Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı (EKPSS) sonucuna göre öğretmenliğe atanan engelli öğretmenlerden istenen "öğretmenlik yapabilir" raporunu soru önergesiyle Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’a sordu.
Temmuz 2016’da EKPSS sonuçlarına göre 498 engelli öğretmenin atamasının yapıldığı Bakanlıkça açıklandı.
Ancak Bakanlık ataması yapılan engelli öğretmen adaylarının göreve başlama işlemleri esnasında öğretmenlik yapıp yapamayacaklarına ilişkin sağlık kurulu raporunu ibraz etmelerini istiyor. Engelliler zaten başvuru esnasında engelli sağlık kurulu raporunu sunuyor.
4057 engelli öğretmen var
Eğitimde Görme Engelliler Derneği, bunun ayrımcılık olduğunu daha önce dile getirmişti. Derneğin bilgi edinme başvurusu çerçevesinde aldığı yanıta göre 2014-2015 yılları arasında 4057 engelli öğretmen var.
"Hak gaspıdır"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba da konuyla ilgili yaptığı açıklamada şöyle dedi:
“Ataması yapılan engelli öğretmenler için kanuni hiçbir altyapısı olmayan "öğretmenlik yapabilir" raporunun dayatılması keyfi bir uygulamadır. Zira bu kişiler, zaten engelliler için açılan sınav kapsamında kazanmış ve öğretmen olarak atanmışlardır. Engelli bir bireyin öğretmenlik yapıp yapamayacağı kararının bir doktor iradesine bırakılması en hafifiyle hak gaspıdır. Ayrıca Sağlık Kuruluşlarına engelli bireylere "öğretmenlik yapabilir" raporu verirken değerlendireceği kriterler hususunda herhangi bir düzenleme ve bildirim de yapılmamıştır. Bu durumda hangi kritere göre değerlendirme yapacağını doktorlar ve Sağlık Kurumları da bilmemektedir.”
"Zaten önyargılar mevcut"
Ağbaba, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’a şu soruları yöneltti:
1) Daha önce EKPSS ile yapılan engelli öğretmen atamalarında göreve başlayan engelli öğretmenlerden "öğretmen olabilir" raporu istenmemesine rağmen bu atama döneminde sağlık kurulu raporunun yanında göreve başlarken "öğretmen olabilir" ibareli sağlık kurulu raporunun istenmesinin sebepleri nelerdir?
2) Özellikle görme engelliler başta olmak üzere, bu raporu almakta sağlık kurullarının önyargılarına maruz kalan ve bahsi geçen dönemde atanmış engelli öğretmenlerin bulunduğu bilgisi tarafımıza ulaşmaktadır. Bu konuda telafisi mümkün olmayan hatalara neden olunmaması için bir tedbir alınmış mıdır?
3) Yalnızca görme engelli olduğu için "öğretmen olabilir" raporu alamayan bir atanmış öğretmen, göreve başlayamadığı takdirde bunun sorumluluğu kime aittir?
4) Alenen mağduriyetlerin yaşandığı bilinen bu süreçte; Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı arasında, atanmış engelli öğretmenlerin "öğretmenlik yapabilir" raporu alabilmeleri esnasında herhangi bir mağduriyet yaşamamaları amacıyla bir istişarede bulunulmuş mudur?
5) Aday öğretmenlerin yetiştirilmesi kapsamında; tüm aday öğretmenlerle birlikte, gerek danışman öğretmen, gerek okul müdürü, gerekse müfettişler tarafından değerlendirilmeye tabi tutulan engelli öğretmenler, bu süreci başarıyla tamamladıkları takdirde asli öğretmenliğe geçiş için yazılı sınav ve sözlü mülakata katılarak asil öğretmen olabilmekteyken, öğretmenliğe başlamadığı halde öğretmenlik yapıp yapamayacağı bir doktor heyetinin eline nasıl bırakılmaktadır? Sağlık kurulunun hangi kriterlere göre bu raporu vermesi beklenmektedir?
6) Bakanlığınız, hangi engel gruplarının kesinlikle öğretmenliğe elverişli olmadığı hususunda kamuoyu ve Sağlık Bakanlığı’nı bilgilendirmiş midir? Şayet bilgilendirmişse, atanmış görme engelli öğretmenlerin mağduriyetleri ne ile açıklanabilir?
7) Dönemin Başbakanı ve şu anda Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın engelli öğretmenler için “bal gibi de olur” sözü hafızalarda daha tazeyken, bugün atanmış görme engelli bir öğretmenin karşısına neden doktor engeli çıkartılmaktadır? (NV)