Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Haziran 2011 seçimleri öncesinde çılgın proje olarak “Kanal İstanbul” projesini açıklamıştı.
Erdoğan projeyi, "İstanbul içinden deniz geçen iki şehre dönüşecek. Avrupa Yakası'nda Karadeniz ile Marmara arasında bir kanal açacağız. Kanalın Marmara girişi Silivri'den başlayacak” cümlesiyle açıklamıştı.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım "Kanal İstanbul"a hız verileceğini söyleyerek ihalelerin 2016 sonunda yapılacağını belirtmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimi günlerde Kentsel Dönüşüm ve Akıllı Şehirler Kurultayı'nda da “Yapıldığı anda Kanal İstanbul'un her iki tarafında gerçekten İstanbul'un şanına yakışır konutlarla Kanal İstanbul'un farklılık arz etmesi gerekiyor. Buna da hep 'Olur mu canım' diyenler çıktı. Kanal İstanbul olacak. Kanal İstanbul'u yapacağız. Kim ne derse desin yapacağız” demişti.
Avrupa Yakası'nda Karadeniz ve Marmara denizini bağlayacak Kanal İstanbul'un güzergahı resmi olarak açıklanmadı. Projenin İstanbul Boğazı'ndaki gemi trafiğini rahatlatmak adına oluşturulduğu öne sürülüyor.
Bugün TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen torba yasada Kanal İstanbul su yolu olarak tanımlanarak yasal statüye kavuştu.
Uzmanlar ne demişti?
bianet arşivinden uzmanlar Kanal İstanbul projesi için demişti?
Özsoy: Denizdeki iklim dengesini alt üst eder
Prof. Dr. Emin Özsoy, Boğaz'ın Karadeniz ve Akdeniz arasındaki su döngüsünü kontrol ettiğini, Kanal İstanbul'un açılmasıyla Boğaz'a dört adet Sakarya nehri eklenmiş gibi olacağını belirterek bunun denizlerdeki iklimsel dengeleri alt üst edeceğini söylemişti.
Saydam: Hemen unutulmalı
Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Cemal Saydam, Marmara’da değil Akdeniz ve Karadeniz’de de ekolojik yıkıma sebep olacak Kanal İstanbul projesinin bilimsel bir tarafı olmadığını belirterek “bu proje hemen unutulmalı” demişti.
* Marmara denizinin 25 metrekarelik üst tarafı Karadeniz suyu, alt tarafı Akdeniz suyudur. 25 metrenin altında oksijen hiç yok denecek kadar azdır bu yüzden Marmara, Akdeniz ve Karadeniz’in astımlı çocuğudur.
* Marmara bir havuzdur. İstanbul Boğazı bu havuzu bir yandan boşaltırken bir yandan da dolduruyor yani bir musluk işlevi görüyor ve dengeyi kuruyor. Fakat Kanal İstanbul projesi gerçekleşirse Marmara için ikinci bir musluk olacak ve bu sefer musluk sadece boşaltacak.
* Eğer Kanal İstanbul açılırsa ilk 10 senede üst suda organik patlamalar olacak ve buna bağlı olarak yem arttığı için balıklar da artacak. Ancak ikinci 10 senede alt tabakadaki oksijen bitecek ve dip suyun kimyası değişecek, organik patlamalar artacak ve ilerleyen dönemlerde dip su Gemlik ve İzmit körfezini de kaplayacak. Her lodos esintisi ile İstanbul kokacak. Karadeniz havuzu giderek boşalacak ve ekoloji kesinlikle değişecek.
* İstanbul Boğazının ve Marmara’nın dünyada başka bir örneği yoktur. Panama ve Süveyş kanalları Kanal İstanbul için örnek verilemez. Montrö Boğazlar Sözleşmesi varken Kanal İstanbul ile kar edileceği düşünülemez.
Özsemi: İstanbul'un zaten su sorunu var
Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Dr. Uygar Özesmi, projenin hayata geçmesi durumunda deniz canlılarının, su havzalarının, verimli tarım alanlarının ve ormanların ciddi şekilde olumsuz etkileneceğini söylemişti.
* Bu koca koca denizlerin kimyasının, tuzluluk oranlarının değişmesinden tutun İstanbul'a su sağlayan su havzalarının ortasından kanal geçirilerek bütün su rejiminin hidrolojisinin bozulmasına kadar, orada yaşayan Trakya'nın son ormanlarına ve sadece bu bölgede bulunan bitki örtülerinin ortadan kalkmasına yol açacak. Aynı zamanda Trakya'da son derece azalan verimli tarım arazilerinin yapılaşmaya açılması anlamına gelir.
* İstanbul'un şu an zaten bir su sorunu var. Melen'den koca borularla İstanbul'a su getiriyoruz ve Melen Çayı'nın suyunu çalmış oluyoruz. Aynı şeyi Trakya'da yapıyoruz. İstanbul'un ekolojik ayak izine baktığımız zaman bütün ülke kaynaklarını bir şekilde sömürerek oraları fakirleştiriyor. Dolayısıyla böyle bir kanal da bunun devamı. Bu İstanbul'u susuz bırakacak bir projedir. İstanbul'a ikinci bir boğaz yapılmıyor, İstanbul'un elinden suyu alınıyor.
Ekinci: Hukuka aykırı
Eski Mimarlar Odası Genel Başkanı Oktay Ekinci, projenin ancak hukukun olmadığı bir ülkede gündeme gelebileceğini söylemişti.
* Kanal İstanbul, İstanbul'un mevcut planlarını geçersiz kılar. İstanbul'u daha da plansız hale getirir. Gerçek bir tehlike olmaktan ancak petrol boru hattıyla kurtulacak olan petrol taşımacılığını tankerlerle götürmek, kentin ekolojisini, topografyasını, kültürel ve sosyal yapısını alt üst eder.
* Yaklaşık 450 uzmanın beş yıl çalışarak ürettikleri Metropolitan Planlama dengelerine aykırıdır. Beş yıllık planın reddedilmesi demek, kenti plansız hale getirmek olur. Buna yürürlükteki imar hukuku da şehircilik hukuku da engeldir. Bu öneri ancak hukukun olmadığı bir ülkede gündeme gelebilir.
* Kanalın etrafında yeni bir şehir yaratılacağı açıklandı. Bunalımda olan inşaat sektöründe yeni olanaklar yaratılacak. Ancak İstanbul konuta doydu, daha fazla yüklenmemek gerekir. İstanbul'a yeni yükler yüklemek, akla uygun olmayan bir fantezidir. Bunu bir seçim fantezisi olarak görüyorum. Maliyeti bile ortaya çıkmadan ilan edildi.
Gündoğdu: Deprem riski
Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, deprem riskine dikkat çekmişti.
- İstanbul'un su sorunu tarihseldir. Osmanlı döneminde de, ondan öncesinde de vardı. Belgrat ormanları için bir sürü bent var. Kentin su ihtiyacı hep sorun olmuş. Bugün de öyle. Su havzalarında yapılaşma bu sorunu artırır.
- Kanal'ı kaç şiddetine göre yapacaksınız. Bu fayın 6,5 şiddetinde bir deprem üretmesi mümkünse, siz 7,5'a göre tasarlayacaksınız. Benim hesabıma göre 7,5 mümkün, o zaman projeniz 8,5 hatta belki 9.0'a göre olmalı. Bu da maliyeti artırır doğal olarak. (NV)