Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Fotoğraf: Berge Arabian
Uluslararası Hrant Dink Ödülü’nün sekizincisi öldürülen avukat Tahir Elçi'nin Başkanı olduğu Diyarbakır Barosu'na verildi. Gecenin diğer ödülü ise Malavili kadın kabile şefi Theresa Kachindamoto'ya verildi. Kachindamato çocuk evliliklerini durdurmak için çalışan bir aktivist.
Ödüller sahiplerine Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda yapılan törenle verildi. Törende Bajar, Suriyeli mültecilerden oluşan İstanbul Oryantal Mozaik Korosu, Mehmet Erdem sahne aldı.
İnsel: 2007'den daha karanlık bir dönemdeyiz
Törenin açılışında Ödül Komitesi Başkanı Ahmet İnsel konuştu.
"Hrant Dink’in öldürülmesinin üzerinden neredeyse 10 yıl geçti. Onun katledilmesinin de bir parçası olduğu 2007 yılından daha kanlı ve karanlık bir dönemdeyiz. Mefur darbe girişimi başarız oldu ama hukuk devletinin her yönden askıya alındığı Olağanüstü Hal Rejimi hayata geçti. Gerçekten suçlu olanın yanında on binlerce kişi herhangi bir yargı kararı olmadan, gözaltına tutuluyor. Yüzlerce gazeteci, akademisyen, avukat, öğretmen sanatçı, insan hakları savuncusu kısacası otoriter rejmin olağan süphelileri, tutuklu, işsiz ve seyhat özgürlüğü kısıtlı olarak yaşıyor.
"Şebnem Korur Fincacı ve Ahmet Altan gibi mücadelelerini Hrant Dink ödülüyle selamladığımız kişilerin tutuklandığını uzun gözaltı sürelerine maruz bırakılığını gördük. 2013 yılı Hrnat Dink Ödülü sahibi Cumartesi Anneleri Türkiye’nin en uzun sivil itiatsizlik eylemini tam 600 haftadır sürüyor. Böylesi bir dönemde bugün Hrant Dink Ödülü’nün anlam ve önemi artıyor. Şiddeten arınmış adil ve özgür bir Türkiye ve Dünya için mücadele edenlere selam olsun."
Kachindamoto: 549 çocuk evliliği önledik
Bu yılın yurtdışı ödülü Malavili kadın kabile şefi Theresa Kachindamoto'ya verildi. Kachindamato çocuk evliliklerini durdurmak için çalışan bir aktivist.
Kachindamoto, çocuk evliliklerine karşı nasıl mücadele ettiğini anlattı:
"Malawi'de en temel gelenek göreneğin başında erken evlilikler geliyor. Aileler kızlarını başlık parası karşılığı evlendirerek sefaletten kurtarıyor. Kız çocukları daha 12 yaşından okuldan kopartılıp anne oluyor. Önce toplum bilgilendirildi, sonra mevzuat değişikliğine gidildi. Şu ana kadar 549 çocuğun evliliğini önledik. Bu süreçte ölümle de tehdit edildim. Ama ölsem de bu işi bitireceğim dedim."
Özmen: Tek yol barış istemek
Türkiye ödülü ise öldürülen avukat Tahir Elçi'nin Başkanı olduğu Diyarbakır Barosu'na verildi. Ödülü Diyarbakır Barosu Başkan Vekili Ahmet Özmen aldı.
Özmen şöyle konuştu:
"Gelinen noktada Tahir Elçi ve Hrant Dink’in bizlere bıraktığı mirası, korumak bir yana geliştirmek, bugün en temel görevimiz ve tarihsel sorumluluğumuzdur. Bunun tek yolu ise, barış istemek ve barışın tesisi için sesini yükseltmektir."
