Fotoğraf: Muhammed Selim Korkutata - Ankara/AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Sözcüsü Ömer Çelik, AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yunanistan’la Doğu Akdeniz’de yaşanan gerginliğe değinen Çelik, Yunanistan için “korsan devlet” ifadesini kullandı.
Anadolu Ajansı’nın (AA) aktardığına göre Çelik özetle şunları dedi:
"Korsan devlet"
"Yunanistan bugün için Doğu Akdeniz'de bir korsan devlettir. Boyunu aşan işlere kalkışıyor.
“Arkasında koşulsuz bir Avrupa Birliği (AB) dayanışmasını alarak, tamamen hukuk dışı, tamamen siyaset dışı ve ahlak dışı birtakım çabaların içerisine giriyor.
“Burada trajik olan AB'nin durumudur. AB, Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'de yaptığını, Yunanistan'da eskiden görev yapmış siyasetçiler tarafından eleştirilen bir durumken bile 'koşulsuz destekleriz' diye Macron'un iç siyasetteki tükenişini dış siyasetle kapatma amacıyla yaptığı aşırı hamlelerin peşine takılmış gözüküyor.
“Yapılan iş Yunanistan'ın şımarıklığını ve saldırganlığını kışkırtmaktan başka bir şey değildir.
“Yunanistan’ı ilgilendiren bir konu yok”
“Almanya'nın öncülüğünde bir müzakere zemini oluşturulacaktı, ancak müzakereye bir gün kala Yunanistan Mısır ile korsan anlaşma yaptı.
TIKLAYIN - Mısır ve Yunanistan arasında "Deniz yetki alanlarını sınırlandırma anlaşması”
"Biz zaten önceden beri alışkınız. Yunanistan müzakere zemini, diplomasiyi sadece kendi maksimalist amaçlarını gerçekleştirmek için bir zaman kazanma ya da kayda geçirme amacı olarak kullanır.
“Diyoruz ki buradaki kaynakların bir mekanizmayla eşit bir şekilde bölünmesini sağlayalım. Kuzey Kıbrıs'ın haklarını koruyalım. Hem Kuzey, hem Güney bu kaynaklar çıkarıldığı zaman eşit miktarda bundan faydalanabilirsin. Ama buna yanaşmıyorlar.
“Ne diyorlar, 'Kıbrıs devletinin temsilcisi biziz, biz çıkartırız. Yarın bir gün çözüm olursa veririz.' Hangi sözünüzü tuttunuz ki bu söze inanalım. Ayrıca da Kıbrıs devletinin temsilcisi siz değilsiniz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti egemen bir devlettir, meşru bir devlettir.
“Burada yürüttüğümüz çalışmaları kendi kıta sahanlığımız içerisinde deniz yetki alanlarımızda yürütüyoruz. Yunanistan'ı ilgilendiren hiç bir konu yok.
“Meis’in kıta sahanlığı olamaz”
“Yunanistan bir takımada devleti değil. Meis başta olmak üzere Türkiye'ye yakın Yunan adalarının kıta sahanlığına sahip olmaları gibi uluslararası hukukta, uluslararası içtihatlarda herhangi bir atıf yok. Böyle bir şey söz konusu olamaz.
“Yani Meis adasının herhangi bir şekilde bir kıta sahanlığı olamaz. Bunu iddia etmek uluslararası hukuka da uluslararası içtihatlara da aykırıdır.
“Bu ada Türkiye'ye 2 kilometre Yunanistan'a ise 580 kilometre mesafede. Yunanistan bu adanın 40 bin kilometrelik bir kıta sahanlığı oluşturduğunu iddia ediyor. Baştan aşağı hukuk açısından kabul edilemeyecek bir yaklaşım.
“Kırmızı çizgiyi Macron’a iade ederiz”
“Macron tutup da bizim kendi sahamızda, kendi Mavi Vatan'ımızda sondaj çalışması yapmamızı 'kırmızı çizgi' ilan ediyorsa, biz o 'kırmızı çizgiyi' Macron'a aynen iade ederiz. Böyle bir saygısızlık olmaz.
“Fransa gibi köklü bir devletin devlet başkanının nasıl konuşacağını bilmesi gerekir. Türkiye Cumhuriyeti gibi büyük, saygın bir devletle nasıl konuşacağını bilemeyen birisini herhangi bir şekilde ciddiye almamız mümkün değil.
