Laz Kültür Derneği Başkanı Mehmedali Beşli, anayasada Türkiyelilik kavramının içselleştirilebilir olduğunu belirterek 2., hatta 3. resmi dilin kabulünün desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Mecliste grubu bulunan siyasi partilerin Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sundukları kısmi anayasa taslaklarını “anadil”, “laiklik” ve “vatandaşlık tanımı” üzerinden Beşli’ye sorduk.
Vatandaşlık tanımı konusunda farklı görüşler var. AKP “Türk milleti” tanımını, CHP “Türk ulusu” tanımını kullanırken BDP “Türkiye halkı” diyor. Sizce vatandaşlık tanımı nasıl olmalı?
Vatandaşlık tanımı herhangi bir etnisiteye dayalı olmamalı. Çok çeşitli etnik bir yapıya sahip olan ülkemiz için en uygun tanımın "Türkiyeli" veya "Türkiyeliler" olduğunu düşünüyorum. Bu tanımlama her ne kadar "Türk" kelimesinden türemiş olsa da kapsayıcı, içselleştirilebilir ve doğru bir tanımlama.
Anadil meselesinde AKP-BDP “resmi dil Türkçe” dedi. BDP, farklı bölgelerde farklı dillerin de “2. resmi dil”olarak kabul edilmesi gerektiğini savunuyor. CHP ise “resmi dilTürkçe” yerine “Devletin dili Türkçe” diyor. Sizce anadil meselesi nasıl olmalı?
Sondan başlarsak "devlet dili" tanımlaması problemli bir tanımlama olarak gözüküyor. Devletin dili olacağını düşünmüyorum. Doğrusu resmi dildir. 2. resmi dil yaklaşımı resmi olmayan dillerin daha fazla baskılanmasına yol açmamalı. Bu çerçevede yerelin güçlendirilmesi ve 2. ve hatta 3. resmi dilin kabulü desteklenmeli.
AKP, CHP, BDP laiklik ve inanç özgürlüğüne taslaklarda yer verdi. Sizce anayasada nasıl bir laiklik ve inanç özgürlüğü olmalı?
Devlet tüm dinlere ve dinsizlere eşit bir mesafede durmalı. Yurttaşların dini veya dini eğilimleri bir avantaj veya dezavantaj olmamalı. Bu noktada özellikle Alevilerin inanç özgürlüğü güvence altına alınmalı. (NV)
TÜRKİYE HALKLARI ANAYASAYI KONUŞUYOR:
"Bir Ermeni de Artık Kaymakam Olabilmeli"
"Hiçbir Halkın Adı Zikredilmesin"
“Devlet İnançlara Eşit Mesafede Olmalı”