“Her şey ortada. Gördüğünüz gibi.”
Varto’da peşi sıra mermi izleri, kırık camlarla karşılaştığımız dükkanlardaki esnaflardan aynı cümleyi duyarak yürüyoruz.
Vartolular duvarlardaki mermi izlerinin 16 Ağustos'u 17 Ağustos'a bağlayan gece yaşandığını anlatıyor.
Zırhlı araçlar ilçeden çıkarken
O gecenin ardından Kadın Özgürlük Meclisi’nin çağrısıyla birçok ilden aralarında HDP vekillerinin de olduğu yüzü aşkın kadın 19 Ağustos’ta Varto’da buluştu.
İlk durak, Varto’nun girişinde Ekin Wan’ın vurulduğu yerdi.
Açıklama yapılırken, sabah saatlerinde gerilla mezarlığının yakınına operasyon yapıldığı haberlerine ulaşan ilçeden zırhlı araçların geçişini görüyorduk.
Varto |
Varto, Muş il alanının kuzeybatısında. Kuzeyde Erzurum ve batıda Bingöl illeriyle, doğuda Bulanık, güneyde ise Merkez ilçeyle çevrili. Yüzölçümü 1418 kilometrekare. 2014 yılına göre ilçe merkezi ve beldelerdeki nüfus 32 bin 378 kişi. Nüfusun yüzde 50,54, erkek, yüzde 49,46’sı kadın. İlçede okuryazarlık oranı ve eğitim seviyesi yüksek. 2014 yerel seçimlerinde yüzde Barış ve Demokrasi Partisi’nin ilçede 63,4 oy aldığı Varto’da Sabite Ekinci ve Hüseyin Güneş, Eş Belediye Başkanlık görevini yürütüyor. İlçede, çok büyük miktarlarda olmamak üzere Avrupa Birliği destekli, tarımsal geliştirme program ve faaliyetleri de yürütülüyor. Son birkaç yıldır Köylerin Altyapısının Desteklenmesi (KÖYDES) Projesi kapsamında köylere çeşitli hizmetler gelmekle birlikte, ilçe ve köy halkında kendi sorunlarına kendi çözümünü yaratma bilinci her geçen gün daha da geliştiği belirtiliyor. 2015 Genel Seçimleri’nde oy oranları. HDP: Yüzde 93, 55 CHP: Yüzde 2,877 AKP: Yüzde 2,08 |
“Yangın, içeride insanlar varken başlamış”
Varto, küçük bir kasaba gibi. Burada önce ilçe merkezinde yol kenarında duvarlarında mermi izleri olan bir evi, ardından yakılan bir başkasını görüyoruz.
Evler boş. KESK Muş Dönem Sözcüsü İdris Gürkan, yakılan evin sakinleriyle yaptığı görüşmeyi bize aktarıyor:
“Ev sakinleri evdeyken ev yanmış. Yasağın sabah kaldırılacağı haberi geldikten sonra, gece 02.00 sularında silahlarla evinin darbe aldığını anlattılar. Çatının yandığını görünce çocukları dışarı çıkarmışlar. Bu sırada beyaz askeri zırhlı bir aracın ateş ederek sokaktan ilerlediğini görmüşler.”
Aynı günlerde telefonların, elektriğin, suyun da kesik olduğunu anlatıyorlar. Az ileride mermiler nedeniyle kullanılmaz hale gelen bir elektrik panosuna tamir ediliyor.
Varto’da kadınların yürüyüş
İlçede ilerlemeye başlayınca çevredekiler de katılıyor.
Kısa sürede önde kadınlar yüzlerce kişi Varto sokaklarında "Jin, Jiyan, Azadi", "Kadın, Yaşam, Özgürlük", "Kadına/Ekin'e uzanan eller kırılsın" sloganlarıyla yürüyor.
Hendekler
İlçedeki hendeklerin çoğu kapatılmış. Ara sokaklarda henüz tamamen kapatılmayanları görüyoruz.
Camlar yenilenirken
Mermilerin hemen tüm dükkanların duvarlarında bıraktığı izleri görüyoruz.
Camlar kırık, kiminde kartondan geçici çözümler sağlanmış, kimi yenilenmiş, kimine yenileri takılıyor.
“İnsanlar ne yapacağını bilmiyor”
Yürüyüş devam ederken esnafla konuşuyorum. Görüntü almamızı istemiyorlar. Yalnızca dinlemek istediğimizi söylüyorum.
Birbirinden uzak iki dükkandaki iki ayrı esnaftan aynı tek cümleyi duyuyorum: “Her şey ortada.”
Birkaç kelime daha ekleyen bir başkası “Yasak vardı. Sabah çıktık. Böyleydi” diyor.
Bir diğerinden “İnsanlar ne yapacağını bilmiyor. Durum iç açıcı değil. İnsanlar korkuyor. Gelen geri gidiyor. Çok zor” sözlerini duyuyorum.
