Mardin Kızıltepe’ye bağlı Heremreş (Gözlüce) köyündeyiz. Bu köy Rojava sınırında yer alıyor. Sınır telleri ile Heremreş arasında Xeznedar (Haznedar) köyü, Heremreş ile Xeznedar arasında ise 10--15 dakikalık bir mesafe var.
Köydeki bir pamuk tarlasında çalışan mevsimlik tarım işçileri ile konuşacağız. Araba ile tarlanın köye yakın olan kısmına gidip sonrasında yürüyoruz. Uzaktan yemyeşil tarlanın içinde birer gölge gibi görünüyor işçiler.
Yanlarına yaklaştığımızda, çalışanların hepsinin kadın olduğunu fark ediyorum. Çoğu da genç kadınlar. Bir tek çawîş (çavuş) denilen ve tarlada çalışacak olan işçileri bulan bir erkek var.
Yaz aylarıyla birlikte, yıllardır Karadeniz ve Çukurova illeri başta olmak üzere pek çok yere Mardin’den mevsimlik tarım işçileri gidiyor. Yazın başından itibaren, kamyonların arkasına binerek fındık veya pamuk toplamaya gittiklerini çocukluğumdan hatırlıyorum. Sonraları bu kamyon kasalarının yerini otobüsler almaya başladı. Kürt işçilerin buralarda ayrımcı uygulamalara maruz kaldıklarına dair haberler yayınlanıyor, zaman zaman.
Bir süredir başka illere mevsimlik tarım işçisi olarak giden Mardinlilerin bir kısmı, il sınırları içerisindeki tarım arazilerinde çalışıyor. Pamuk çapalamak ve toplamak, kavun karpuz ekmek ve toplamak yaptıkları başlıca işler arasında, bu insanların.
Yaz sıcağı altında çalışıyorlar
İşçilerle görüşme isteğimizi daha öncesinde çavuşa bildirip onlardan onay almış ve öyle yola çıkmıştık. O yüzden tarlaya gittiğimizde hemen başlayabileceğimizi söylüyor işçiler.
Saat öğleden sonra 15.30 sularıydı. Yaz ayları boyunca sıcaklığın kimi zamanlar 40 dereceyi geçtiği Kızıltepe’de, o gün sıcaklık 32 dereceydi ve bu da diğer günlere oranla serin bir gün olduğu anlamına geliyordu.
Sıcaktan ve elbette tozdan korunmak için kadınlar, gözleri dışında bütün vücutlarını sarıp sarmalıyorlar. İşçilerden biri, elindeki su bidonu ile sürekli olarak kadınlara su yetiştirmeye çalışıyor.
Sabah 7'de iş başı yapıyorlar
Kadınlar, işe gitmek için sabah 5 civarında uyanıyor. Saat 7 oldu mu da tarlada işbaşı yapıyor. Gün içerisinde iki defa 15 dakikalık mola veren kadınlara yemek yemeleri için de bir saatlik süre tanınıyor.
Akşam da 5'te işi bırakıyorlar.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Mardin İl Müdürlüğü'nün 2018 verilerine göre Mardin'de "Tarımsal faaliyet 150.000 hektar sulu ve 162.783 hektar kuru olmak üzere toplam 312.783 hektar alanda yapılmaktadır." Mardin'de ücretler ortalamanın altında Oysa Mardin'de tarım işçisi olarak çalışan kadınların günlük ücretleri 55 TL. Bu durum, Mardin, Urfa gibi illerde yaşayan kadın tarım işçilerinin aldıkları günlük ücretin ortalamanın altında olduğunu gösteriyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin verilerine göre, "Türkiye'de 2.5 milyon kadın çiftçi günde 16-17 saat çalışıyor. Haziran ayı rakamlarına göre, tarımda çalışan 5 milyon 624 bin kişinin yüzde 45.8'i olan 2 milyon 576 binini kadınlar oluşturuyor. Tarımdaki istihdamın en önemli sorunu kayıt dışılık. Tarımdaki kadınların yüzde 78.3'ü ücretsiz aile işçisi konumunda. Tarımda çalışan kadınların yüzde 90.8'i primlerin yüksekliğinden dolayı kayıt dışı kalıyor, sosyal güvenlik kapsamına girmiyor." |
Genç yaştakiler konuşmaya yanaşmıyor
Röportaj için kadınlarla konuşmak istediğimizde genç yaştakiler konuşmaya yanaşmıyor. Yaşı biraz daha ilerlemiş olanlarla konuşuyoruz.
