Giresun’da Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi dün siyasiler, yerel yöneticiler ve yerel gazetecilerle yaptığımız görüşmelerin ardından bugün de fındık bahçelerini dolaştık.
Giresun-Ordu sahilyolu üzerinde Çaldağ, İnişdibi sapağından iç kesime doğru sapıp otogarı geçtikten sonra ilerleyince dört bir tarafınızı fındık bahçeleri sarıyor.
Fındık bahçelerinin birinden girerek yamaçtan aşağı doğru yürümeye başlıyoruz. Fındık toplayan ailelerin yanından geçtikten sonra yaklaşık 20 dakikalık bir inişin ardından 5 dönümlük fındık bahçesi sahibi Nurşen Karslı’nın yanına ulaşıyoruz.
Karslı, gelini ile birlikte bahçeyi idare ediyor. Ailedeki gençlerin ve erkeklerin fındık işiyle uğraşmayı sevmediğini söylüyor.
Kendisine bahçede çalışan insanları soruyoruz. Adıyaman’dan gelen mevsimlik işçilermiş. Bir kısmı aslında başka bir bahçe sahibinin yanında çalışıyormuş ama üç dört günlüğüne buraya desteğe gelmişler.
Bahçe sahibi: Ben Kürt müyüm?
Karslı, fındığın ilacının, gübresinin, işçi parasının yüksekliğinden şikayet ediyor. Geçen yıl fındığın kilosunu 6 liradan satmışlar. Bu sene fındık daha az üretildiği için fiyat yükselmiş ve şu an kilosu 9-9,5 lira ediyormuş.
Karslı’ya cumhurbaşkanlığı seçimlerini ve fındık üreticisinin genel olarak seçme nasıl baktığını soruyoruz.
“Ama ekmeğe ama suya, vatandaşlık görevimizi yapacağız” diyen Karslı daha sonra ağzındaki baklayı çıkarıyor: “O Ekmel de kimmiş? Nereden bulmuşlar onu; ben tanımıyorum.”
Demirtaş seçeneğini soruyoruz ama HDP’nin hedeflediğini açıkladığı siyaset çizgisinin tam tersi bir cevapla karşılaşıyoruz: “Ben Kürt değilim, neden Demirtaş’a oy vereyim?”
E geriye tek bir seçenek kalıyor. Ona da bugüne kadar hiç oy vermemiş ama bu seçimde başka seçenek kalmamış.
Karslı'ya son olarak Giresun'da işsizlik sorunu olmasına, sokakta boş gezen pek çok erkek olduğunu hatırlatıyoruz ve neden mevsimlik işçi aldıklarını, ucuz iş gücü mü kullandıklarını soruyoruz.
Cevap şaşırtmıyor: "Bizim buranın erkekleri tembeldir, kadınlar çalışır. Erkekleri kolay kolay buraya getiremezsin. Hepsi züğürt ağa."
Mevsimlik işçi
Bahçe sahibi Karslı’nın ardından mevsimlik işçilerden 23 yaşındaki Adıyamalı Neslihan Atılhan’a mikrofonu uzatıyoruz. Düzenli olarak her yıl Giresun’a geldiklerini söyleyen Atılhan’ın köyünden aynı bahçeye sekiz kişi minibüsle geliyormuş.
15 ila 30 gün süren fındık toplama işinin ardından tekrar Adıyaman’a döndüklerini, sonra patatese, kayısıya gittiklerini söyleyen Atılhan bahçe sahiplerinin çocuk işçi çalıştırmaya karşı tabelalar astıklarını ama 15-16 yaşındaki çocukların aileleriyle birlikte çalıştırıldıklarına dikkat çekiyor.
Kendisinin de çocuk yaşta bahçelerde çalışmaya başladığını ifade eden Atılhan, bunun özellikle eğitim hayatını ve sosyal hayatı olumsuz etkilediğini belirtiyor.
Çalışmaktan yana sıkıntısı olmadığını, az da olsa para kazanabildiklerini söyleyen Atılhan’a en önemli sıkıntısını sorduğumuz zaman ise en yaygın cevapla karşılaşıyoruz: “Hiç bir güvencemiz yok. Başımız bir şey gelse en ufak bir hakka sahip değiliz.”
Peki, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kime oy verecek? Bu soruya yanıt vermek istemiyor. Nedenini de söylemek istemiyor. İnsan kendini baskı altında hissediyorsa bu konuda konuşmamak daha iyi herhalde. (EKN)
* Giresun gezisi P24 koordinatörlüğünde bir grup gazeteciyle gerçekleşti.
** Ekin Karaca'nın Giresun merkezindeki haberi için tıklayın.