Fotoğraf: Metin Aktaş – Ankara/AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan koronavirüs salgını, Ayasofya’nın statüsünün değiştirilmesi, azınlıklar ve Ermenistan-Azerbaycan gerginliğinden bahsettiği konuşmasında özetle şunları dedi:
“Yükselişimiz geri döndürülemez ivmeye ulaştı”
“Salgının zirve dönemini alnımızın akıyla geride bıraktık. Dünyanın önemli bir bölümünde salgında rekorlar kırıldığı dönemde biz gayet sakin geçiriyoruz. Sağlam altyapımız ve dikkatli organizasyonumuz sayesinde kolayca üstesinden geliyoruz.
“Milletimizden ricamız bu tablonun daha iyiye gitmesi için kuralları bırakmamasıdır.
“Vaka ve ölüm sayılarının yeniden aşağı yönlü eğilime girmiş olması sevindirici. Biraz daha gayretle bu sayıları sıfıra yaklaştırmalıyız.
“Türkiye'nin yükselişi kimsenin önünde duramayacağı geri döndüremeyeceği bir ivmeye ulaşmıştır. Yeter ki milletçe sahip çıkalım.
“Halen süren kimi kısıtlamaları bu çerçevede ödememiz gereken bedeller olarak görmeliyiz. Salgının seyrine bağlı olarak bunları da en kısa sürede yeniden değerlendireceğiz.
“Baro değişikliği kanunu hayırlı olsun”
“Salgın döneminde hastalığın bizi yenmesine, köşeye sıkıştırmasına, esir almasına izin vermedik.
“Yaptığımız açılışlar, düzenlediğimiz programlar bunun en somut ifadesidir. Birkaç gün önce ülkemizin en yüksek köprüsü olan Beğendik Köprüsü'nü ve yanındaki yolları hizmete açtık.
“Meclisimiz de kısa bir ara dışında çalışmalarına devam etti. Geçtiğimiz hafta görüşülerek kabul edilen baro değişikliği kanunun ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
“Sembollerimizi yıpratarak yol bulmaya çalışıyorlar”
“Son günlerdeki önemli bir gelişme de Ayasofya'nın statüsü konusunda yaşandı.
“Müzeden camiye döndürülerek vakfiyesindeki amaca uygun şekilde hizmet verecek olması hepimizi sevindirmiştir.
“Burada bir kez daha Ayasofya'nın kiliseden değil müzeden camiye dönüştürüldüğünün altını çizmek istiyorum.
“Harap halde teslim alınan Ayasofya, tam anlamıyla bize ait bir esir haline dönüştürülmüştür. Tam 5 asırdır süren bu sahiplenişi yok sayarak burayı fetihten önceki haliyle tasavvur etmekte ısrarın gerisinde gaflet yoksa başka şeyler aramak gerekir.
“Duvarlara 'Zulüm 1453'de başladı' diye yazanları milletimiz herhalde biliyor. Fethin sorgulanışının bir adım gerisi Söğüt, onun bir adım gerisi Malazgirt, İznik'tir.
“Bu medeniyetin tarihine, kültürüne değerlerine doğrudan saldırmaya cesareti olmayanlar, sembollerimizi yıpratarak sinsice kendilerine yol bulmaya çalışıyorlar. Aradıkları yolların hepsi milletimizin irfanına çarpıp, yerle yeksan olmuştur.
“Ayasofya'yı 1934'te kimler müzeye çevirdi? Bir yanlışı biz düzeltiyoruz. Hiç kimse merak etmesin Ayasofya'yı yeniden vakfiyesine uygun hale getirirken kültürel miras vasfını da ecdadın yaptığı gibi koruyacağız.
“Farklı mabetlere düşmanlığımız yok”
“Tüm vatandaşlarımızın ibadethane ihtiyaçlarını karşılama konusunda dünyadaki tüm ülkelerden daha ileri seviyedeyiz.
“En son Süryanilere ait Bakırköy'deki bir arsanın bizzat temelini ben gittim attım. Öbür tarafta Balat'ta aynı şekilde demir kilise diye anılan Ortodoks kilisesinin açılışını Bulgaristan Başbakanıyla ben bizzat açılışını yaptım. Bizim asla farklı din mensuplarına karşı ve ya mabetlerine karşı bir düşmanlığımız yok.
“Bizde ortalama 460 gayrimüslüme bir ibadethane hizmet verirken Avrupa'da ortalama 2 bin Müslümana bir ibadethane düşmektedir.
“Osmanlı inançlarını tüm canlılığıyla yaşayan toplumlar bıraktı”
“Tarih kitaplarında Avrupa'nın ortaçağ karanlığından çıkışı olarak İstanbul'un fethi gösterilir. İstanbul'un fethi tüm dünya için bir dönüm noktası olmuştur.
“Asırlar süren yönetimin ardından, Osmanlı tarihten çekildiği sahnede geride inançlarını ve kültürlerini tüm canlılığıyla yaşatan topluluklar bırakmışlardır.
“Ailesini geçindirmek için Türkiye’de çalışan Ermeniler de rahatsız”
Azerbaycan'a Ermenistan tarafından yapılan saldırıları şiddetle kınadığımız belirtmek istiyorum. Vatanını savunan Azerbaycanlı kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralananlara şifa diliyorum.
“Bu son saldırı yukarı Karabağ hattında değil, doğrudan iki devlet sınırları arasında ağır silahlarla yapılmıştır. Doğrudan Azerbaycan'a yönelik bilinçli bir taarruz olduğunu göstermektedir.
“Hiç şüphesiz bu saldırı Ermenistan'ın çapını aşan bir hadisedir. Türkiye, kadim dostluk bağları ve kardeşlik ilişkilerinin bulunduğu Azerbaycan'ın hakkına, hukukuna, topraklarına yönelik her türlü saldırının karşısında yer almakta asla tereddüt göstermeyecektir.
“Kendi toprakları içindeki birçok sorunu çözemeyen bir ülkenin böyle bir saldırganlık içerisine girmesi her şeyden önce kendi halkına saygısızlıktır.
“Ailesini geçindirmek için ülkemizde çalışmakta olan 10 binlerce Ermeni’nin de bu durumdan rahatsız olduklarına inanıyorum.” (EKN)