IşıklarGecede, ‘Işıklar’ adı altında, dünyanın dört bir yanında ve Türkiye’de attıkları önemli adımlarla geleceğe dair umudu artıran kişi ve kurumların selamlandığı bir video gösterildi. Gazze’de Al-Qattan Çocuk Merkezi, Ukraynalı bale öğretmeni Tamara’nın girişimiyle ilk bale okulunu açtı. Diyarbakır’da öğretmen Ayşe Çelik, bir TV şovuna canlı bağlanarak ülkenin doğusundaki hak ihlallerine dikkat çekti. İspanya’da Badalona meclis üyesi Fatima Talep, eşcinsel bir çiftin nikâhını kıydı. 2014’ten beri İzmir’de mülteci haklarını savunmak için çalışan Halkların Köprüsü Derneği Kadın sünnetini yasaklamak için kampanya başlatan ve bunun sonucunda başarıya ulaşan Gambiya’daki Kadınlar İnisiyatifi Türkiye’deki saldırılara karşı barışın sesini yükselten #BarışaYürüyorum İnisiyatifi İngiltere’de oyuncakların cinsiyetçi politikalarla satılmasını engellemeye çalışan Oyuncaklar Oyuncak Kalsın Amasya’da bir ayı aşkın süredir direniş veren ve direnişleri başarıyla sonuçlanan maden işçileri Irak’ta IŞİD tarafından kaçırılan Yezidi kadınların kurtarılması için çalışan Ameena Saeed & Khalid Hasan çifti Saadet Özkan , çalıştığı okul müdürünün 6 kız öğrenciye cinsel istismarda bulunduğunu ortaya çıkardı. Suriyeli yüzücü Ege Denizi’nde su alan botlarını kardeşiyle yüzerek karaya çekip 20 kişinin hayatını kurtardı. Mevsimlik sebze yetiştiren ve hasatları Mezitli Belediyesi Hırvatistan-Slovenya sınırında buluşup tel örgülere karşı çıkmak için teli file yapıp voleybol maçı yapanlar. Türkiye’nin doğusunda tarafsız haberciliği savunmak için birleşen gazeteciler haber nöbeti. Farklılıklara rağmen bir arada mücadeleyi şarkılarla gösteren İsrail’den 10 Yahudi ve 10 Arap kadının kurduğu Rana Korosu Kamboçya’ya taşınıp başkentte aşevi açan ve barakalarda yaşayanlara gıda yardımı yapan Türkiyeli yardımsever @aynebilim Öğrenci ve öğretmenlerin işaret dilini öğrenmeleri için önayak olan Bosna Hersekli öğretmen Sanela Ljumanovic Türkiye’nin doğusundaki şiddete son vermek için bildiri yayımlayan ‘Barış İçin Akademisyenler’ Çin’de tüm varlığını harcayarak bir köpek mezbahasını satın alan & burayı köpekleri koruma barınağına dönüştüren Wang Yan 15 Temmuz darbe girişimine karşı eşinin hafriyat kamyonunu alıp komşusu Sema Tutar’la tankların önüne çıkan Şerife Boz 15Temmuz darbe girişiminde siyasi parti, din, dil gözetmeksizin darbe karşıtı ve demokrasiden yana tavır alanlar. |
Diyarbakır Barosu1927 yılında Diyarbakır'da kuruldu; özellikle son 30 yılda, bölgenin en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olarak öne çıktı. 1988 ve 2002 yılları arasında yaşanan köy boşaltma ve yakma, işkence, faili meçhul cinayet ve zorla kaybetme vakalarına ilişkin bilgilerin toparlanıp bir veritabanına aktarılmasına, güvenlik güçlerinin uyguladığı şiddet karşısında mağdur ailelerin ve bu tür dosyalar üzerinde çalışan avukatların desteklenmesine yönelik çalışmalar yürüttü. İhlallerin birçoğunda faillerin ve sorumluların cezasız kaldığına dikkat çekerek bu alanda bir farkındalık yarattı. Kürtlerin temel taleplerinin yerine getirilmesine dönük öneriler hazırladı, projeler geliştirdi. Özellikle bölgede yaşanan hak ihlallerine karşı yürütülen mücadelede hukuksal çerçevenin önemini vurguladı; anadilinde eğitim ve benzer hakların anayasal düzenlemelerle güvence altına alınması gerektiğini savundu. 