1041 Öğretmen Yargılanıyor

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) gündemindeki "4688 Sayılı Memur Sendikaları Yasa Tasarısı"nı protesto etmek için 7 Haziran 2001'de bir günlük iş bırakma ve yavaşlatma eylemine katılan 1041 Eğitim Bilim ve Kültür Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Diyarbakır şubesi üyesi dün (6 Mayıs) ilk kez hakim karşısına çıktı.

Diyarbakır 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü ilk duruşmasına Eğitim-Sen Diyarbakır Şube üyesi 1041 öğretmenden 100'ü avukatlarıyla birlikte katıldı.

Öğrenciler okulda, öğretmenler mahkemede

Duruşma salonunun yetersiz olması nedeniyle öğretmenler gruplar halinde duruşmaya alınırken, 100 öğretmen duruşma nedeniyle okullarına gidemedi.

Kimlik tespitlerinin tamamlanmasından sonra savunma veren öğretmenler, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'nun (KESK) aldığı karar doğrultusunda hareket ettiklerini belirterek, iş bırakma ve yavaşlatma eylemine katıldıklarını ancak bunu suç işleme maksadıyla yapmadıklarını dile getirdiler.

Diyarbakır 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde her gün 100 öğretmen duruşmalara katılacak ve duruşmalar aralıksız olarak 23 Mayıs'a kadar devam edecek.

Bir yıla kadar hapis isteniyor

İddianamede, "öğretmenlerin suç tarihinde KESK'in aldığı karar gereğince iş bırakma ve yavaşlatma eylemlerine katıldıklarının Diyarbakır Valiliği'nin suç duyurusundan anlaşıldığı" belirtiliyor.

Öğretmenler hakkında TCK'nin 236. maddesi uyarınca bir yıla kadar hapis ile ömür boyu memuriyetten men ve 30 bin lira para cezası istemiyle dava açılmıştı.

Demokles'in kılıcı benzetmesi

Duruşmaya katılmak için Diyarbakır'a gelen Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, TCK 236. maddesinin yıllardır eğitim emekçilerinin tepesinde "Demokles'in kılıcı" gibi durduğunu belirtti. 7 Haziran 2001'deki iş bırakma eylemi nedeniyle Diyarbakır'da 1041 öğretmen hakkında dava açıldığını hatırlatan Dinçer, 1 Aralık 2000'deki eylem nedeniyle Türkiye genelinde 26 bin Eğitim-Sen üyesi hakkında dava açıldığını vurguladı.

"Devlet suç işledi"

Dinçer, şunları söyledi:

"Söz konusu davalardan bazıları beraatle sonuçlandı. Devlet bu davayı açmakla suç işlemiştir. Yerel idareciler de fiilen okulları boşaltarak suç işlemiştir. 12 Eylül'ün ürünü olan TCK'nın 236. maddesinde öğretmenlerimizin yargılanmasını onaylamıyoruz. Bu madde zaten Anayasa'ya aykırıdır. İş bırakma eylemi, suç işleme değil, hak arama tepkisi olarak değerlendirilmelidir. Bizler örgütlülüğümüz gereği her zaman birbirimizin yanında olacağız. Gözümüz Diyarbakır'ın üzerindedir." (BB)