“Seçimden dolayı böyle oldu”
Yürüyüşün içine karışıyorum. Bir erkek, “Neler oldu?” sorumu “Devletin zorla halka saldırması, infaza başlaması, rastgele taramalar, sokağa çıkma yasağı, ‘Çıkanı vururuz’ sözleri” diye cevaplıyor:
“Ekin Wan’a yapılanla Varto halkı teşvik edildi. Devletin IŞİD’den farkı yok burada. Özel TİM, IŞİD’ten beter. Kürt bölgesi oldu mu her türlü zulmü yapıyor. Ama burayı devlete teslim etmeyeceğiz.
“90’lara döndük. Devlet Kürtlerin infazının peşinde. Seçimde dolayı böyle oldu. Kürtler oy vermedi, ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ dedi.
“Hep barış dedik. Kürt, Türk, Laz, Çerkez kimseyi dışlamıyoruz. Ancak herkes Kürtlere yapılanları görmeli. Batı halkı burada olanlara karşı çıksın. Polis de asker de kimsenin ölmesini istemiyoruz.”
Tek katlı ev
İlçedeki yürüyüşü evinden izleyen kadının baktığı camın iki karış ötesinde de mermi izleri. Çevredekiler mermi izleriyle dolu başka bir evi tarif ediyor.
Tek katlı, demir kapının bahçeye açıldığı bir ev. İki çocukla bir kadının yaşadığını öğreniyorum. Dış duvarlarında, demir kapıda, evin duvarlarında mermi izleri, camlar kırık. Bir kadın ve bir çocuk kapıda.
“Çocukları alıp ayrılmıştım evden. Evdeyken de mermiler geliyordu ama bu kadar yoktu. Döndüğümüzde gördük. Bile bile sivillere saldırıyorlar. İnsan hayatı sudan ucuz olmuş.”
Evi onarmak gibi imkanları yok. Bahçedeki mermileri toplamaya gelen özel tim dışında gelen “yetkili” de yok.
Kapının önündeki diğer kadınlara şikayet, yargı süreci gibi sorular sorarken gördüğüm bakışlarla cevabı alıyorum.
Varto’da iki inşaat işçisi
Varto’da 16 Ağustos akşamı saat 19.00 sıralarında Yukarı Alagöz Mahallesi'nin yakınında beyaz renkli sivil bir araç, panzerden açılan ateşle taranmıştı.
Özgür Gündem, iki sivilin içinde bulunduğu aracın Özel Harekat polislerince tarandığını, içinden yaralı olarak çıkan iki kişinin sonradan öldürüldüğünü yazdı.
O iki kişi, 1979 Varto Alagöz Mahallesi doğumlu Rahmi Kızıltaş ve 1989 Alagöz Mahallesi doğumlu Abdullah Toprak’tı. Alagöz Mahallesi’nde yaşıyorlardı, akrabalardı.
Alagöz Mahallesi’nde aileleriyle görüşmeye gidiyoruz.
“Bunca insan geldi ya”
Kapıda bizi karşılayan uzun kuyrukta yaşlı bir erkek “Bunca insan geldi ya, iyi olacak” diyor. Rahmi Kızıltaş’ın annesi Cemile Kızıltaş ve kız kardeşleri ile küçük yaşlarda üç çocuğu geliyor az sonra. Eşinin sağlığının iyi olmadığını belirtiyorlar.
Anne Kızıltaş anlatıyor:
“İşinde gücündeydi oğlum. Abdullah da ablamın torunu. İki gün aradık bulamadık. Silahtan, taramadan dışarı çıkamıyorduk. İki gün sonra çıktık, önce Rahmi iyi, sonra ortalıkta yoklar dediler. Akşam emniyete fotoğraflarını verdik. ‘Herhalde bunlar’ dediler.
“Malatya’ya gittik. Çocukları orada öldürmemişler, işkence yapmışlar. Öldükleri yerde kan yoktu. Parçalarını ağaçtan topladılar. Allah bizim hakkımızı onların yanına bırakmasın.”
Varto'da "Her şey ortada. Gördüğünüz gibi."
Ne olmuştu?
* 10 Ağustos’ta güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürüldüğü iddia edilen Kevser Eltürk'ün (Ekin Wan) cenazesine ilişkin işkence fotoğrafları basına yansıdı. Görüntüler halkın tepkisini çekti.
* Valilik, görüntüleri çeken, yayınlayan ve sosyal medyaya servis eden kişi veya kişiler hakkında adli ve idari soruşturma başlatıldığını açıkladı.
* 16 Ağustos’ta ilçe girişlerinde hendek kazan silahlı grupların denetim sağladığını, ilçenin HPG gerillalarının kontrolüne girdiği haberleri yer aldı. Valilik emriyle sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Yasak süresince Varto’da sürekli silah sesleri duyuldu, halk evlerin ve araçların tarandığını söyledi.
* Sokağa çıkma yasağı 17 Ağustos sabah kaldırıldı.
* Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Selma Irmak bianet’e yaptığı açıklamada korulukta insana ait kemik parçalarına rastladıklarını, kime ait olduğunu öğrenemediklerini anlattı. 18 Ağustos’ta, öldürülen iki sivilin inşaat işçileri Rahmi Kızıltaş ve Abdullah Toprak olduğu açıklandı. (BK)