Kadınlar dün akşam Tophane'de bir kahvedeyi bir günlüğüne de olsa ele geçirdi, öldürülen kadınların isimleriyle kaplı camlardan dışarı bakarak kahvenin müdavimleriyle yanyana çaylarını, kahvelerini içti.
Arzu Yayıntaş ve Neriman Polat, erkek şiddetinin mağdurlarının isimlerini erkeklerin her gün uğradığı bir kahvehanenin camlarına asmaya karar verdi ve Tophane'deki V.I.P. Kafe bu teklifi kabul etti. Kahveye dün akşam da kadınlar davetliydi.
Önce kahvenin müdavimleriyle konuştuk. Hepsi "Cinayetler çok korkunç. Kadına el kalkmaz" diyor. Bir taraftan kağıt oynamaya devam ediyorlar.
Aralarından biri "Allah kimsenin başına vermesin. Kolay bir şey değil, her iki taraf için de" diyor. Nasıl, diye sorunca "Biri ölüyor, biri de mecbur kalıyor ki öldürüyor" diyor.
Camlardaki isimler hakkında ne düşündüklerini soruyorum, "Tedirgin ediyor insanı" diyorlar, “Bunu böyle görmektense sebep olan şeyleri engellemek lazım. Yani durumun bu noktaya gelmemesi lazımdı.”
“Küçücük bir farkındalık bile yarattıysak ne güzel”
Neriman Polat’a soruyorum aldıkları tepkileri. Kahvenin müdavimlerinin “Kadına şiddet uygulayan buraya giremez” dediklerini anlatıyor gülerek.
“Küçük bir farkındalık bile yarattıysak çok sevindirici. Amacımız bu kahveyi misillemek değil tabii. Burası bize izin verdi, onlara teşekkür ederiz. Bu işin yayılmasını çok isteriz. Keşke başkaları da başka semtlerde, illerde yapsa.”
Bir de kahvenin garsonuna soruyorum aldıkları tepkileri. “Kaç gündür insanlara camlardaki isimlerin ne olduğunu anlatmaktan garsonluk yapamıyorum. Herkesin çok ilgisini çekti. Olumsuz bir tepki almadık. Zaten biz bunu yapmayı kabul ettikten sonra kimse olumsuz bir şey diyemez” diyor. Sonra da soruyor, “Bu etkinlik ne zaman biter?”
Anlamlı bir iş olmuş "Acı Kahve". Polat ve Yayıntaş'ın da dediği gibi "Kıraathanedeki erkekler hemen her gün uğradıkları bu mekanda, kadınların isimlerinin sardığı camdan, onların izin verdiği kadar dışarıya bakabiliyorlar. Dışarıya bakarken gözlerinin takıldığı her bir isim, erkekliğin son verdiği bir yaşam üstelik." (ÇT)