Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı Kocaeli Köseköy Gençlik Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'nden engelli öğrencilere yönelik şiddetin yer aldığı videonun yayınlanmasının ardından kurumda çalışan M.A görevden alındı.
Geçtiğimiz hafta ortaya çıkan videoda M.A. isimli eğitmenin çocuğa tokat atarak, "Isır lan eş....şek. Koparmazsan ağzını kırarım" dediği de yer alıyor. Bir başka görüntüde ise yine M.A. isimli eğitmenin bir çocuğu elbiseleri ile banyoya soktuğu, önce kazağının içine su tuttuğu, ardından pantolonunun içine su tutarak kahkaha attığı görülüyor.
Bakanlık yaptığı açıklamada “Haberlerde yer alan fotoğraf ve görüntülerin en az 2 yıl öncesine ait olduğu tespit edilmiştir. Olayda adı geçen ve hizmet alım yoluyla kurumda çalışan M.A ‘nın iş akdi feshedilmiştir. Konuyla ilgili olarak Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur” dedi.
Münferit değil, sistematik olabilir
Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği (TOHAD) Başkanı Süleyman Akbulut, sadece M.A.’nın görevden alınmasının sorunu çözmediğini, kurum çalışanlarını denetlemek ve izlemekle görevli amirlerin de ihmalinin olup olmadığının araştırılması gerektiğini söyledi.
Akbulut, bu tür suçlardan ceza alanların bir daha hiçbir kamu hizmetinde yer almamaları gerektiğini belirtti. Ayrıca, kurumda yaşanan bu şiddet vakasının münferit değil, sistematik olma ihtimaline karşı da iyi bir araştırma yapılması gerektiğini ekledi.
Eğitim, denetim, cezasızlık
2014'te 106 şiddet vakasıMevzuattan Uygulamaya Engelli Hakları İzleme 2014 Raporu'na göre, 2014 yılında medyaya yansıyan haberlere göre engelli bireylerin eğitim hakkının doğrudan veya dolaylı ihlâl edildiğini raporlayan 640 habere erişildi. Bu haberlerin 106'sı ise engelli kişilerin eğitim ortamında maruz kaldığı şiddet ve kötü muameleye ilişkin. |
Akbulut bianet’e daha önce yaptığı açıklamada bu tür kurumlarda yaşanan şiddetin nedenlerini ve çözüm önerilerini şöyle sıralamıştı:
"Eğitim: engelliler alanında nitelikli uzman yetiştiren yüksek eğitim programları sayısı çok az. Kısa süreli sertifikalarla engeli patoloji ve psikolojisini bilen nitelikli yardımcı personel yetiştirilemez.
"Denetim: Bu kurumlarda etkin bir denetim mekanizması yok. Konuştuğumuz olayı da başka biri cep telefonuyla çekmiş. Bu tip kurumların mahrem alanlar dışında düzenli olarak kamerayla izlenmesi gerekiyor. Ve yine düzenli devlet kontrolü gerekiyor. Ancak bu da bürokrat dayanışması nedeniyle her zaman yeterli değil.
"İşin en önemli boyutu, bu kurumların sivil toplum örgütlerinin denetimine açılması gerekiyor. Türkiye’nin de imzaladığı Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi izleme ve denetime STÖ’nün etkin dahil edilmesini şart koşuyor. Ancak Türkiye’de bakanlıklar ancak kendi belirledikleri birkaç kuruma, o da çok zor prosedürlerle denetimine izin veriyor. Oysa tüm kurumların STÖ denetimine açık olması gerekiyor.
"Cezasızlık: Öncelikle şunun altını çizelim, engellilere yönelik bu tutum, işkence ve kötü muameleye girer. Bunun da TCK'da cezası açıktır. İşkence ve kötü muameleye giren bu şiddet vakalarında sorumlular ağır cezalar alması gerekirken takip edebildiğiniz kadarıyla hep delil yetersizliğinden beraat ediyorlar." (NV)