Türkiye’de üçüncüsü kurulması planlanan nükleer santralin yeri İğneada olarak açıklandı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, konuyla ilgili “Şu an ilk gelenler Çinliler ile Amerikalıların Westinghouse firması. Mutabakat zaptı imzalandı. Japonların da ilgisi var" dedi.
Trakya'nın Karadeniz sahilindeki kasabası İğneada, Kırklareli'nin Demirköy ilçesine bağlı.
Longoz Milli Parkı var
Longoz (subasar) ormanıyla tanınan ilçede 3155 hektarlık Longoz ormanları Milli Parkı bulunuyor.
Milli parktaki longoz ormanları, Yıldız (Istranca) Dağlarından Karadeniz sahillerine doğru akan derelerin taşıdığı alüvyonların birikmesi ve mevsimsel olarak sular altında kalması sonucu oluşmuş.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın resmi sitesindeki bilgilere göre, İğneada önemli kuş göç yolları üzerinde ve değişik bitki, hayvan türlerine yaşam alanı oluşturmasıyla yüksek biyolojik çeşitlilik değerleri içeriyor.
Bakanlık şöyle diyor:
“Alan ayrıca Avrupa kıtasında ender özellik gösteren kritik ekosistem ve sıcak nokta (hot spot) oluşu ve tüm dünyada tehlike altında bulunması gibi nedenlerle gerek Avrupa kıstası gerekse dünya mirasını koruma açısından uluslararası öneme sahiptir.”
Yaşam savunucuları İğneada'ya nükleer santral yapılmaması gerektiği konusunda hemfikir.
WWF: En ufak sanayi tesisi bile yapılamaz
WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Sedat Kalem: İğneada Longozu, kendine has bitki örtüsü ile Türkiye’nin 122 Önemli Bitki Alanı (ÖBA) arasında. Subasar orman olarak da bilinen bu hassas ortamda yetişen dişdubak-meşe-kızılağaç karışık orman tipinin Türkiye’deki iki nadir örneğinden birine evsahipliği yapan İğneada Longozu, aynı zamanda uluslararası sözleşmelerle korunan bitki türlerinin bulunduğu zengin kumul ve sulakalan florası nedeniyle olağanüstü öneme sahip bir yer. Türkiye’de yalnızca burada kayıtlı bulunan Peygamber Çiçeği (Centaurea arenaria) gibi ülke çapında nadir en az 11 bitki türünün de yaşam alanı.
İğneada’nın doğa açısından önemi, burayı her türlü yapılaşmadan uzak tutulması gereken yerlerden biri yapıyor. Değil nükleer santral en ufak bir sanayi tesisinin bile buraya yapılması, buradaki hassas dengeyi yerle bir edebilir ve geri dönülmez hasarlara neden olabilir. Türkiye’nin pahalı, kaza riski ve nükleer atık sorunu nedeniyle sürdürülemez nükleer enerji santralleri yerine enerji tasarrufu ve verimlilik politikalarını öne çıkararak kalan ihtiyacı güneş ve rüzgar gibi daha çevreci kaynaklardan sağlaması gerekir.
DOKAY: Doktor getireceklerine nükleer istiyorlar
Doğal Hayatı Koruma Vakfı (DAYKO) Başkanı Nusret Türkkan: İğneada’daki iki tarafı sit alanı olan Longoz ormanları Amazon ve Kongo’dan sonra dünyadaki üçüncü Longoz ormanı.
Avrupa’daki 12 bin bitki türünün 3200’ü burada. Nesli tükenmiş yaban hayvanlarına longoz ormanı ev sahipliği yapıyor. Karadeniz’in 22 kilometreyle en büyük doğal sahil şeridine sahip. Devlet korumak için 20 milyon gibi çok büyük paralar harcadı buraya.
Karadeniz’in en büyük balık popülasyonunun yuvalandığı yer burası. Kalkan balığı da meşhurdur. Trakya’nın bütün dereleri, nehirlerinin suları Istıranca Dağları’ndan doğuyor.
Ancak burası enerji projeleriyle yok edilmek isteniyor. Çimento fabrikası, termik santral, nükleer santral, enerji iletim hatları…Mücadelemiz sonucunda termik santral projesini öteledik. Her gün yeni enerji projeleriyle güne uyanır olduk. Buraya doktor, öğretmen eksikliği var, bunlarla neden uğraşmıyorlar?
KOS: Ne termik ne nükleer
Kuzey Ormanları Savunması'ndan Onur Akgül: Bakan İğneada’ya nükleer santral yapılacağını açıklarken bunu elektrik kesintileri ve seçim güvenliğiyle bağlantılandırıp söylüyor. Bu son derece kirli bir algı yaratma çabası. Nükleer gibi zehirli bir enerji modelini seçim güvenliğine malzeme yapıyorlar.
İğneada, longozlarının yanında her yerinden yaşam fışkıran çok zengin faunaya sahip bir bölge. Binlerce kuşun göç yolları üzerinde. Oraya ne termik ne de nükleer yaptırmamak için mücadeleye devam edeceğiz.
İğneada neden önemli?Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın sitesindeki bilgiler şöyle: Türkiye kuş varlığını oluşturan 454 kuş türünden yarıya yakını (200’den fazla tür) yıliçerisinde İğneada'da görülebilmektedir. Avrupa Kırmızı Liste (E.R.L. = IUCN) ölçütlerine göre nesli tehlike altında olan ve ya tehlike altına girebilecek statüdeki; Cüce Karabatak, Akkuyruklu Kartal ve Küçük Kerkenez İğneada'nın sağlıklı ekosistemini temsil eden 3 gösterge kuş türüdür. Bunun yanı sıra sadece kuzey Trakya'da görülen Küçük Yeşil Ağaçkakan İğneada'da öne çıkan önemli bir kuş türü. Bern Sözleşmesi ölçütlerine göre alanda konaklayan veya yaşamını sürdüren 184 kuş türü (2007) tehlike altında sınıfında olup koruma altına alınması gereken türlerden. Tüm Türkiye’deki memeli türlerinin %57’si İğneada yöresindeki zengin yaşam alanlarında görülebiliyor. Yaban kedisi, Karaca, Porsuk, Geyik, Orman Faresi, Tilki ve Susamuru alandaki memeli hayvanlar arasındadır. Lagün, göl ve dere gibi farklı sulak alanlarında bilinen 30 balık türü yaşamaktadır. Bölgedeki dere ve göllerde yaşayan 8 balık türü Bern listesinde -Korunması Gereken Türler (PFS)-sınıfındadır. Bern Sözleşmesine göre kesinlikle korunması gereken iki yaşamlı türlerden Pürtüklü Semender ve Gece Kurbağası ile sürüngen türlerinden Oluklu Kertenkele, Yeşil Kertenkele ve İnce Kertenkele alanda yaşama ortamı bulabilmektedir. IUCN koruma sınıfında yer alan Büyük Teke Böceği ve Benekli Bakır Kelebeği İğneada’da kendine uygun yaşam ortamı bulmuştur. |