"Diyarbakır Cezaevi Gerçeği İle Yüzleşme Adalet Komisyonu" 1980-1984 arasında Diyarbakır cezaevinde işkence uygulanmasından sorumlu tuttukları kişilerin kimliklerini açıkladı.
Aralarında 80 darbesini yöneten Orgeneral Kenan Evren, Turgut Özal'ın başdanışmanı Orgeneral Kemal Yanak, tutuklular arasında "Mengele" lakabıyla "ünlü" Ankara Sevgi Hastanesi sahibi Dr. Orhan Özcanlı'nın da bulunduğu liste şöyle:
Org. Nurettin Ersin, Org. Taksin Şahinkaya, Org. Nejat Tümer, Yüz. Esat Okay Yıldıran (Cezaevi İç Güvenlik Amiri) Ali Osman Aydın, Başçavuş Mevlut... (Cezaevi iç Güvenlik Amiri), Yüz. Abdurrahman Kahraman (Cezaevi iç Güvenlik Amiri), Bin. Lütfi Bayar(Cezaevi Müd.), Bin. Birol Şen (Cezaevi Müd.), Hakim Bin. Ahmet Beyazıt (7. Kol. Adi Müş.), Hakim Yüzbaşı Turgut Anbol (7. Kol Adi Müş. sonra Genel Kurmay Askeri Yüksek idare Mah. Başk.), Hakim Bin. Emrullah Kaya (Mahkeme başkanı, Ankara'da Avukat), Ask. Savcı Bülent Cahit Aydoğan (PKK iddianamelerini hazırladı, Avukat), Ask. Savcı Yüz. Turgay Çağlar (Sonra Genel Kurmay Mah. Kıdemli Hak. Albay), Hakim Yüz. Oktay Yüksel, Sivil Hakim Niyazi Erdoğan, Hakim Bin. Kamil Kavi (Mahkeme Baş.) Hakim Nihat Beyhan Özyurt, Hakim Yüz. Celalettin Çelik.
Komisyonun öncülüğünde 700 kişi Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurmuştu; Diyarbakır Başsavcısı Durdu Kavak soruşturma başlatma kararı aldı.
78'liler Girişimi Sözcüsü Celalatin Can, sadece Diyarbakır savcısının değil, hükümetin de bu soruşturmaya destek vermesi gerektiğini söyledi.
Taksim Hill otelinde yapılan basın açıklamasında konuşan Psikoterapist Doç. Dr. Murat Paker, komisyonun yaklaşık dört yıldır 1980-84 askeri darbe yıllarında Diyarbakır cezavinde kalmış 450 kişiyle görüşerek onların tanıklıklarını belgelediğini söyledi.
"Toplumda yüzleşme sağlanmalı"
Paker, komisyonu amacını bu tanıklıkları kaydederek, hukuki bir girişim başlatmak, toplumun bu gerçekle yüzleşmesini sağlamak olduğunu söyledi. Bunun yanında komisyon, Diyrabakır Cezaevi'nin İnsan Hakları Müze ve Kültür Merkezi'ne dönüştürmek için çalışıyor.
Basın metnini okuyan Can, Diyarbakır Cezaevi ile ilgili herhangi bir bilgiye sahip herkesi komisyona başvurmaya çağırdı.
Basın açıklamasından satır başları:
"Diyarbakır Cezaevi Kürt sorunun boyutunu değiştirdi"
* 12 Eylül darbesi tüm barış, özgürlük ve demokrasi gülerine karşıydı, ama Kürtlerin payına daha ağır olanı, olağanüstü vahşet düştü.
* Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde yaşananlar Kürt sorununun boyutunu ve kimliğini değiştirdi. Orada insanların doğuştan gelen kimlik ve kişiliklerine saldırıldı.
* Bu Türk ve Kürt halkları arasında derin bir yarılma yarattı. Cunta'nın bu vahşetiyle yüzleşmeyenler Kürt sorununun neden çözülemediğini, bugün dahi anlayamazlar.
* Türkler ve Kürtler olarak, birbirimizi anlamanın yolunun Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde yaşatılanlarla yüzleşmekten geçtiğine inanıyoruz.
"İnsanlığa karşı suçtan yargılanmalılar"
Avukat Fikret İlkiz, savcılığa verdikleri dilekçede Diyarbakır Cezaevi'nde yaşanan işkence, ölüm, kasten öldürme, ihmalle öldürme olaylarının "insanlığa karşı suç" kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Toplantıya katılan İstanbul Bağımsız Milletvekili adayı Sırrı Süreyya Önder, "Diyarbakır Cezaevi bir ulusun devrimci direnişinin imha yeridir. Bugün de 12 veto kararı ile Diyarbakır'da yapılan uygulamaların farklı yüzlerini yaşıyoruz" dedi.
Komisyon Mayıs ayında hazırldıkları raporu açıklayacaklarını söyledi. Bunun yanında 21 Mayıs'ta Diyarbakır Cezaevi'nde kalmış politik mahkumlar Diyarbakır'da buluşacak ve şikeyet dilekçelerini adliyeye verecekler. (NV/EÖ)