İstanbul Tuzla'da Kampana Deri, İzmir'de Savranoğlu Deri aynı işverenin. Kampana'da taşeron işçileri uzun çalışma saatlerine, düşük ücrete karşı örgütlenerek Deri-İş sendikasına üye oldular. İşverene açtıkları dava sonucunda işçilerin muvazaalı, yani hukuka aykırı çalıştırıldıkları kabul edildi.
Kampana'da ilk işten çıkarma 19 Mart'ta iki kadın işçi ile başladı; ardından 14 işçi daha "işçi fazlalığı" ve "fabrikada eylem yapmak" gibi gerekçelerle işten çıkarıldı. Ancak sendika, işçilerin "sendikalı" oldukları için işten çıkarıldığını söylüyor.
Beşi kadın 16 işçi, 210 gündür fabrika önündeki çadırda sendikalı olarak işe geri alınma talebiyle direniyor; bu süre zarfında iki işçi askere gitti.
"Koşullar düzelsin diye örgütlendik, işten atıldık"
İşçilerden Dilek verdiği bir röportajda şöyle demişti:
"200-250 dereceye varan sıcaklığın içerisinde çalışıyorduk, bazı arkadaşlarımız ve ben derilerin üstünde kullandığımız kimyasal maddelerden kaynaklı astım olduk. Yemekler berbattı, her şey çok kötüydü. İş güvencemiz de yok, taşeron firmaya ait işçileriz; içeride bu koşulların düzeltilmesi için örgütlenmeye başladık, sonra da işten atıldık."
İşverenin Kampana'daki üretimi, Savranoğlu Deri fabrikasına kaydırmaya başlamasıyla Deri-İş orada da sendika kurma yetkisi aldı. Bunun üzerine üç işçi işten çıkarıldı; burada da direniş başladı.
Sonunda işveren, sendikal örgütlenmeyi kırmak için Savranoğlu fabrikasını kapatıp " fabrikayı kapatıyorum, ya işten çıkın ya da İstanbul'daki fabrikada işe devam edin" dedi. İşçilerin bir kısmı tazminatını aldı ve işten ayrıldı.
38 kişi ise "sendikal mücadelemiz engellenemez, İstanbul'a gideriz" dedi ve ailesini, kurulu düzenini bırakarak halaylar eşliğinde İstanbul'a geldi. İşçileri burada, Kampana işçileri halaylarla ve "İşçiler sürgünde anayasal hak nerede!" pankartı ile karşıladı.
İşçiler işbaşı yaptıkları günün (3 Ekim) gecesinde işveren kalacak yerlerini sağlamadığı için bir gece fabrikada konakladı. Ardından da sendikanın sağladığı evlere geçti.
Önce sürgün sonra işten çıkarma
Ancak işveren, işçilerin fabrikayı işgal ettiği gerekçesiyle savcılığa başvurdu ve dün (13 Ekim) itibariyle 38 işçinin iş akdini feshetti.
Deri-İş Örgütlenme Uzmanı Engin Çelik, işçilerin fabrikayı işgal etme gibi bir amaçları olmadığını, İstanbul'a sürgün geldikleri ve işverenin ev bulmaları için ücretli izinlerini dahi kullanmalarına izin vermediği için mecburen fabrikada kaldıklarını söylüyor.
"İşveren ustaları uçakla getirip otelde konaklatırken, işçilere ayrımcılık uyguladı.Zaten işveren bu işçilerin İzmir'de ailelerin bırakıp İstanbul'a gelebileceklerini düşünmüyordu. Fabrikayı kapayarak sendikalaşmayı da yok edeceğini düşünüyordu. Ancak işçiler her şeye rağmen İstanbul'a geldi."
38 işçi için işe iade davası açılacak. (NV)