Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Diyarbakır Belediyesi Eş Başkanı Fırat Anlı, çatışmaların yaşandığı ve acele kamulaştırma kararı alınan Sur ilçesinde yaşayanların başka şehre gönderilerek kentin kültürel ve demografik yapısının değiştirilmek istendiğini belirtti.
Hürriyet gazetesinden Abdülkadir Selvi’ye dün konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, çatışmalarda büyük hasar gören Diyarbakır’ın Sur ilçesinde incelemelerde bulunarak burada yaşayanlara üç seçenek sunulacağını söyledi.
Habere göre, vatandaş isterse parasını alacak, tapusunu devlete teslim edecek, ya da Diyarbakır’ın mahallelerinde oluşturulan 3 bin konutluk projelerden bir ev seçebilecek, eski eviyle yeni ev arasındaki farkı ödeyecek, üçüncü seçenek olarak ise başka bir kentteki TOKİ evlerinden alabilecek, kendi evini kendi yapmak isterse de imar planına uygun bina yapması gerekiyor.
Üç talep
bianet’e konuşan Fırat Anlı, hükümetin Sur’un demokrafik yapısını değiştirmeye yönelik sunduğu üç seçeneğin tersine Diyarbakır Belediyesi, ilçe belediyeleri, meslek odaları ve sivil toplum örgütlerinin kurduğu Suriçi Koruma ve Yaşatma Platformu’nun da üç temel talebi olduğunu söyledi.
“Birinci talebimiz Sur’da yaşayan insanların orada yaşamlarını sürdürebilecekleri koşulların sağlanmasını oluşturmak.
“İkinci talebimiz bu süreçte mutlak surette yerel dinamiklerle hareket edilmesi. Yani yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, meslek odaları ve akademinin içinde olduğu bir dinamik olmalı.
“Üçüncüsü de devletin zarar, ziyanı objektif sorumluluğu ilkesi gereği tanzim etmesi gerek. Ancak ayladır cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlardan sadece birbiriyle uyuşmayan açıklamalar dinliyoruz. Plan, proje somut adımdan bahsetmek mümkün değil.
"UNESCO miras listesinde ve koruma altında olan Sur’un Kültürel Miras Alan Yönetimi ve yerelde birinci muhatap olan Diyarbakır Belediyesi kentle ilgili yapılan toplantılara çağrılmıyor.
"Çare arayışı değil"
"İnsanlara başka kentlerde tercihler sunuluyor. Kayseri’de olsaydı, insanlara 'gidin Muş’ta, Batman’da size ev vereceğiz' mi denirdi. Aslında bu bir çare arayışı değil, umutları tüketmeye yönelik çabalar.
"Kentin demografik yapısı değiştirilecek. Yoksullar gönderilip zenginler getirilerek bir biçimiyle peşkeş çekilecek. Son dönemde geri iade anlaşmasıyla birlikte Avrupa’daki mültecilerin de buraya getirileceği konuşuluyor. 90 bin kişilik kamptan söz ediliyor. Zaten sıcak çatışma olan bölgede yeni risk yaratılması kabul edilemez."
Yargı süreci devam ediyor
Anlı, Sur’da yaşayanların kararlarının esas olduğuna dikkat çekerek Sur’un yeniden inşası için çalıştıklarını söyledi.
“Yaklaşık 22 bine yakın insan evini terk etmiş durumda. 4 yasaklı mahallede hala sokağa çıkma yasağı var hala molozlar taşınmaya devam ediyor. Ne olup bittiğine dair kimsenin bir bilgisi yok.
"Biz bu süreçte kurduğumuz Suriçi Koruma ve Yaşatma Platformu ve İstanbul’da kurulan Surla Dayanışma Platformu’yla Sur’un tekrardan kendi kimliğiyle, kültürüyle insanların sokaklarında özgürce yaşayabileceği bir yer haline gelmesine dair çalışmalara devam ediyoruz.
"UNESCO’ya defalarca başvuru yaptık, temmuzda UNESCO’nun İstanbul’daki genel kurulunda bunun önemli bir gündem olması bekleniyor.
"Diyabakır’da kurum ve şahıslar adına acele kamulaştırmaya karşı binin üzerinde toplu davalar açıldı. Başbakanlıktan savuma istendi. Umudumuz yargının hukuk dışı bu uygulamaya izin vermemesi.”
"Diyarbakır'ın sorumluluğu büyük"
Diyarbakır’da atılacak adımların Nusaybin, Cizre, Silopi, Yükseova gibi çatışmaların yaşandığı 10’un üzerinde ilçe için de örnek olacağını söyleyen Anlı, bu bakımdan Diyarbakır’ın büyük bir sorumluluk altında olduğunu söyledi. (NV)