Fotoğraf: AA
İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Emre Erdoğan, Sabancı Üniversitesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Özge Kemahlıoğlu, Dr. Mert Moral ve Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ile Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Emre Toros yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimi’nin hemen öncesinde yaptıkları araştırmaya İstanbul seçmenlerinin görüş, seçime katılım ve oy verme davranışlarını inceledi.
7 Haziran 2019’da başlanan ve 18 Haziran 2019’da tamamlanan ankette İstanbul’un 37 ilçesinde bulunan 125 mahallede 1019 kişiyle görüşüldü.
Seçim öncesi ve sonrasından değerlendirmelerin olduğu araştırma kapsamında ulaşılan bulgular özetle şu şekilde:
Oy verme davranışı
*31 Mart seçimlerinde seçime katılma oranı yüzde 84 olurken, bu oran 23 Haziran seçimlerinde yüzde 85’e çıktı.
*Oy kullanma niyetleri ile siyasi parti tutma arasındaki ilişkiyi incelendiğinde oy kullanma niyetinin en yüksek olduğu katılımcıların AKP ve CHP’yi tutanlar olduğu görüldü. 23 Haziran seçimlerinde oy kullanacağını belirten AKP’lilerin ve CHP’lilerin oranı yüzde 89.
*HDP’yi tutanların yüzde 84’ü 23 Haziran seçimlerinde oy kullanacağını belirtirken MHP’yi tutanlar arasında da oy kullanma niyetinin diğer partilere kıyasla düşük kalmış olduğu görülüyor: Yüzde 77.
*24 Haziran 2018 Milletvekili ve 31 Mart 2019 Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri ile 31 Mart ve 23 Haziran 2019 seçimleri arasındaki oy geçişlerini ise şöyle:
*24 Haziran 2018’de yapılan milletvekili seçimlerinde AKP’ye oy veren seçmenlerin önemli bir bölümü (yüzde 6,25) 31 Mart’ta CHP adayı Ekrem İmamoğlu’na oy verdiğini ifade ederken, 31 Mart’ta gerçekleştirilen seçimde AKP’nin adayı Binali Yıldırım’a oy verdiğini ifade eden CHP seçmeni oranı bunun oldukça altındadır (yüzde 2).
*24 Haziran 2018’de MHP’ye oy verdiğini belirten seçmenlerin hemen hemen yarısı 31 Mart’ta Binali Yıldırım’ı desteklemişken, MHP seçmenleri arasından Ekrem İmamoğlu’na oy kayışı ise istatistiki olarak anlamlı değildir.
*31 Mart 2019’da yapılan ilk belediye başkanlığı seçimi ile 23 Haziran 2019’daki tekrar seçimi mukayese edildiğinde 31 Mart’taki Binali Yıldırım seçmenlerinin yüzde 5’inin Ekrem İmamoğlu’na oy vereceği, yüzde 4’ünün ise seçime katılmayacağını ifade ettiği gözlemlendi. Ekrem İmamoğlu seçmenlerinden Binali Yıldırım’a oy geçişi ise istatistiki olarak anlamlı olmamakla birlikte, İmamoğlu seçmenlerinden tekrar seçime katılmayacağını ifade edenlerin oranı yüzde 6 civarında oldu.
Yerel yönetim hizmetleri ve seçimler
*Parti tutma ile ilişkisi incelendiğinde harcamaların kısılması konusunda parti seçmenleri arasında çok büyük farklar görülmüyor. Ekonomik olarak da sağda oldukları düşünülebilecek olan AKP ve MHP’yi tutanların harcamaların kısılmasına biraz daha destek verdikleri görülmektedir. Hizmetler arasında gider kesintisi yapılması için en çok belirtilen alan park ve sosyal tesisler.
*Belediyelerin bütçe açığı vermemek için hizmetlere yaptığı harcamaları kısmasını destekleyen ve desteklemeyenlere parti tercihi bazında bakıldığında; AKP’yi tutanların yüzde 46’sının bütçe açığı vermemek için harcamaların kısılmasını desteklediği, yüzde 25’inin ise desteklemediği görülüyor.
*CHP’yi tutanların yüzde 34’ü harcamaların kısılmasını desteklediğini ifade ederken, desteklemediğini belirtenlerin oranı yüzde 42.
*HDP taraftarlarının yüzde 30’u harcamaların kısılmasını desteklerken, yüzde 47’si bütçe açığı vermemek için harcamaların kısılmasını desteklemediğini ifade ediyor.
*MHP taraftarlarının ise yüzde 37’si harcamaların kısılmasını desteklerken, harcamaların kısılmasını desteklemeyenlerin oranı yüzde 18’dir, bu parti taraftarlarının yüzde 45’i ise “Ne desteklerim ne de desteklemem” cevabını verdi.
*Belediyelerin bütçe açığı vermemek için hizmetlere yaptığı harcamaları kısmasını en çok destekleyen parti taraftarları yüzde 46 ile AK Partililer olurken, en az destekleyen ise yüzde 30 ile HDP taraftarları olmuştur.
