tokat gaziosmanpaşa üniversitesi sağlık araştırma ve uygulama hastanesi'nin yoğun bakım ünitesinde bir gecede 8 hastanın yaşamını yitirmesiyle ilgili ilk haberi 15 haziran gecesi internette okudum.
ertesi günü türk tabipleri birliği'nin internet sayfasında yer alan "sağlık"la ilgili haberlere baktım. toplam 137 haberin 12'si bu konuyla ilgiliydi.
o gün sayfada haberleri yer alan akşam, bugün, cumhuriyet, güneş, hürriyet, milliyet, posta, sabah, takvim, taraf, türkiye, yurt gazetelerinde bu haber de bulunuyordu.
haber kaynakları ise doğan haber ajansı (mustafa turapoğlu-fatih yılmaz), ihlas haber ajansı, anadolu ajansı, ntvmsnbc ve yerel muhabirlerdi (elif özlem karataş).
bir kaçı dışında haber, içeriğinin öneminin tersine haber çok büyük başlıklarla sunulmamıştı. sanki "sıradan bir haber" gibi verilmişti. gerçekleşen "ani ve eş zamanlı" ölüm yerine,olayla ilgili olarak açılan "bakanlık soruşturması" daha fazla öne çıkarılmıştı.
aslına bakılırsa olayın nasıl gerçekleştiğine dair pek de ayrıntı yoktu.
haberlerin tümünü okuduktan sonra haberlerde sunulan ve çoğunda benzer şekilde yer alan haber unsurları şöyleydi:
olay ne: bir gecede 8 hastanın hayatını kaybetmesi,
nerede: tokat gaziosmanpaşa üniversitesi sağlık araştırma ve uygulama hastanesinin yoğun bakım ünitesinde
ne zaman: ölümler 12 haziran'ı, 13 haziran'a bağlayan gece (haberlerin medyada yer almasından en az iki gün önce) gerçekleşmiş(cumhuriyet), "ölümler saat 24:00 ile sabah 11:00 arasında değişik saatlerde olmuştur" (hastane başhekimi doç. dr. ibrahim aladağ)
neden/nasıl: aileler ölümlerin nedeninin 'elektrik kesilmesine bağlı olduğunu" iddia etmişler; karşıt görüş: "hastanenin teknik donanımının elektrik kesintisi ihtimalini devre dışı bırakacak şekildedir" (tokat il sağlık müdürü saadettin yazı)
ölenler kimler: kanser tedavisi gören "beş"(bazılarında 3 kişi) hasta; trafik kazası nedeniyle yatırılan "iki" hasta; geçirdiği kalp krizi nedeniyle yatırılan "bir" hasta (bu hastanın hastaneye "ölüm anında" getirildiği de ileri sürülüyor); "böbrek yetmezliği" nedeniyle ölen bir hasta; ölenlerden birisi 4 çocuk annesi, kırım kongo kanamak ateşi (kkka) hastalığı şüphesiyle tedavi gören 39 yaşındaki "gt"(aa haberinde bu kişinin açık adını yazmış),
son durum: sağlık bakanı dr. recep akdağ'ın talimatıyla "denetim hizmetleri başkanlığı"nca soruşturma başlatılmış, soruşturma sürüyor. "ölenlerin ailelerinden hastaneye yönelik herhangi bir şikayet yoktur" (hastane başhekimi doç. dr. ibrahim aladağ)
bazı ayrıntılar ve yorumlar:
sağlık bakanı recep akdağ:
- "ilgili teftiş kurulumuza talimat verdim. orada inceleme yapıyorlar. bir üniversite hastanesi olduğu için soruşturmayı doğrudan sağlık bakanlığı hukuken yapamaz. üniversiteye ait bir hastane çünkü. biz inceleme yapıyoruz. bu incelemenin sonucunda da ilgili üniversiteye, gerekirse rektörlüğe gerekli soruşturmaların yapılması için yazı yazıyoruz" (ancak soruşturma sağlık bakanlığı tarafından yapılıyor, savcılığın araştırma yaptığına dair bir ilgi olmadığı gibi, üniversite ve rektörlüğün de bir çalışma başlatıp başlatmadığı yolunda bir bilgi yok)
hastane başhekimi doç. dr. ibrahim aladağ'ın konuya ilişkin diğer ifadeleleri:
- "üniversitemiz hastanesi, çoğunluğu ileri evre hastalıklara sahip ve her yaştan hastaların kabul edildiği ya da başka sağlık kurumlarından sevk edilen hastaların tedavi edildiği üçüncü basamak sağlık kuruluşudur"
- "hastalar farklı saatlerde ve farklı servislerde vefat ediyorlar; bu ölümlerin aynı gün bir araya gelmesi talihsiz bir olaydır" (yorum: 'ecelleri gelmişti', özgür gündem)
- hastalardan 5'i solunum cihazına bağlı değildir, elektrik kesintisi onları etkilemez"
- "yoğun bakım ünitesinde düzenli olarak enfeksiyon kontrolü yapıldığı ve bulguların enfeksiyondan ölen bir hastayı göstermemektedir",
- "açılan soruşturma kurumumu güçlendirecektir, inceleme sonunda neden ortaya çıkacaktır."
