1 Eylül mesajları yarın devam edecek.
Türkiye, 1 Eylül Barış Günü’nü çatışma ortamında karşılıyor. Peki, barışın 1 Eylül itibariyle başlaması için kim, ne yapmalı?
Bu soruyu hak savunucularına ve barış için mücadele eden kesimlerden 12 isme; Eren Keskin, Arzu Çerkezoğlu, Merve Arkun, Celalettin Can, Lami Özgen, Pınar Aydınlar, Mehmet Tursun, Engin Gündük, Nebahat Akkoç, Burak Özgüner, Tarık Ege ve İrem Güven'e yönelttik.
Silahların bırakılması, ateşkesin sağlanması cevaplardaki ortak vurgu oldu. Çözüm sürecinin tekrar başlaması, sivil toplumun barış çağrısını yükseltmesi, medyanın barış diline yönelmesi, vicdani ret mesajları da yer aldı.
"Ateşkes"
Eren Keskin (İHD Merkez Yürütme Kurulu Üyesi): 1 Eylül’de barışın, en azından bu umudun gerçekleşmesi için PKK’nin ateşkes ilan etmesini istiyorum. Devleti en çok rahatsız edecek şey bu olacaktır.
Nebahat Akkoç (KAMER): 1 Eylül itibarıyla barışı en azından konuşmaya başlayabilmemiz için önce silahların susması lazım. Bunu önce PKK'ye söylüyoruz çünkü HDP'nin barajı aşıp meclise girmesi, sivil siyasetin önünü açan bir sonuçtu. Ne yazık ki Türkiye'deki sivil toplum örgütleri, HDP'yi destekleyen taraflar bunun zevkini yaşayamadı çünkü hemen ardından çatışmalar başladı. Devletin de bu kadar can kaybına sebep olan, özellikle de çocukların da öldürüldüğü, 90'ları anımsatan bu kirli savaşa bir son vermesi lazım.
Celalettin Can (Akil İnsanlar Heyeti, 78'liler Girişimi): Çatışan taraflar silahları bir an evvel susturmalıdır. Bu süreçte de milliyetçi, ayrımcı, tahkir edici, meydan okuyucu, dilden kaçınılmalıdır ki, sustuktan sonra da insanlar diyalog ve çözüm sürecine başlasın.
"Süreç devam etmeli"
Lami Özgen (KESK Genel Başkanı): Ülkemizde, Ortadoğu'da ve tüm dünyada savaş ve çatışmaların durması lazım. Kürt sorununa bağlı olarak başlayan diyalog ve çözüm süreci kaldığı yerden hiçbir gerekçe öne çıkarılmaksızın devam etmeli. İki buçuk yıl boyunca sorunlarımızı konuşarak çözebileceğimizi ve böyle olduğunda hiçbir insanımız ölmediğini gördük. Ortadoğu savaş politikalarına yönelik de ülkemizin ve hükümetlerin kendi dış politikalarını gözden geçirerek bir tutum almaları lazım.
Arzu Çerkezoğlu (DİSK Genel Sekreteri): Bu çatışmaların durması, Kürt sorunun demokratik çözümü noktasında çözüm ve müzakere sürecinin yeniden başlatılması ve savaş politikalarının ortadan kaldırılması lazım.
“Vicdani ret”
Merve Arkun (Vicdani Ret Derneği Eş Başkanı): Vicdani Ret Derneği olarak herkesin yapmasını istediğimiz şey vicdani retlerini açıklamaları ve ellerine silah almayı reddetmeleri. Bu söylem önceki savaş süreçlerinden farklı olarak herkes tarafından dillendiriliyor. Genelkurmay, gönüllü askerlik başvurularının arttığını söylediyse de hiç olmadığı kadar vicdani ret başvuruları geliyor. Süren savaşın bir saray savaşı olduğu aşikar. Bu sebeple de insanlar bu kadar yüksek sesle ellerine silah almak istemediklerini diyorlar.
Burak Özgüner (Hayvan Hakları İzleme Komitesi): Öncelikle şiddetin, çatışmanın durması için önce devletin adım atması gerekiyor. Savaş, bu coğrafyada yaşayan tüm canlıları etkiliyor, katlediyor. Bu kıyımın engellenmesi de belirgin bir toplumsal bilinç ve bunun sonucunda oluşacak baskıdan geçiyor.
Devletin, ana akım medyanın topluma ciddi ölçüde etki ettiği düşmanlık kültürüne son verilmeli. Herkes, geçmişte yaşadığı ve yaşattıkları ile yüzleşmeli, istisnasız herkes için özgürlük istemeli ki barıştan söz edilebilsin. Savaşı, şiddeti, militarizmi reddeden herkes, vicdani reddini açıklamakla başlayabilir mesela, kendi adına barış talebini dillendirmek için.
Pınar Aydınlar (Özgür Sanat Girişimi): Barış için tüm halklar beraber mücadele etmeli. Savaşa karşı sanat diyoruz. Özgürlük, barış ve adalet için sanatımızı silahımız olarak kullanmaya söz veriyoruz.
“Barış yanlısı medya”
Tarık Ege (Antep ZeugMadi LGBTİ): Kaosun körüklenmesinde medyanın da etkisinin çok büyük olduğu ve baştakilerin savaş yanlısı söylemlerini terk etmeyecekleri göz önünde bulundurularak STK'ların ve tarafsız haber yapan medya kuruluşlarının Barışın 1 Eylül itibarıyla başlaması için tansiyonu düşürücü ve birleştirici adımlar atmaları gerekir. Bu ortak hareket etme bile barış yanlısı medyanın da katkısıyla halkı birleştirici bir rol oynayacaktır.
İrem Güven (LGBTİ Barış Girişimi): AKP, Kürdistan'a saldırılarını derhal durdurmalı, yıkılan şehirlerin ve evlerin onarılması için belediyelerin çalışmalar başlatmasına izin vermeli, yaralıların tedavisi için gerekli önlemleri almalı. Ayrıca Cumhurbaşkanı, sınırlarından taşmayı bırakmalı. Biz ise tüm Türkiye'deki barış ve demokrasi yanlıları olarak seslerimizi birleştirmeli, beraber mücadele etmeliyiz. Medyanın sesinin kısıldığı yerlerde barışın sesini yükseltmek için bir arada mücadele etmeliyiz.
"Savaşın özneleri barışı tesis edebilir"
Mehmet Tursun (Uluslararası Baran Tursun Vakfı): Barışı, savaşın özneleri tesis edebilir. Bunlar da asker ve gerilla anneleri. Baran Tursun Vakfı’nın önerisiyle İzmir Barış Bloku olarak 1 Eylül’den sonra 50 asker ve 50 gerilla annesiyle sınıra gideceğiz. Asker anneleri karakol, gerilla anneleri karakol karşısındaki yamaçlarda çocukları için canlı kalkan olacak. Çocuklarını korumak için burada olduklarını belirtecekler ve madem aynı amaç için buradasınız bir araya gelin savaş isteyenlere karşı barışı tesis edelim diyeceğiz.
Engin Gündük (Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı): Yarını dahi beklemeden, bugünden itibaren herkesin egolarından vazgeçmesi, çocuklarımızın herkesin makamından, mevkisinden daha kıymetli olduğunu görmesi ve ülkenin kardeşçe yaşlanılır memleket olması için derhal barış demesi gerekir.
Yüksek sesle herkesin, gerekirse silahların önüne geçip bu kirli savaşı durdurup ülkemizde ve bölgemizde barışı tesisi etmesi gerekir. (BK/ÇT)