90’lı yıllarda, faili meçhul cinayetler ve gözaltında kayıplar gibi, yaşam hakkı ihlali oluşturan binlerce suçun aydınlatılması için yoğun çaba sarfetti; davaları üstlenip takip etti. Bölgede yaşayan hemen herkes tarafından bilinse de yalnızca küçük bir kısmı dava konusu olan bu suçları hem yurtiçinde, hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde gündeme getirdi; AİHM davalarının kazanılmasında çok önemli rol oynadı. Sadece Diyarbakır'da değil, bölgede ve ülke genelinde süren insan hakları ihlalleri ve ifade özgürlüğü davalarında da taraf oldu. Kürt sorunundaki çözümsüzlüğün hukukî sorunları derinleştirdiğine vurgu yaparak, barış sürecine Diyarbakır'daki diğer sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte her türlü desteği vermeye hazır olduğunu bildirdi. Üyeleri, insan hakları ihlallerinin sorumlularının yargılanması için pek çok dosyayı yargı önüne çıkarmaya çalışırken gözaltına alındı, bombalı saldırıların hedefi oldu, işkence gördü, tehdit edildi, öldürüldü ama cezasızlığa karşı mücadele etmekten yılmadı. Baro Başkanı Tahir Elçi, kurumu temsilen, 28 Kasım 2015’te, Sur ilçesindeki tarihî Dört Ayaklı Minare'nin önünde, kültürel varlıkların korunması talebiyle yaptığı basın açıklamasında “Zihinlerimizde Diyarbakır ismiyle en çok anılan dört ayaklı minareyi ne yazık ki iki gün önce ayağından vurdular. Kadim bölgede insanların ortak mekânında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz” dedi ve açıklamanın ardından çıkan çatışma sırasında başından vurularak öldürüldü. Tarafsızlığı, insan hakları konusundaki duyarlılığı, kim tarafından ve hangi nedenle kullanılırsa kullanılsın her türlü şiddet yöntemine karşı duruşuyla, bölgede bir rol modeli oluşturuyor. Her fırsatta hukukun üstünlüğüne vurgu yapıyor, tarafsızlık ilkesinin korunmasını talep ediyor. İnsan hakları ihlallerinin etkili bir şekilde soruşturulması için çabalıyor, davaların zaman aşımına uğramaması ve suçların cezasız kalmaması için kararlılıkla mücadele ediyor. |
Theresa KachindamotoAfrika'nın güneydoğusunda, küçük bir ülke olan Malavi'de, bölgenin geleneksel kabile yapısı içinde yaşayan bir ailede, 12 kardeşin en küçüğü olarak dünyaya geldi. Zomba kentindeki bir okulda 27 yıl boyunca sekreterlik yaptı. 2003 yılında, 900 bin kişilik bir kabile içinde yapılan seçimlerde, ‘insanlarla iyi anlaşan biri’ olduğu için aday gösterildi ve seçimi kazanarak ‘kabile reisi’ oldu. Şehirden, kabilenin yaşadığı bölgeye taşındığında, 12 yaşlarında kız çocukları, 13 ile 19 yaş arasındaki kocaları ve bebekleriyle gördüğünde büyük bir şok yaşadı. Kız çocukların yarısından çoğunun aileye ekonomik yük oldukları gerekçesiyle evlendirildikleri ülkede, göreve başladığı andan itibaren, bu sorunu çözmek için kararlı bir mücadele yürüttü. Öncelikle küçük kızların yollandığı evlilik kamplarını gündeme getirdi. Kusasa fumbi (temizleme) olarak adlandırılan bu kamplarda, küçük kızlara geleneksel ayinlerle verilen ve ‘kocalarını nasıl mutlu edeceklerine' odaklanan cinsellik eğitiminin aslında cinsel taciz olduğunu; bazı kızların mezun olabilmek için öğretmenleriyle cinsel ilişkiye girmek zorunda bırakıldığını ve bunun ömür boyu sürecek bir travma yarattığını; her on kişiden birinin AİDS olduğu ve koruma yöntemlerinin neredeyse hiç kullanılmadığı ülkede bu tür ritüellerin erken yaşta ölümlere neden olduğunu anlattı. Ülkenin genelinde kız çocukların geleneksel evlilik kamplarından uzak durup okullarına devam etmeleri gerektiğini savundu. Birçok aile, beş erkek çocuk annesi olan bir kabile reisinin, kendilerine kız çocuğu büyütme konusunda ders veremeyeceğini söylese de, mücadelesine devam etti. Yönetimi altındaki bölgede evlilik kamplarını yasakladı; 50 kabilenin liderlerini, erken yaşta evliliği teşvik eden geleneklerden vazgeçirdi. 