Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın PKK'nin "Koma Ciwaken Kurdistan Türkiye Meclisi-Kürdistan Topluluklar Birliği" (KCK/TM) Yapılanması"na yönelik yürüttüğü ve 52 kişinin tutuklandığı soruşturma kapsamında ilk iddianame hazırlandı.
148 sayfalık iddianame, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede, "PKK'nin Türkiye'deki yapılanması" yer alıyor.
İddianamede, sekiz kişilik "Yerel Yönetimler Komisyonu"nun "KCK Türkiye Meclisi" adına faaliyet yürüttüğü öne sürülüyor ve bu oluşumun "PKK'nin kent merkezlerindeki eylemlerini koordine ettikleri, yargısal ve mali çalışma yaptıkları" belirtiliyor.
İddianamede PKK tarafından, İl Örgütlenme Komiteleri adı altında Türkiye Meclisi'nin (TM) yeniden yapılandırılmasına yönelik olarak ülke genelinde belirlenen 237 delegenin katılımıyla İstanbul'da 03-05 Kasım 2006'da bir toplantı gerçekleştirildiği söylendi.
Gazetelerde yer alan haberlere göre iddianamede şu ifadeler yer aldı:
"Bu yapı, önceki yapıdan farklı olarak sadece Kürt kökenlileri değil bu bölgede yaşayan 'diğer azınlıkları' da hedeflemektedir. Kendi ifadelerine göre; KCK, 'demokratik toplumcu-konfederal bir sistem olduğu' üye kabul eden, yargılayan, silahlı mücadele yapan, mahalli ve merkezi teşkilatları olan, özellikle yerel yönetimler üzerinde söz sahibi olmaya çalışan fakat her şekilde Abdullah Öcalan'ın önderliğini dikte eden bir yapıya sahip. KCK sözleşmesinin 36. maddesinde 'PKK'nin KCK sisteminin ideolojik gücü olduğunu, önderlik felsefe ve ideolojisinin hayata geçirilmesinden sorumlu olduğu, KCK sistemi içerisinde her çalışanın PKK'nin ideolojik ve ahlaki ölçülerini esas aldığı belirtilmektedir."
İddianamede, PKK'nin Avrupa sorumlusu olan "Amed" kod adlı Sabri Ok'un, DTP Genel Başkan yardımcıları Kamuran Yüksek, Bayram Altun ve Öcalan'ın avukatları Şinasi Tur ve Ebru Günay ile yaptığı telefon görüşmelerine yer verildi.
Ok'un, Kamuran Yüksek ile yaptığı telefon görüşmesinde, DTP Diyarbakır milletvekilleri Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak'ın yapılacak bazı görüşmeler için Avrupa'ya gelmesi gerektiği ve bu konuda "mazeret" bildirmemeleri gerektiğini dile getirdiği belirtildi.
KCK/TM mensuplarının sık sık örgütün Kandil'de bulunan kamplarına giderek toplantılara katıldığı, verilen talimatları ve gözlemlerini diğer TM üyelerine anlattıkları iddia ediliyor.(EZÖ)