Adının Mülkiye olduğunu söyleyen kadın, sabahın erken saatinden itibaren tarlaya çalışmaya geldiğini söylüyor. Mülkiye çalıştıklarının karşılığını alamadıklarını belirtiyor. “Fakiriz. 100 TL’yi alıp pazara gittiğimizde, çocuklarımızın alışveriş ihtiyacına yetmiyor”. 7 çocuğu olan Mülkiye günlük yevmiyelerinin 60, 65, 70 TL civarında olması gerektiğini istiyor.
Safya Demir, 10-15 yıldır bu işi yaptığını söylüyor. Pamuk tarlasında çalıştığını belirten Demir, bu iş bittiğinde başka pek çok iş yaptığını kaydediyor. Demir şöyle devam ediyor: “Fakirlikten dolayı çalışıyorum. Bu sıcakta çalışıyorum. Çocuğum kan kanseri. Geçinemiyoruz. Bir oğlum Ege’de, bir kızım da Van’da üniversite okuyor. Ufak çocuklarım var”
Çocukları daha az çalıştırıyorlar
Geçmiş yıllarda çok sayıda çocuğun çalıştırıldığı tarlalarda, bu sefer çocukların olmamasının nedenini soruyorum. Büyüklerle neredeyse aynı oranda yevmiye aldıklarını, ancak işten çok fazla “kaytardıklarından” ve “güçlerinin yetmemesinden” kaynaklı çocukların artık çok daha az çalıştırıldığını öğreniyorum.
Çocuk işçiliğinin engellenmesi için hükümetlerin yürütmüş olduğu çalışmaların başarı durumu tartışmaya açık bir durum iken, çocuk olma hallerinden dolayı çocuklar, büyükler tarafından tarlalardan uzak tutulmaya başlanmış.
Mülteci kadın işçi
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 11 Temmuz 2019 tarihinde açıklamış olduğu verilere göre Mardin genelinde 87 bin 217 Suriyeli/Rojavalı mülteci bulunmakta. Yerleşim alanı ve çalışma koşulları itibariyle bunların büyük bir kısmı Kızıltepe ilçesine ve köylerine yerleşmiş durumdalar.
Haber yapmak için gittiğimiz pamuk tarlasında, Rojava’nın Qamişlo (Kamışlı) kentinden savaş sonrasında Kızıltepe’ye ailesi ile birlikte sığınan bir kadın da çalışıyor.
Adının Emine olduğunu söyleyen kadın 3 yıl önce kocası ile ayrıldığını 5 çocuğa bakmak zorunda olduğunu söylüyor. Emine, Qamışlo’da da tarlalarda çalıştığını belirterek, orada verilen günlük yevmiyenin daha fazla olduğunu kaydediyor.
Çavuş ya da elçiler iş buluyor
Tarım işçileri çavuşların ya da elçi denilen dayıbaşları aracılığıyla iş bulabiliyorlar. Çavuşlar ücretlerini toprak sahibinden alır iken, dayıbaşlar ise işçiden komisyon alıyor. Günlük 55 TL’lik yevmiye ile çalışan bir işçi, iş bulduğu için 10 TL’yi dayıbaşına ödemesi gerekiyor.
Kadın işçilerle görüşmemiz sona ermeye doğru, tarla sahibi yanımızda beliriyor. Bizimle merhabalaştıktan sonra “işiniz bitti ise kadınların çalışması gerekiyor” diyor. İşçilerin toplu bir fotoğraf çektirme isteğini de yerine getirip onlarla vedalaşıyoruz ve arabaya doğru hareket ediyoruz. Biz yola çıkıp tarladan uzaklaştıkça, kadınlar da ellerindeki çapaları ile tarlayı çapalamaya başlıyorlar. Kadınlar biz onlardan uzaklaştıkça, yemyeşil tarlanın içinde yine birer gölge olarak beliriyorlar.
İş Sağlığı ve İşçi Güvenliği (İSİG) verilerine göre, Haziran ayında yaşamını yitiren 124 emekçinin 90'ı ücretli (işçi ve memur), 34'ü kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluşuyor. * Ölenlerin 17'si kadın işçi, 107'si erkek işçi. Kadın işçi cinayetleri tarım ve ticaret işkollarında gerçekleşti. * İkisi 14 yaş ve altında olmak üzere altı çocuk işçi can verdi. Çocuk işçi cinayetleri tarım ve tekstil işkollarında gerçekleşti. "Türkiye'de tarım, çocuk işçiliğinin en yaygın ve sayısal olarak en yüksek olduğu sektörlerin başında. 6-17 yaş arasındaki 893 bin çocuk çalışıyor; bu çocukların yaklaşık 400 bini tarımda istihdam ediliyor. (TUİK, 2012 Çocuk İşgücü Anketi)" |
(FD)
*Fotoğraflar: Ferid Demirel