haber başlıkları:
"bir gecede 8 hastanın ölümüne soruşturma" (akşam); "bakanlıktan yoğun bakımda 12 ölüme soruşturma" (bugün); "yoğun bakımda bir gecede 8 ölüm" (cumhuriyet, güneş, milliyet, posta); "1 gecede 8 hasta hayatını kaybetti"(hürriyet); "bir gecede 8 hasta öldü" (sabah); "ölüm odası" (takvim); "bir gecede 8 ölüme soruşturma" (taraf ); "yoğun bakım ünitesinde bir gecede 8 hasta öldü" (türkiye); "hastanede dehşet"(yurt )
sonraki günlerdeki haberler
aynı kaynaktan derlenen 17 haziran 2012 tarihli "57" haber içinde ise sadece "7" haberde bu olay işlenmişti. 16 haziranda haber yapan gazetelerden yalnız türkiye gazetesi iki ayrı haberde olayın devamını verirken diğer beş gazete 16 haziranda haberi görememiş gazetelerdi: birgün, günboyu, ortadoğu, özgür gündem, yeni şafak gazeteleri.
bu haberlerin başlıkları da önceki günde verilen haberlerde olduğu gibiydi:
"yoğun bakım ünitesinde bir gecede 8 kişi yaşamını yitirdi"(birgün); "ihmal yok, toplu ölümler talihsizlik"(günboyu); "bir gecede 8 ölüme soruşturma" (ortadoğu); "yoğun bakımda bir gecede 8 ölüm" (özgür gündem); "bir gecede 8 ölüme jet soruşturma" (yeni şafak);
türkiye gazetesinin "devam" haberlerinin başlıkları ise "ayni gecede 8 ölüme inceleme başlatıldı" ve "yoğun bakım'a bakanlık incelemesi" şeklindeydi.
18 haziranda ise yalnızca yenigün (istanbul) gazetesinde haber mevcuttu. aslında bir "yerel gazete" olan bu yayın organı daha önce bu haberi işlememişti. haberin başlığı da "elektrik kesintisinden 8 hasta öldü!" şeklindeydi.
19 ve 20 haziran tarihlerinde artık bu olayın gazetelerde kendisine yer bulamadığı görülüyor.
yerel gazeteler
tokat'ta yayınlanan yerel gazetelerde olayın nasıl yer aldığını da merak ettim. "sanal basın" sitesinin "tokat" bölümünde yer alan gazetelerde olay şu şekilde işlenmişti:
bakış: "hastane mi, ölüm merkezi mi?" (16 haziran 2012); devam haber: "tokat'ta sağlık sorunu var"(19 haziran 2012)
hürsöz/sesimiz/hürses gazeteleri: eski sayılarının nette arşivi bulunmayan bu gazetenin 21 haziran tarihli nüshasında "goü tıp fakültesinde yaşanan ölümler inceleniyor" şeklinde bir devam haberi görüldü. aynı gruba ait sesimiz gazetesinde yine aynı tarihli aynı haber "bakanlık ekibi incelemeleri sürdürüyor" başlığıyla sunuluyor. grubun üçüncü gazetesi
tokat: eski sayılarının nette arşivi bulunmayan bu gazetenin 21 haziran tarihli nüshasında "hastanedeki ölümlere vali yılmaz'ın değerlendirmesi" başlıklı bir haber bulunuyor.
tokat haber: 19 haziran tarihli gazetede "çok yönlü araştırılmalı"başlıklı bir haber,
yeni tokat: 21 haziran tarihli ve "elektrik kesintisi iddiaları yalan" başlıklı bir devam haberi.