2015 yılında, ülkenin bu konudaki yasaları değiştirilmiş olmasına rağmen çocuk evliliklerinin devam ettiği dört bölgenin kabile şefini görevden aldı; bu şeflerin, yasaya uymayı kabul edene kadar görevlerine dönmelerine izin vermedi. Çalışmasına, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra, kabilesinin üyeleriyle, annelerle, öğretmenlerle, dinî liderlerle bire bir görüşerek devam etti. Ülkenin medeni hukukunda da erken evliliğin yasaklanmasını sağladı. Bugüne dek, erken yaşta yapılmış 850 evliliğin iptal edilmesinin, çocuk gelin ve damatların eğitim hayatına dönmelerinin önünü açtı. Çocukların insan hakları ve eğitim hakları üzerine çalışan bu kadın kabile reisi, erken yaşta evliliklere neden olarak gösterilen ekonomik sıkıntıları aşmak için de çabalıyor; yoksul ailelerin kız çocuklarının okul masrafları için fon yaratılmasını sağlıyor; çocukların okul hayatıyla bağlarını güçlendirmeye dönük girişimleri teşvik ediyor. |
Ödül, Hrant Dink'in doğum günü olan 15 Eylül’ün bu yıl Kurban Bayramı’na denk gelmesi nedeniyle, bu tarihten bir hafta sonra verildi.
Uluslararası Hrant Dink Ödülü her yıl, ayrımcılıktan, ırkçılıktan, şiddetten arınmış, daha özgür ve adil bir dünya için çalışan, bu idealler uğruna bireysel risk alan, ezber bozan, barış dilini kullanan, mücadeleye devam etme yolunda ilham ve umut veren, Türkiye’den ve yurtdışından iki kişi, kurum veya gruba veriliyor.
Bu ödülle, Hrant Dink Vakfı, bu yolda yürüyenlere seslerinin duyulduğunu, yaptıklarının görüldüğünü ve yalnız olmadıklarını hatırlatmayı, onlara manen destek olmayı, tüm insanları idealleri uğruna mücadeleye teşvik etmeyi amaçlıyor.
Jüride kimler var?
Ödülün bu yılki jürisinde, 2015 Uluslararası Hrant Dink Ödülü sahibi, insan hakları savunucusu Samar Badawi, 2015 Uluslararası Hrant Dink Ödülü sahibi LGBT derneği KAOS GL, yönetmen, senarist ve yapımcı Atom Egoyan, düşünür Étienne Balibar, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Genel Sekreteri Christophe Deloire, düşünür Michel Marian, şair, yazar ve edebiyat eleştirmeni Murathan Mungan, feminist yazar ve insan hakları savunucusu Şirin Tekeli ve Hrant Dink Vakfı Başkanı Rakel Dink vardı.
Daha önce kimler aldı?
Uluslararası Hrant Dink Ödülü’nü önceki yıllarda kazanan isimler Samar Badawi (2015), KAOS GL (2015), adli tıp uzmanı ve insan hakları savunucusu Şebnem Korur Fincancı (2014) ve aktivist Angie Zelter (2014), insan hakları savunucusu Nataša Kandić (2013) ve Cumartesi Anneleri / İnsanları (2013), yazar İsmail Beşikçi (2012), insan hakları örgütü Uluslararası “Memorial” Topluluğu - Rusya (2012), gazeteci, yazar Ahmet Altan (2011), gazeteci ve insan hakları savunucusu Lydia Cacho (2011), Türkiye Vicdani Ret Hareketi (2010), hukukçu Baltasar Garzón (2010), gazeteci, yazar Alper Görmüş (2009) ve gazeteci, yazar Amira Hass (2009). (NV)