Bitpazarına Nur Yağmıyor, Aşevleri Yetmiyor
Daha çok alım gücü sınırlı müşterinin uğradığı ''Bitpazarı'' esnafı, sanılanın tersine, krizin "bitpazarına nur" yağdırmadığında birleşiyor. Öte yandan, aşevleri ve yardım merkezleri önündeki kuyruklar, büyüklerin utancını gizlemek için sıraya dizilen küçüklerle uzuyor.
Alan yok, satan çok...
Pazarda yaklaşık 12 yıldır mobilya satan Fatih Yiğit, krizin ilk dönemlerinde insanların ''Bitpazarı''na çok rağbet ettiklerini, ancak kısa süre sonra satışların durduğunu söylüyor.
Esnaf Mehmet Atalay da, "Bitpazarı"nda eşya satmak isteyenlerin alıcılardan daha çok olduğunu belirtiyor:
''İnsanlar evlerinden eşyalarını almamız için bizleri çağırıyorlar. Bizi arayan bir erkek 'eşinden ayrıldığı için eşyasını satmak istediğini' söyledi. Eşyayı almaya gittiğimizdeyse, ' geçinemediği için eşyasını satmaya karar verdiğini' anlattı''
Yaklaşık 15 yıldır "Bitpazarı"nda esnaflık yapan Ali Başaran ise, çoğu öğrenci ve memur olan müşterilerine artık hiç yeni soba satamadığını anlatıyor:
"Yeni sobaları zaten satamıyoruz. Kullanılmış sobalar daha çabuk ve daha çok satılıyor. İkinci el satmasak eve ekmek götüremeyiz ."
Krizden önce yanında 3-4 kişi çalıştıran Başaran, artık çalışanların ücretlerini ödeyemediğinden işlerin üstesinden tek başına gelmeye çalışıyor.
Yalnızca Pazar günleri...
Fabrikalardan aldığı üretim artığı parça yer döşemeleri satan Mustafa Engintepe de, satışların düşmesinden yakınıyor. Mağazalarda metresi 6-7 milyon lira olan halıları 3 milyona satmasına karşın, Ergintepe'nin "dükkanı siftah bile yapamadan kapadığı " günler oluyor. " Yalnızca pazar günleri , seyyar satıcılar gelince işler biraz hareketleniyor,'' diyor.
Ergintepe, ''satışlarımız eskiye oranla çok azaldı. Soran çok, alan yok'' diyor ve bir gözlemini ekliyor: "Alışverişe gelenler değişti, eskiden 'Bitpazarından alışveriş mi yapılır?' diyen insanlar da pazara gelmeye başladı."
Aşevlerinde izdiham
"Bitpazarına rağbet" artsa da "nur yağmıyor" ama aşevleri ve yardım merkezleri önündeki kuyruklar durmaksızın uzuyor. Yoksullaşmanın utancını üstlenen çocuklar, büyüklerin yerine kuyruklarda diziliyor.
Çocuklar, "büyüklerimiz bizi uzaktan izliyor. Onlar utanıyor, yemek almaya bizi gönderiyor," diyorlar. "Kuyruğa girip almazsak, akşam evimizde yiyecek bir şeyimiz yok."
Eli boş dönen çok
Yardımseverler de talebin çokluğu nedeniyle kuyruğa giren herkese yemek yetiştiremediklerinden üzüntülü.
Körfezin Sesi muhabiriyle konuşan adını vermek istemeyen bir yardımsever, "bu yıl Ramazan yemeklerine ilgi beklenenin üzerinde oldu" diyor.
"Talep her geçen gün artıyor. Eskiden insanlar almaya utanırdı, şimdiyse yetmiyor. Kimseyi boş göndermek istemiyoruz ancak, talebin fazlalığından, herkese paket ve yemek yetişmiyor. Eli boş eve dönenler kadar biz de üzülüyoruz."(EK/NU)