Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Tewgera Jinen Azad (Özgür Kadın Hareketi/ÖKH) referanduma gidecek anayasa değişikliği teklifiyle ilgili DBP Diyarbakır İl Binası'nda ortak deklarasyon yayınladı.
Toplantı salonuna “Newroz ruhuyla demokraside direnelim, Hayırla diktatörlüğe dur diyelim!” pankartı asıldı.
"Demokratik cumhuriyet anayasası olmalı"
Deklarasyonda, Türkiye Cumhuriyeti’nde 90 yıldır biriken toplumsal sorunların çözümünün başlangıcının “Demokratik Cumhuriyet Anayasası” ile mümkün olduğu, bu anayasanın da ülkede yaşayan tüm halkların, inançların, toplumsal kesimlerin ve kadınların haklarını, özgürlüklerini tanımlayan, yerel demokrasi ve toplumsal katılıma dayalı idari/siyasi yönetim sistemini esas alması gerektiği belirtildi.
Deklarasyonda şu anda referandumda sunulan anayasa değişikliğinin Kürt sorunu dahil, hiçbir toplumsal sorunu ve siyasi yönetim sorununu çözme imkanı ve kapasitesi olmadığı belirtilerek herkes “hayır” demeye çağrıldı.
"Tekçi, cinsiyetçi, merkeziyetçi"
Deklarasyondan satır başları şöyle:
* Bu anayasa, her şeyden önce AKP-MHP anayasası. Tüm siyasi yapıların dahil olduğu bir anayasa olmadığı gibi, ruhu itibariyle etnik, milliyetçi, tekçi, cinsiyetçi ve merkeziyetçi bir anayasa.
* Bu anayasanın içinde Kürt halkı da Türkiye toplumu, Alevi toplumu, diğer kimlikler ve kültürlerin hakları ve özgürlükleri ile mütedeyyinler ve beklentileri yok. Bu anayasada kadınlar, emekçiler, demokrasi yok. Bu anayasada sadece ve sadece, cumhurbaşkanlığı adı verilen ve merkezileşen, tekleşen bir hükümet sisteminin yetkileri ile seçim şeklinin tanımlanması var.
* Oysa, halklarımızın beklentisi olan anayasa, bu anayasa değil. 90 yıldır ülkede yaşanan sorunların kaynağı hükümet sisteminin adının ne olduğu, cumhurbaşkanının yetkilerinin ne olduğu veya ne olmadığı değil.
* Öte yandan, gücün merkezileşmesinin, yetkilerin tek elde, cumhurbaşkanında, toplanacak olmasının diktatörlük dahil doğuracağı sorunlar ise halihazırda yaşanan sorunları daha fazla katmerleştirmekten başka bir sonuç doğurmayacak.
"Yeniden çözüm ve müzakere masası olmalı"
* Referandumda “Hayır” çıkması gerçekten herkes için, tüm toplum için yararlı olacak. Böylelikle AKP-MHP ortaklığına dayalı merkeziyetçi, devletçi, tekçi, cinsiyetçi, milliyetçi bir anayasa yapımı engellenmiş olacak.
* Beraberinde, tüm siyasi yapıların ve toplumun dahil olacağı, tutuklu eş başkanlar, milletvekilleri, belediye eş başkanları, parti yönetici ve üyeleri, demokratik kitle örgütleri ile sivil toplum kuruluşlarının yönetici ve üyeleriyle, basın çalışanlarının serbest kalıp anayasa yapım sürecine dahil olabileceği, Kürt halkı dahil tüm kimlikleri, inançları, kültürleri, hak ve özgürlükleri kapsayan toplumsal sorunlarımızı çözecek demokratik bir anayasa yapma şansımız olacak.
* Topluma ve sorunların çözümüne yarar getirmeyecek bu anayasanın referandumda durdurulması sonrasında gelişecek süreç, yeniden çözüm ve müzakere masası olmalı. Bu konuda sayın Öcalan son görüşmesinde “ben hala müzakere masasındayım, çözüm için projelerim var” demiştir. (NV)