ttb, tabip odaları, sağlık emekçileri sendikaları
konunun medya aracılığıyla gündeme geldiği günden başlayarak bu yazının yazıldığı ana kadar türk tabipleri birliği, tokat tabip odası, sağlık ve sosyal hizmet emekçileri sendikası genel merkezi ve tokat şubesi gibi sağlık çalışanlarının mesleki ve özlük örgütlerinin sitelerinde herhangi bir açıklama ya da habere ilişkin bir bilgi veya çalışmaya ilişkin bir ayrıntı yer almadığı görüldü.
benzer biçimde hasta hakları örgütlerinin en çok bilinenleri ve en aktifleri olan hasta ve hasta yakını hakları derneği (hayad), hasta hakları aktivistleri derneği, hasta hakları ve sağlıklı yaşam derneği (hak-say), hasta haklarını savunma araştırma ve geliştirme derneği adındaki örgütlerin internet sayfalarında da konuya ilişkin herhangi bir değerlendirme ya da çalışmanın varlığına ilişkin ipuçları bulunmuyordu.
sonuç
ülkede gündem çok yoğun, ayrıca hızlı gelişiyor ve hızlı değişiyor. söz konusu tarihler içinde çok önemli başka olayların olduğu, başka ölümlerin de yaşandığı bir gerçeklik.
ayrıca hastanelerin yoğun bakım servislerinde ölümler çok sık görülür. yoğun bakımdaki hastaların yakınları da ölümün gerçekleşme olasılığının yüksek olduğunu bilirler ve belirli ölçülerde de burada yaşanacak ölümleri önceden kabul ederler.
hastanelerin yaşam açısından pek çok riskleri olduğu da bilimsel çalışmalarda ortaya konulmaktadır. tüm bu gerçeklere karşın aynı hastanede aynı gün çok kısa bir zaman dilimi içinde, farklı nedenlerden orada bulunan, farklı yaşlardaki "sekiz" insanın ölümünü doğal, sıradan ve bir kez yazılıp geçilecek bir olay olmaması gerekir. bu her şeyden önce "insan"a verilen değeri gösterir ve "insan ölümleri"nin kanıksandığını ifade eder. kim ne derse desin bu sonuç "çok vahim" bir sonuçtur!
orada yaşamını yitirenler birer insandı. yakınları, çocukları, anneleri, sevenleri vardı. herhangi birimizin yakını ya da doğrudan kendimiz olabilirdik bu durumla karşı karşıya kalan kişiler.
adlarının baş harflerinin bile yer almadığı yalnızca "bir günlük" bir habere konu olmaları; bu haberlerde de onlardan daha çok kurumların, yetkililerin ve olayın doğrudan sorumlularını bir ön yargı ile "temize" çıkaracak şekilde sunulması, hem insan haklarına, hem de hak temelli sağlık hizmetinin gereklerine uygun değildir. bir savaş ya da çatışmada ölenlerin kimlikleri bilinirken, onların adlarının baş harflerinin bile yer almaması, en azında "savaşın ya da çatışmanın daha çok yüceltildiği" gibi bir noktaya bizleri götürür. bu durumda da "barış"tan söz edilmemsi çok doğaldır.
sağlık hizmeti sunan sağlıkçıların örgütleri de, herkesin kınadığı dr. ersin arslan cinayetinde olduğu gibi davranmadıkları ve konuya gerektiği gibi eğilmedikleri için, ne yazık ki nesnel olarak, "eksik ve yanlı" davranmış olmaktadırlar. Sonra yaşanacak sağlıkçı cinayetlerinde bazıları bu gerçekliği anımsatıp, bunu gerekçe olarak göstererek, çatışmanın daha da yükselmesine neden olacak davranışlarda bulunabilirler.
medya da sorumluluğunu gerektiği gibi yerine getirmemiştir. Yukarıda özetlediğim gibi, haberlerde bir çok eksiklik ve yetersizlikler yanında, çelişik bilgiler, yeterince açığa çıkarılmamış yanlar vardır. eğer burada medya "kendiliğinden" bu konunun üzerine gitmemiş ise bu da "ciddi bir sorun" olduğunu gösterir. çıkan sonuç gazetecilerin insana ve yaşamına yönelik duyarlılıklarının düzeyini göstermesi bakımından da önemlidir. demek ki gazeteciler eğitim aldığı kurumlarda "insan ve değeri" üzerinde daha çok durmalıdırlar.
şu gerçeği kimse, hiçbir zaman unutmamalıdır:
"ölümü kanıksayanlar yaşamın değerini, anlamını ve önemini bilemezler! önlenebilecek ölümler de bundan kaynaklanır!" (ms/hk)