Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Anadolu Grubu’ndan avukat Kezban Hatemi, heyetin çalışmalarını bianet’e anlattı.
Hatemi, savaşın aktörleri ve mağdurlarının bulunduğu bu bölgedeki travmaların aşılması ve barışın toplumsallaşabilmesi için ciddi bir rehabilitasyon sürecine ihtiyaç olduğunu belirtti. Daha önceki barış süreçlerinin sekteye uğramasının bölge halkında bir güvensizliğe neden olduğunu, hükümetin faili meçhullerin ve kayıpların faillerin bulması gerektiğini ifade etti.
Kamuoyunda, "ikna edilmeye en az ihtiyacı olan bölge Güneydoğu" gibi bir algı var. Durum böyle mi? Bu bölgenin heyetinin işi daha kolay oldu diyebilir miyiz?
Hiç kolay bir bölge değil çünkü olayın aktörleri ve mağdurlarının olduğu bir bölge. En çok mağduriyetin yaşandığı topraklar Güneydoğu Anadolu Bölgesi. Buradaki endişeler, özellikle çeşitli barış süreçlerinin kesintiye uğraması genelde halkta devlete, dolayısıyla hükümete karşı bir güvensizlik oluşturmuş. Bu güvensizliğin aşılması da önemli bir süreç alacak.
Bunun dışında faili meçhuller, kayıplar, köyleri yakılan insanlar… Burada çok dramatik travmalar var. Çok ciddi bir rehabilitasyon sürecine ihtiyaç var. Ülke genelinde birçok kişi şehit oldu, çok acılar çekildi ama en çok hasar gören bölgemiz burası. Mesela ben bu kadar yakinen tanıdığım bu bölgede 400 şehit ailesi olduğunu bilmiyordum. Tabii dağda kaybedilenler de şehit. Burası ciddi bir psikolojik destek istiyor.
Konunun aktörleri, farklı gruplar, o grupların buradaki fonksiyonları, barış sürecindeki sosyal restorasyondaki koşulları ve konumları çok ciddi yapılanmayı ve uzun bir süreyi gerektiriyor. Elimizde sihirli bir değnekle barış için bir çözüm bulmuş değiliz, keşke bulabilseydik ama çok önemli bir süreçteyiz.
Toplantılarda farklı kesimlerle bir araya geliyorsunuz. Talepler ve beklentilerde ne gibi farklılıklar oluyor?
Şunu açık ve net söyleyebilirim; Güneydoğu’da ne kadar çekinceler, endişeler ve farklı talepler olsa da, sonuçta barış isteyen ve sürecin kesintiye uğramasına karşı çıkan bir halk kitlesiyle karşı karşıyayız. Bu destek yüzde 100. Yani 99 falan değil. Ama bu barışı isterken barışı oturtacağın sivil anayasa ve demokratikleşmeyi de beraberinde getirmen lazım. Bölgenin özel konumu, hassasiyetlerini dikkate alman lazım. Bunlar zaten devletin, hükümetin yapacağı şeyler.
Bir de buna karşı çıkan derin yapılanma var. Olağanüstü hal kalkmış ama OHAL’in devamı olan bir olağanüstü yargı devam ediyor. Örneğin bizim heyetimizde KCK davasından yargılanan var. Bunların giderilmesi zaman alacak ama güzel yoldayız.
400 şehit ailesi var dediniz. Onlarla görüşmeler nasıl geçti?
Polis, asker aileleriyle görüştük. Hepsi barış istiyor. Barış anneleri, çocuklarını dağda kaybedenler de barış istiyor. Ama faili meçhuller ve kayıplar var. Roboski aileleri var. Onlar da faillerin bulunmasını istiyor. Devletin böyle bir lüksü yok, o failler bulunmalı.
Roboski ziyaretiyle ilgili değerlendirmeleriniz ne?
Onlar da her şeye rağmen barış diyen aileler ama içlerine kor düşmüş, evlatlarını, geleceklerini kaybetmişler. O köyde hiç erkek evlat kalmamış. “Kim yaptı bulunsun” diyorlar.
Roboski’ye giderken yanımızda oyuncaklar götürmüştük çocuklara hediye etmek için. Ama o kadar ağır bir bulut vardı ki köyün üzerinde veremeden geri döndük. Hediye vermek istediğimiz küçük çocukların kucağında kaybettikleri yakınlarının fotoğrafları vardı.
Barış süreci başladı ama barışlar bunlarla ilgili değil. Toplum içindeki travmaları kaldırıp toplumsal barışı sağlamadığınız sürece huzur ortamını sağlayamazsınız.
Peki bu travmalar nasıl giderilebilir?
Devletin bir sosyal restorasyon projesi var. Bizim aracılığımızla bunu anlatmak istedi. Bunları bir siyasi parti aracılığıyla yapsaydı, bu tamamen siyasi bir hareket olurdu. Sivil toplum örgütlerinde de “sizinkiler” ve “bizimkiler” gibi ayrımlar var maalesef. Bu nedenle bir itici güce ihtiyaç vardı, biz de teklif edildiğinde seve seve talip olduk.
Burada sivil toplumun hiçbir şeyin tesiri altında kalmadan, aktarılamayanları atlaması önemli. Biliyorsunuz siyasiler kraldan çok kralcı. Biz o eşiği atlamak için vardık.
Heyetin çalışmaları ne kadar devam edecek?
Tahminen, bizim bölgede Haziran sonuna kadar bitmiş olacak.
Diğer bölgelerin gruplarıyla bir araya geldiğiniz toplantılar nasıl geçti?
Güneydoğu’da topladığımız bilgileri onlarla devamlı paylaşıyoruz. Diğer heyetlerden öğrendiğimize göre, en kötü sonuçların beklendiği bölgelerde sürece destek en az yüzde 60.
Güneydoğu’da farklı taraflardan kesimler bir araya gelip, uzlaşı sağlayabilecek mi?
Tabii ki. Biz hiç birbirini tanımayan, birbirlerinden haberdar olmayan grupları bir araya getirdik. Onlar şimdi birbirlerini dinlemeye devam ediyor ve bir platform oluşturdular. (ÇT)
DOĞU ANADOLU VE İÇ ANADOLU AKİLLERİ ANLATTI: "Sürece Destek Beklediğimizden İyi"
EGE GRUBU'NDAN AVNİ ÖZGÜREL ANLATTI: "Ege En Zor Bölge Deniyordu"
AKDENİZ GRUBU’NDAN Türkdoğan: Sürece Karşı Olanlar Bile Kan Dursun Diyor