* Fotoğraf söz konusu İhlas Haber Ajansı videosundan alındı.
Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın
Engelli çocukların okullarda ve rehabilitasyon merkezlerinde uğradıkları ayrımcılık, kötü muamele ve şiddet, resmi rakamlara yansımasa da oldukça ciddi bir sorun olarak yıllardır çözülmeyi bekliyor.
Bir yılda 104 vaka
Mevzuattan Uygulamaya Engelli Hakları İzleme Raporu 2014 raporuna göre, 2014 yılında medyaya yansıyan haberlere göre engelli bireylerin eğitim hakkının doğrudan veya dolaylı ihlâl edildiğini raporlayan 640 habere erişildi.
Bu haberlerin 106'sı ise engelli kişilerin eğitim ortamında maruz kaldığı şiddet ve kötü muameleye ilişkin.
Bugün de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı Kocaeli Köseköy Gençlik Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'nden engelli öğrencilere yönelik videonun yer aldığı bir şiddet haberi geldi.
Görüntülerde M.A. isimli eğitmenin çocuğa tokat atarak, “Isır lan eş….şek. Koparmazsan ağzını kırarım” dediği de yer alıyor. Bir başka görüntüde ise yine M.A. isimli eğitmenin bir çocuğu elbiseleri ile banyoya soktuğu görülüyor.
Elbiseleri ile banyoya giren çocuğun, “Çok sıcak” demesi de yer alıyor. Görüntülerde M.A.’nın çocuğun önce kazağının içine su tuttuğu, ardından pantolonunun içine su tutarak kahkaha attığı görülüyor.
Yine aynı görüntüde yüzü gözükmeyen bir erkek ise “Isındı çocuk, yanıyor alev alev. Serinlet çocuğu” diyerek M.A.’ya yapması gerekenleri anlatıyor.
Kurumlar veri paylaşmıyor
TIKLAYIN - 5 SORUDA ENGELLİ SORUNLARI
Raporu hazırlayanlardan Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği (TOHAD) Başkanı Süleyman Akbulut, bu tür vakaların ancak medyaya yansıdığı kararının bilindiği ancak sorunun çok daha büyük olduğunu söyledi. Üstelik bu konuda resmi kurumlardan yanıt alamadıklarını da ekledi.
“İki senedir yaptığımız izleme çalışmasında, bilgi edinme yasası kapsamında, YÖK, ilgili tüm bakanlık ve kurumlara engelli ekseninde kötü muamele olup olmadığını sorguluyoruz. Hiçbir kurumdan bu konuda veri alamadık. Bu bize şunu gösteriyor. Ya veri yok, ya da paylaşmıyorlar. Yani ya devlet kurumları veritabanı tutmuyor ki, bu kabul edilemez. Ya da daha fenası bu veriyi bizimle paylaşmıyorlar. Adalet Bakanlığı’nın da veritabanında engellilik yok, yargıya kaç olay intikal ettiğini bilmiyoruz."
3 temel eksiklik
Akbulut, nitelikli eğitmen ve yardımcı personel eksikliği, devlet denetimi eksikliği, sivil toplum örgütlerinin denetimine açık olmaması ve cezasızlığın bu soruna neden olduğunu söyledi.
"Eğitim: engelliler alanında nitelikli uzman yetiştiren yüksek eğitim programları sayısı çok az. Kısa süreli sertifikalarla engeli patoloji ve psikolojisini bilen nitelikli yardımcı personel yetiştirilemez.
"Denetim: Bu kurumlarda etkin bir denetim mekanizması yok. Konuştuğumuz olayı da başka biri cep telefonuyla çekmiş. Bu tip kurumların mahrem alanlar dışında düzenli olarak kamerayla izlenmesi gerekiyor. Ve yine düzenli devlet kontrolü gerekiyor. Ancak bu da bürokrat dayanışması nedeniyle her zaman yeterli değil.
"İşin en önemli boyutu, bu kurumların sivil toplum örgütlerinin denetimine açılması gerekiyor. Türkiye’nin de imzaladığı Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi izleme ve denetime STÖ’nün etkin dahil edilmesini şart koşuyor. Ancak Türkiye’de bakanlıklar ancak kendi belirledikleri birkaç kuruma, o da çok zor prosedürlerle denetimine izin veriyor. Oysa tüm kurumların STÖ denetimine açık olması gerekiyor.
"Cezasızlık: Öncelikle şunun altını çizelim, engellilere yönelik bu tutum, işkence ve kötü muameleye girer. Bunun da TCK'da cezası açıktır. İşkence ve kötü muameleye giren bu şiddet vakalarında sorumlular ağır cezalar alması gerekirken takip edebildiğiniz kadarıyla hep delil yetersizliğinden beraat ediyorlar." (NV)