Bir grup akademisyen, Kürt sorununun çözümü ve özgürlük, adalet getirecek barışın inşası için imza kampanyası başlattı.
Ocak ayından bu yana süren barış görüşmelerine destek verdiklerini ve bu süreç sonunda kalıcı ve adil bir barışın tesis edilmesine yönelik her türlü katkıyı sunmaya hazır olduklarını kamuoyuna duyuran akademisyenler, yayımladıkları bildiride akademisyenlerin barışa yapabilecekleri en önemli katkının bilgi üretimi olduğunu düşündüklerini belirttiler.
Dünyadaki örneklerden Türkiye’ye
Dünyada 1990 ile 2010 arasında 100’ü aşkın barış görüşmesi gerçekleştiğine dikkat çeken akademisyenler, barış süreçlerini incelemeyi ve ürettikleri bilgileri ilgili taraflarla ve kamuoyu ile paylaşmayı gündemlerine aldıklarını ifade ettiler.
“Amacımız dünyadaki farklı tecrübelerin, Sudan, Meksika, Guatemala, Güney Afrika, İrlanda gibi yerlerde yaşanan barış müzakereleri süreçlerinin, bize ne gösterdiğine bakıp, neler eksik kaldığında süreçler başarıya ulaşmamış, neler devreye girdiğinde ise daha başarılı olunmuş bilgisini edinmek.
“Sonrasında Türkiye ile karşılaştırmalı çalışmalar yaparak daha kalıcı ve gerçekçi bir barış süreci yaşanabilmesine ve barışın toplumsallaşabilmesine katkıda bulunmayı hedefliyoruz.”
“Herkesi aktif katılıma davet ediyoruz”
Türkiye’de barışı inşa etmek için hem savaşın sebeplerini anlamak ve çözmek hem de savaşın yarattığı ağır tahribatı saptayarak tazmin ve telafi etmek gerektiğine dikkat çeken akademisyenler, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Dünyada benzer örnekler kalıcı ve sürdürülebilir bir barışın her şeyden önce toplumsal aktörlerin katılımı, çoğulcu ve demokratik bir anayasanın yapılması, anadilinde eğitim hakkının sağlanması, siyasi tutukluların serbest bırakılması ve egemenliğin farklı toplumsal kesimlerle eşit şekilde paylaşılması ile mümkün olduğunu gösteriyor.
“Ayrıca savaş sırasında işlenmiş suçların ortaya çıkması, tazmin ve telafisi gerekiyor. Zorla göç ettirilmişlerin, yakınları öldürülmüş ve kaybedilmişlerin, tacize ve tecavüze uğramışların, yaşam alanları ve ekolojileri tahrip edilmişlerin ve yoksullaştırılmışların sürece dahil edilmesi şart.
“Barışın inşa edilmesi ancak hakikatlerin ortaya çıkarılması ve bunların bir daha gerçekleşmemesini sağlayacak yasaların ve mekanizmaların hayata geçirilmesiyle mümkün olacaktır.
“Yaptığımız incelemede öncelikle akil insanlar komisyonu benzeri bir yapının oluşturulmasının uygun bir yöntem olduğu kanısını paylaşıyoruz. Ancak bu komisyonun diğer dünya örneklerinde olduğu gibi gözlem komisyonu şeklinde adlandırılmasını ve işlev görmesini tavsiye ediyoruz.
"Daha da önemlisi bu komisyonun oluşmasının, varlığının ve görevlerinin yasaya bağlanması ve meclis güvencesinde çalışması gerektiğini düşünüyoruz. Komisyonun barış ve yeniden inşa sürecini aktif bir şekilde düzenlemesi ve denetlemesini destekliyor, komisyonda Türkiye’nin çoğul yapısının ve mağdur kesimlerinin temsil edilmesini önemsiyoruz. Yine dünya örneklerinden yola çıkarak ve Birleşmiş Milletler kararları doğrultusunda barış sürecinin her aşamasında kurulacak komisyonların yüzde elli kadınlardan oluşması gerektiğini beyan ediyoruz." (EKN)
Çağrıcılar:
Yrd. Doç. Dr. Nazan Üstündağ, Boğaziçi Üniversitesi, Sosyoloji
Yrd. Doç. Dr. Bülent Küçük, Boğaziçi Üniversitesi, Sosyoloji
Yrd. Doç. Dr. Erdem Yörük, Koç Üniversitesi, Sosyoloji
Yrd. Doç. Dr. Çiğdem Yazıcı, Koç Üniversitesi, Felsefe
Doç. Dr. Ali Kerem Saysel, Boğaziçi Üniversitesi, Çevre Bilimleri
Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Boğaziçi Üniversitesi, Psikoloji
Doç. Dr. Nuri Ersoy, Boğaziçi Üniversitesi, Makine Mühendisliği
Şerif Derince, Öğr. Gör., Doktora, MSGSÜ, Eğitim ve Dil Politikaları
Zeynel Gül, Yüksek Lisans, Boğaziçi Üniversitesi, Sosyoloji
* Araştırma görevlileri dahil tüm öğretim elemanları imzalarını [email protected] adresine gönderebilir. İmza metni Pazartesi akşam saat 19.00 kadar açık kalacak. Metin, 2 Nisan Salı günü basın açıklaması yolu ile duyurlacaktır.