Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Yaklaşık 35 yıldır Almanya’da yaşayan gazeteci Adil Yiğit, üç hafta önce oturma iznini uzatmak için avukatı ile birlikte Hamburg Merkez Yabancılar Dairesi’ne gitti. Yiğit’e “Ülkede kalmasını sağlayan nedenler ortadan kalktı” yanıtı verildi. Ancak, daire yetkilisi, bu sorunun çözüleceğini, Almanya’da kalmasında hiçbir sorun yaşamayacağını sözlü olarak ifade etti.
26 Ekim 2018 Cuma günü aynı daireden Yiğit'e gönderilen yazıda, “Aile birliğinin sona erdiği, artık çocuklarıyla birlikte yaşamadığı ve işsiz olduğu” ifade edilerek, 20 Ocak’a kadar Almanya’yı terk etmesi istendi.
“Irkçı bir karar”
Kararı keyfi verilmiş bir karar olarak değerlendiren Yiğit, 35 yıldır Almanya’da yaşadığını, dört çocuğunun ve iki torunun Alman vatandaşı olduğunu belirtiyor:
“Karar hem keyfi hem de ırkçı. Hamburg’da yeşiller ve sol partiler önde olmasına rağmen yetkililerin ırkçı olduğunu düşünüyorum. Yoksa neden böyle bir karar versinler. Aile birliğinin olmaması, eski eşimle ayrılmam yeni mi akıllarına geldi.”
Akreditasyonu iptal edilince dava açtı
2013’de Gezi Direnişi olunca Türkiye’ye gelmek için ilticasını gerçekleştirmeyen Yiğit, Türkiye pasaportunu da hiç kullanmamış. Bu nedenle de hiç sorun yaşayacağını düşünmemiş. Ancak, Hamurg’da düzenlenen 27 Nisan 2017’deki G20 Zirvesi’ni takip etmesine engellenip, akreditasyonu iptal edilince, bu durumu yargıya taşımış. Sekiz Almanyalı gazeteciyle birlikte akreditasyon iptalini yargıya taşıyınca da Yiğit,Almanya’da “istenmeyen gazeteciye” dönüşmüş.
“Almanya bana parmak sallıyor”
28 Eylül’de de Hamburg’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Almanya Başkanı Merkel’in ortak düzenlediği basın toplantısında tutuklu gazetecileri gündeme getirmesi de Yiğit’i ikinci defa hedef haline getirdi.
“Almanya’nın kendisinden bu davayı geri çekmesini istediğini söyleyen Yiğit: “Geri gönderme kararıyla Almanya bana parmak sallıyor. Ben Alma gazeteciler Birliği üyesiyim. Bu davayı geri çekmeyeceğim.”
“Başka bir ülkeye gideceğim”
Kendisi hakkında verilen kararı keyfi ve ırkçı olarak nitelendiren Yiğit, kararın Almanya’nın ayıbı olduğu görüşünde. “Peki, Türkiye’ye gelecek misiniz?” sorusunu da Yiğit şöyle yanıtlıyor:
“Türkiye’nin gazetecilere yönelik baskılarını hepimiz biliyoruz. Türkiye’deki gazetecilerin yolunu Silivri’den geçiyor. Türkiye’de basın özgürlüğü yok. Türkiye’ye gelmem, Almanya’da kalmam, başka bir ülkeye gideceğim. Başka bir ülkeye gideceğim ki Almanya’nın ayıbı Almanya’da kalsın.” (EMK)
*Fotoğraf spiegel.de