Avrupa Birliği (AB) İstatistik Komisyonu'na (Eurostat) göre, AB ülkelerinde aslında doğum ve ölüm sayılarında azalma var. Verilere göre 2001'de geçen bir yılda, binde 5 azalma ile, 4 Milyon 30 Bin doğum gerçekleşmiş durumda. Bu doğumlarda da, bu ülkelerde yaşayan yabancı asıllı insanların "büyük katkısı" olduğu ifade ediliyor.
Ölüm oranında ise 2000'e göre; yüzde 1.4 düşüş olduğu ve bir yılda 3 Milyon 620 Bin kişinin öldüğü belirtildi. Doğum ve ölüm sayılarındaki azalmaya karşın AB nüfusunun artışının nedenini yüzde 70 oranında göçler oluşturuyor.
En çok doğum ve ölüm
AB ülkeleri içinde en yüksek doğum oranının İrlanda , Fransa ve Hollanda'da , en düşük oranın ise Almanya , Avusturya ve İtalya'da kaydedildiği belirtildi. Ölüm oranları en yüksek olanlar Danimarka ve İsveç , en düşük olanlar ise İrlanda ve Lüksemburg olarak belirlendi.
Alman Göç Konseyi adlı sivil toplum kuruluşunun, 1990'ların başından bu yana Çek Cumhuriyeti , Polonya, Macaristan ve Slovakya'da yaptıkları araştırmalar sonucu hazırladığı rapora göre de, Avrupa Birliği'nin doğuya doğru genişleme dalgasıyla birlikte 2020 yılına kadar Doğu Avrupa ülkelerinden 5 milyon kişi Batı Avrupa'ya göç edecek.
Raporda, Doğu Avrupa'da yaşayan 700 Bin ile 900 Bin kişinin şu anda bile Batı'ya göç etmeye hazır olduğu belirtiliyor. Rapora göre en çok tercih edilen ülkeler İsveç , Almanya, Avusturya ve İtalya. Avrupa Birliği üyesi olmadığı halde İsviçre , göçmenlerin en çok gitmek istediği ülkeler arasında yer alıyor.
Gözlemciler, Almanya'da yayınlanan raporun geçen hafta onaylanan göç yasası ile aynı zamana rastlamasına dikkat çekiyor. Almanya göç yasası ile yabancı işçilere kapılarını açmaya hazırlanırken, yasaya karşı çıkanlar, göç dalgasının ne kadar büyük olacağına dikkat çekmek için raporun bulgularını gündeme getiriyor.
AB yaşlanıyor
Söz konusu raporda sunulan verilere göre AB'de yaşayan nüfus ciddi bir şekilde yaşlanıyor. Bu ise başta hizmet sektörü olmak üzere kıtadaki iş gücünde azalma anlamını taşıyor. AB'nin genç "iş gücü" açığı ve "yaşlanma" sorununa "geçici çözüm", nüfusu görece genç olan ülkelerin birliğe katılması oluşturuyor. Buna aday ülkeler arasında ise başı Türkiye çekiyor. Kıtanın en kalabalık yabancı topluluğu olan Türkler şimdilik birliğin gereksinimlerini karşılaması için en önemli aday ülke durumunda.
Diğer yandan AB Komisyonu'nun hazırladığı rapora göre halen 15 ülke içinde 14 milyon kişi işsiz durumda bulunuyor. Ancak 2005 yılına kadar, biyoteknoloji ve telekomünikasyon sektörleri başta olmak üzere birçok alanda iş olanakları doğacak ve 20 milyon kişiye iş olanakları yaratılacak.
AB raporlarına göre, mevcut durumda çalışma yaşında olan her dört kişiye 65 yaş ve üzerinde bir kişi düşüyor. 20 yıl sonra aktif yaşta olanlarla emekliler arasındaki oran üçte bire düşecek ve 40 yıl sonra bu rakam eşitlenecek.
Türkiye en kalabalık üye
AB raporunda uzun vadede ise Avrupa'nın "iş gücü" ve "yaşlanma" sorunun genç nüfusa sahip Türkiye'nin üyeliğiyle çözülebileceğine işaret ediliyor. Türk Araştırmalar Merkezi'nin (TAM) verilerinin de 'kaynak' olarak kullanıldığı raporda AB Komisyonu'nun 'gerekçeleri' şöyle:
AB'nin 13 aday ülkesi var. Bu ülkelerden Türkiye hariç 12'sinde de , aynı AB ülkelerinde olduğu gibi 'yaşlanma' sorunu yaşanıyor. Bugün sayısı 376 milyon olan AB nüfusu , 50 yıl sonra 37 milyon azalacak. Aday ülkelerdeki azalma da aynı dönemde yüzde 20 oranında olacak. Yani bu ülkelerdeki nüfus, 105 milyondan 85 milyona inecek.
Türkiye için ise aynı sorun yok. Türkiye 50 yıl sonra, 12 aday ülkenin nüfuslarının toplamından daha fazla nüfusa sahip olacak. Hatta 82 milyon ile halen AB'nin en fazla nüfusuna sahip olan ülkesi Almanya'nın 50 yıl sonraki nüfusu 71 milyona düşerken, Türkiye bu ülkeye 30 milyon fark atacak.
Serbest dolaşım
AB Komisyonu, kısa vadede bu sorunu, AB ülkelerinde yaşayan yabancılara 'serbest dolaşım' hakkı tanıyarak bulunmasını öneriyor. Komisyonun hazırladığı rapor, AB sınırları içinde en az beş yıl yaşayan yabancıların, AB ülkeleri içinde "serbest dolaşıma" sahip olmasını, yani istediği ülkede oturma ve çalışma hakkına sahip olmasını öngörüyor.
Hazırlanan ve AB Konseyi'ne sunulacak olan yasa tasarısında, yasal olarak AB ülkelerinde yaşayan yabancıların oturum süreleri dolması halinde otomatik olarak bu sürenin uzatılması, eğitim gibi alanlarda AB vatandaşlarıyla eşit sosyal haklara sahip olmaları da yer alıyor. (HA)