"Türkiye'nin bugünkü en önemli sorununu Ekonomik kriz"
*Görüşmeye katılan kişilerin yüzde 31 ile büyük çoğunluğu Türkiye’nin bugünkü en önemli sorununu “Ekonomi/Ekonomik kriz” olarak görmektedir. En önemli sorun olarak ikinci sırada yüzde 15 ile “işsizlik” yer almaktadır. “Hayat pahalılığı”nı Türkiye’nin bugünkü en önemli sorunu olarak görenlerin oranı yüzde 8, göçmenleri ve terörü Türkiye’nin en önemli sorunu olarak görenlerin oranı ise yüzde 7’dir. Görüşülen kişilerin yalnızca yüzde 4’ü eğitimi Türkiye’nin bugünkü en önemli sorunu olarak görmektedir. “Adaletsizlik”, “Trafik/Ulaşım”, “Yolsuzluklar” ve “Demokrasi Eksikliği” yanıtını verenlerin oranı ise yüzde 2’dir.
*Türkiye’nin en önemli sorunu olarak söylenen soruna en iyi çözümü getirebilecek parti ve liderin hangisi olduğu sorulduğunda; görüşülen kişilerin yüzde 37’si CHP–Kemal Kılıçdaroğlu yanıtını verirken, yüzde 32’si AK Parti–Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 3’ü HDP-Sezai Temelli ve Pervin Buldan, yüzde 2’si ise MHP-Devlet Bahçeli yanıtını vermiştir.
"İstanbul'un en büyük sorunu trafik"
*Görüşülen kişilerin yüzde 35’i trafik ve ulaşımı İstanbul’un en önemli sorunu olarak görürken; yüzde 13’ü göçmenleri, yüzde 12’si işsizliği, yüzde 8’i hayat pahalılığını, yüzde 5’i ise nüfus yoğunluğunu İstanbul’un en önemli sorunu olarak nitelendirmektedir. İstanbul’un en büyük sorunu olarak ekonomik sorunları görenlerin oranı yüzde 4, yeşil alan eksikliğitahribatı ve çarpık kentleşme yanıtını verenlerin oranı ise yüzde 2’dir.
*Görüşülen kişilerin yüzde 38’i İstanbul’un en önemli sorunu olarak söylenen soruna en iyi çözüm getirebilecek parti ve liderin CHP–Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu düşünürken, yüzde 32’si AK Parti–Recep Tayyip Erdoğan yanıtını vermiştir. Katılımcıların yüzde 3’ü HDP–Sezai Temelli–Pervin Buldan, yüzde 2’si MHP-Devlet Bahçeli yanıtını vermiştir.
Sonuç
*Araştırmanın sonuç kısmında oy verme kararında halen en önemli olan değişkenin siyasal parti tutma olgusu olduğu belirtildi. Araştırmada şu sonuca ulaşıldı:
“Küçük yaştan itibaren, etnik köken, mezhep/din/laiklik gibi kültürel etkenlerin belirlediği siyasal parti tutma olgusu kuvvetli olan kişiler, tüm siyasal olguları ve hükümetin her türlü başarısını siyasal parti tutma duygusunun süzgecinden geçirerek değerlendiriyor. Makro ekonomik göstergelerdeki ciddi ölçüde bozulmaya karşın halen AKP’yi tutmakta olduğunu söyleyen seçmenlerin yarısından fazlasının ekonominin önümüzdeki bir yıl içinde düzeleceği yönündeki beklentileri bunun en iyi örneklerindendir.
"Kültürel temelli bir kamplaşma ortamındaki Türkiye’de siyasal parti tutma ağırlıklı düşünme eğiliminin seçmenin üçte ikisi civarındaki bir kitlede yaygın olmasının, bu kitleleri birbirine düşman edici, ayrıştırıcı ve çatıştırıcı bir siyasal söylemle yapılan politikaların gücünü de arttırdığını söylemek mümkündür.
"Ancak, yüzde 7-8 gibi küçük bir kitle olsa dahi, bu tür söylemlere, özellikle siyasal parti tutma düzeylerinin düşük olması nedeniyle seçmenlerin bir bölümü tarafından prim verilmemesi, İmamoğlu’nun kucaklayıcı tutum ve söylemlerinin bu kitle üzerinde ikna edici olmasının önemli bir etki yarattığını düşünmek mümkündür.
"Bu oy kaymasının yanı sıra 31 Mart 2019 seçimlerine katılmayan bir grup seçmenin de 23 Haziran 2019 seçimlerine katılarak İmamoğlu’na oy verme eğilimine girmesi sonucunda İstanbul’un tarihinde görülmemiş bir oy oranı ile Ekrem İmamoğlu’nun kazanmış olduğu bir belediye seçiminin gerçekleştiği görülmektedir.
"Burada bir ideolojik yeniden saflaşma ya da İstanbul seçmeninin zihin haritasının kökten değişmesi türünden bir olgudan bahsetmek zordur. Zaten seçimi kazanan aday Ekrem İmamoğlu’nun seçim kampanyasının özelliği de bir ideolojik farklılıktan çok, ideolojiler üstü bir kucaklayıcılık üzerine kurulmuş olmasıydı. Ancak ideolojik bakış açısı ve siyasal parti tutma olgusu çok derin olmayan ve hatta önceki seçime katılmamış ve bir kısmı da küskün olan seçmenlerin de umutlanarak, 31 Mart 2019 seçimlerinde görülen uygulamalar konusunda hissettikleri adaletsizlik/haksızlık duygusuyla oy vermeye yönelmiş olduğu gibi görüntüsü ortaya çıkmaktadır."