“İkide bir Türkiye'nin Mavi Vatan'ında yaptığı çalışmalarla ilgili 'kırmızı çizgi' ilan eden birisinin ilan ettiği 'kırmızı çizgiyi' kendisine iade etmesini Türkiye Cumhuriyeti devleti bilir.
“Türkiye dünyanın en güvenilir muhatabı”
“Yunanistan Başbakanı'nın, dünyada gezip de yalvarmadığı ülke kalmadı 'Gelin Doğu Akdeniz'de bize yardım edin' diye.
“Onların hiçbirinden size fayda gelmez. Biz komşuyuz ve Türkiye Cumhuriyeti büyük ve köklü bir devlettir. Güvenilir bir muhatap arıyorsanız Türkiye'den daha güvenilir bir muhatap yoktur.
“Hukuk ve diplomasi temelinde sorunları çözmek istiyorsanız dünyanın en güvenilir muhatabı Türkiye Cumhuriyeti'dir.
“Bunun dışında, Fransızların oraya Rafale uçaklarını getirerek ya da Güney Kıbrıs'la tatbikat yaparak elde edeceğiniz hiçbir şey yok. Bütün bu diplomasinin sonucu Yunan hükümetinin ağır yenilgisiyle sonuçlanacaktır."
“Soylu doğru yaptı”
Çelik, TİP Hatay Milletvekili Barış Atay’ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla yaşadığı tartışma sonrası darp edilmesiyle ilgili olarak şunları dedi:
"Şimdi bir milletvekili sıfatı taşıyan birisi, milletvekili sıfatının kaldırmaması gereken, milletvekili sıfatına yakışmayan bir şekilde İçişleri Bakanımıza 'tecavüzün kollayıcısı' diyor.
“Şimdi bu milletvekilinin İçişleri Bakanımıza söylediği sözü görmezden geliyorlar, bu ahlaksız sözü, bu terbiyesiz sözü, bu kınanması gereken sözü. Sonra İçişleri Bakanımızın ona verdiği cevap üzerinden siyaset üretmeye çalışıyorlar.
“Eğer birileri kendilerine 'tecavüz kollayıcısı' dediği zaman, bunu cevap verilmemesi gereken, gayet doğal karşılanması gereken bir söz olarak görüyorlarsa bu onların kendilerinin bileceği iştir. Ama biz de birisi çıkıp da böyle bir saygısızlık yaptığı zaman, 'tecavüz kollayıcısı' diye bir ifade kullandığı zaman İçişleri Bakanımızın verdiği cevabı aynen muhatabımıza veririz. Bu kadar net, İçişleri Bakanımız doğru yapmıştır.
“Daha sonra o söz konusu milletvekili bir saldırıya uğramış. Şimdi düşünebiliyor musunuz, birisi saygısız üslupla İçişleri Bakanı'na cevap verecek ve saldıracak ama İçişleri Bakanımızın kişilik haklarına saldıracak, İçişleri Bakanımız kişilik haklarını koruduğu için 'saldırıyı kışkırtıyor' olacak, böyle saçma sapan bir denklem kurulabilir mi? Yani herhangi bir milletvekilinin saldırıya uğramasını hepimiz eleştirelim, hepimizi kınayalım.”
“Giresun’da cumhurbaşkanıyla vatandaşların buluşması engellenemezdi”
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın koronavirüs salgınına rağmen Giresun’da miting düzenlemesi ve miting alanında toplananlara çay atmasına yönelik eleştirilere de değinen Çelik şunları dedi:
"Cumhurbaşkanımız biliyorsunuz bu pandemi süreci başladığından beri, hiçbir şekilde vatandaşlarımızla bu şekilde bir toplantıda bir araya gelmedi.
“Ama Giresun'a gittiğinde büyük bir felaketin içerisindeki vatandaşlarımız zaten Cumhurbaşkanımızın oraya gelmesini istiyorlardı ve geldiğinde de orada Cumhurbaşkanımızla vatandaşlarımızın buluşmasını herhangi bir şekilde engellemek söz konusu olmazdı.
“Cumhurbaşkanımız orada, Giresunlu vatandaşlarımızla yaşadığı anıları, oradaki gözlemlerini MYK toplantımızda bizlerle ayrıntılı bir şekilde paylaştı. Oradaki vatandaşlarımızın söylediklerini, özlemlerini paylaştı. Dolayısıyla o olağanüstü şartlarda oluşan bir fiili durumla ilgili."