa çıkması ve sonrasında yaşanan çeşitli sorunlar, uzmanların yaşadıkları sorunlar tartışılmıştır.
Ensest mağdurları: her yaştan kız ve erkek çocukları
Her iki cinsiyetten çocuklar buna maruz kalsa da bu araştırma kapsamında mağdurların daha çok kız çocuk olduğu ortaya konmuş. Aynı evde birden çok kız ve erkek çocuk aynı ya da farklı zamanlarda istismar edilebilmektedir. Bazı vakalarda tacizlerle başlayan süreç tecavüze varabilirken, bazı vakalarda cinsel saldırı doğrudan tecavüzle başlamaktadır. Çocuğa ödül verme, tehdit etme, fiziksel şiddet uygulama ve sevdiklerine zarar verme tehditleri ensest mağdurlarının direncini kırmak üzere başvurulan yollar olarak ortaya çıkmaktadır.
Ensest uygulayanlar: her yaştan ve her sosyo-ekonomik düzeyden
Uzmanlar verdikleri örneklerle öncelikle baba, ardından dede, ağabey, amca, dayı gibi erkek akrabaları sıralamışlar. Her yaştan ve kökenden insan ensesti uygulayabilmektedir. En sık yaşanan baba-kız ve baba-oğul arasındaki istismar ilişkisi olarak ortaya çıkmıştır. Ardından dedelerin torunları üzerinde ve kardeşler arasındaki ensest ilişki dile getirilmiş. Önemli bir durum ensesti uygulayan kişinin kendi küçüklüğünde benzer bir durumu yaşama deneyimi olarak bulunmuş.
Ensest vakalarının aile ortamı: her aile ortamında yaşanabilmesi
Uzmanların aktarımına göre ensestin gerçekleştiği ailelerin pek çoğu aile çekirdek aile formu taşımakla birlikte, geniş aile, tek ebeveynli aile, her iki ebeveynin de olmadığı ailelere kadar her ailede yaşanabilmektedir. Ensestin daha çok düşük gelirli ailelerde yaşanması uzmanlar tarafından düşük gelir gruplarından ailelerin toplumun genelinde fazla olması ve ekonomik gücün ensestin gizlenmesini kolaylaştıran bir faktör olmasıyla açıklamışlar. Yüksek gelir grubundaki ailelerde ensest fark edildiği zaman yargıya yansıtılmadan sorunun ailenin kendi olanaklarıyla örtbas edilmesi daha kolaydır. Gebelik ensesti açığa çıkaran önemli bir nedendir. Gebeliğin engellenmesi ve özel sağlık hizmetlerinden yararlandırılarak sonlandırılması yüksek gelir ve eğitim düzeyindeki kişiler için daha kolaydır.
Ensestin ortaya çıkmasında annenin önemli rolü vardır
Uzmanlar annenin ensesti hemen fark etmesini beklediklerini ifade etmişlerdir. Anneden başka bir beklenti ise çocuğun annesi ile ensesti paylaşması durumunda annenin çocuğa inanması ya da şüpheli bir durumda hemen farkına varması ve duruma karşı koyması yönündedir. Oysa anne bu durum fark etmeyebilir, böyle bir saldırının varlığına inanmayabilir, inansa bile durduracak gücü göstermeyebilir. Ensesti saldırgan değil, mağdurun suçu gibi algılayan, saldırganla birlikte tüm aileyi yargılayan, anneyi ailenin birliğini her durumda korumakla görevli gören toplumsal baskılara karşı koyamaması, annenin saldırganın baskısı altında olması, ekonomik gücünün olmaması hangi kurum ya da kişilere başvurabileceğini bilmemesi gibi durumlar önemli bulunmuştur. Annenin tüm bu engellere karşın ensestin ortaya çıkarılmasında ve sonrasında mağdur çocuğa destek olmakta en önemli rolü üstlendiği de görülmüş. Diğer önemli bir bulgu ise her türden ailede görülmekle birlikte aile bireyleri arasında iletişimin güçlü olduğu durumlarda ensestin açığa çıkarılmasının daha kolay olmasıdır.
Ensest açığa çıkarılması çok zor bir olgudur. Ev ve aile ortamının yanısıra evin dışında (okullar, sağlık kurumları, ruh sağlığı değerlendirmeleri, STK'lar) da bu konuda bir farkındalık olması gereklidir. Açığa çıkarıldıktan sonra ise pek çok farklı sorun yaşanmaktadır. Soruşturma ve yargı sürecinde mahkeme öncesi ve sırasında mağdurun çok yıprandığı uzmanlar tarafından dile getirilmiştir. İfadelerin uzman eşliğinde ve kamera kullanarak alınması için gerekli yasal düzenlemenin uygulamada gerçekleşmemesi önemli bir diğer sorundur. İfade alınan yerler ve davaların görüldüğü mekanların çocuklara uygun olmaması diğer bir sorundur.
Delillerin toplanması saldırıyı kanıtlamak, saldırının neden olduğu fiziksel ve ruhsal tahribatı ortaya koyarak, saldırganın alacağı cezayı belirleme açısından kritik önemdedir. Uzmanlar adli tıbbın buradaki rolü, çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanlarının yetersizliği konularını dile getirmişlerdir.
Ailede ise toplumsal baskı ensest mağdurunun suçlanması, konunun namus meselesi olarak görülmesi ve çocuğun suçlanması sorunları uzmanlar tarafından dile getirilmiştir. Konunun diğer bir boyutu mağdurların devlet koruması altına alınarak bir kuruluş ortamında bakılmalarının yarattığı sorunlar, ensest sonucu doğan bebekler ve yetişkinlik döneminde meydana gelen sorunlar olarak ortaya konmuştur. Çözümler konusunda ise ilgili tüm disiplinler açısından eğitim, bilgi ve iletişimin arttırılması, uygulamaların kurumsallaştırılması, iyileştirme, medyada gösterim konularına ayrıntılı olarak değinilmiş ve çok disiplinli yaklaşımın önemi vurgulanmıştır.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki profesyonellerin bu konudaki yaklaşımları ve ortaya çıkması konusundaki çabalarına ek olarak toplumda ve kurumlarda da bu yönde bir duyarlılığın olması gereklidir. Açığa çıkarıldıktan sonra ise mağdurun gerekli koruma ve desteği alabilmesini sağlamak, süreçlerin yeniden travmatize etmeyecek şekilde düzenlenmesi büyük önem taşımaktadır. Uzun soluklu sağaltıcı çalışmaların disiplinlerarası ekiplerle yürütülmesi büyük önem taşımaktadır. Yapılan pek çok çalışma ensest mağdurlarının yaşamları boyunca bu istismarın etkilerini atamadıkları ve uzun vadede de yaşamlarını olumsuz etkilediği yönündedir. Türkiye'deki ataerkil toplumsal yapıyı düşündüğümüzde pek çok mağdurun bu istismarı gizlemek zorunda kaldığını ve süreğen bir travma durumu yaşadığı görülmektedir. Bu çerçevede ensestin açığa çıkarılması, paylaşılması, mağdurların gerekli desteği alabilmesi ve uzun vadede yaşamını yeniden düzenlemeye başlayabilmesi için bütüncül, koordineli kavrayışlara, disiplinlerarası çabalara ve örgütlenmelere büyük ihtiyaç olduğu ortadadır. (SB/EK)