Köylüler Siyanürcüleri Bir Kez Daha Yendi
Eski Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın ile 69 köylü, eski adıyla Eurogold şirketinin Bergama'nın Ovacık ve Çamköy köyleri çevresinde "siyanür liçi" yöntemiyle altın çıkarma girişimine karşı Danıştay'da dava açmışlar ve Danıştay 6.Dairesi` ``siyanür liçi yöntemiyle altın aranmasına izin verilmesinde kamu yararı bulunmadığına`` yolunda karar vermişti. Köylüler de Danıştay kararını uygulamadıklarını öne sürerek dönemin ilgili bakanları ve İzmir Valisi'ni mahkemeye vermişlerdi.
Köylülerin Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi`nde açtıkları davada ise yargıç ``istenilen manevi tazminatın şartları oluşmadığı`` gerekçesiyle toplam 70 milyar liralık tazminat istemi reddetmişti.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, dosyayı inceleyerek, davanın, dönemin Çevre Bakanı İmren Aykut dışındaki davalılar aleyhine bozulmasını kararlaştırdı.
Gerekçe: "İdare mahkeme kararlarına uymaya mecburdur "
Yargıtay bozma gerekçesini Anayasanın 112.ve 138. Maddesine dayandırdı: ``Anayasa`nın 112. maddesinde; Başbakan`ın, Bakanlar Kurulu`nun başkanı olarak, bakanlıklar arasında işbirliğini sağlayacağı, her bakanın, başbakana karşı sorumlu olup, ayrıca kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden de sorumlu olduğu, Başbakan`ın, bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla yükümlü bulunduğu; yine Anayasa`nın 138/son maddesinde; yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda oldukları; bu organlar ve idarenin, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği kuralı bulunmaktadır.``
"Danıştay kararına uyulmadı"
Gerekçede, dosyadaki bilgi ve belgelerden, Danıştay 6. Dairesi`nin,
Bergama`daki Ovacık ve Çamköy köyleri çevresinde Eurogold Madencilik A.Ş.
tarafından ``siyanür liçi yöntemiyle altın çıkarılmasında kamu yararı
bulunmadığına`` ilişkin kararına yer verildi. Bu kararın, gereği için Çevre
Bakanlığı`na gönderildiğini ancak Çevre Bakanlığı`nın, ``siyanürle altın
çıkarılmasını engelleme yetkisi bulunmadığı `` anlatıldı.
Çevre Bakanlığı, kararı, Başbakanlık, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile İzmir
Valiliği`ne göndermişti.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, dönemin Başbakanı Yılmaz ve bakanlar Ersümer, Özsoy,
Topçu ile İzmir Valisi Çakır`ın, ``öngörülen süre içerisinde siyanür liçi
yöntemiyle altın madeni çıkartılmasını önleyici eylemde bulunmaya yönelik bir işlem yapmadıkları ``nı saptadı. Bu yöneticilerin, "böylece yargı kararlarını
uygulamadıkları" sonucuna vardı.
Gerekçeli kararda , 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası`nın 28.Maddesi'ne de yer verildi. Buna göre: "İdare, Danıştay'ın, bölge idare mahkemelerinin, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarına karşı, tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde işlem tesis etmek veya eylemde bulunmak zorunda.
Mahkeme kararlarını "30 gün içinde yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında tazminat davası açılacağı" da aynı yasada hükme bağlanıyor.
Kişisel sorumlulukları da var
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yargı kararlarının gereklerini yerine getirmeyen kamu görevlilerinin eylemlerinin, Türk Ceza Kanunu`nun 228. maddesi kapsamında suç sayıldığına da işaret ediyor. ``Uygulamada yargı kararlarını yerine getirmeyenlerin suç işledikleri , tazminatla da sorumlu tutulacakları kabul edilmektedir."
Mahkeme, "Yargı kararını uygulamak durumunda bulunanların, kararın eksikliğini veya yanlışlığını tartışma yetkileri bulunmadığı gibi, bu kararları eksik uygulamaları , uygulamış gibi davranarak işlem yapar gibi görüntü vermeleri de kararın uygulandığı sonucunu doğurmaz. Kararın 30 gün içinde uygulanmamış olması, kişisel sorumluluk için yeter sayılmaktadır," diyerek, suçlanan yöneticilerin mahkum edilmelerini istiyor: "Davalıların haksız eylemi sonucunda,davacıların kişilik hakları zarar görmüştür."
İmren Aykut dışındaki herkese ceza
Yargıtay kararında, "yerel mahkemenin, İmren Aykut dışındaki davalıların sorumluluğu yönünde hüküm kurmak yerine olgulara yanlış anlam vererek," köylülerin tazminat istemini reddetmiş olmasını geçersiz sayarak, davanın yeniden görülmesini istiyor.
Yargıtay`ın bu kararının ardından tazminat davası, Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi`nde yeniden görülecek.