Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP), parti sözcüsü ve Mardin Milletvekili avukat Ebru Günay, partisinin 15 Haziran'da başlatmayı duyurduğu "Darbeye karşı demokrasi" yürüyüşünü altı soruda bianet'e anlattı.
HDP, 4 Haziran'da Hakkari Milletvekili Leyla Güven ile Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları’nın vekilliklerinin düşürülmesi sonrasında “Darbeye karşı demokrasi yürüyüşü” kararı aldı.
Yürüyüş, 15 Haziran’da Edirne ve Hakkari’den başlayacak ve 20 Haziran’da Ankara’da sonlandırılacak. Yürüyüş güzergahındaki İstanbul, Van, Diyarbakır ve Adana’da halklarla bir araya gelmeyi hedefleyen HDP, yürüyüşle sesi duyulmayan tüm kesimlerin taleplerini Ankara'ya taşımayı hedefliyor.
"Halklarla, sivil toplumla bir araya geleceğiz"
Dün gece birçok televizyon kanalında HDP’liler yoktu ama “HDP bu yürüyüşle neyi amaçlıyor?” sorusu vardı. HDP bu yürüyüşle neyi amaçlıyor?
Hatırlarsanız 1 Haziran’da Türkiye kamuoyuna tutum belgesi açıkladık. Tutum belgesi, demokrasi, özgürlük, adalet, iş, aş taleplerini içeriyordu.
Bu tutum belgesini hazırlarken AKP-MHP faşist iktidarının saldırılarını öngörmüştük. Ve ahminlerimiz de doğru çıktı. Arkadaşlarımızın vekilliklerinin düşürülmesi ile biz de bu yürüyüş sürecimizi hızlandırdık.
Çünkü şöyle bir durum var. Biz Türkiye’nin üçüncü partisiyiz, AKP-MHP bizim üzerimizden tüm muhalefeti yok etmeye, sindirmeye çalışıyor. En son vekilliklerimizin de düşürülmesi bunu açıklıyor. Bunu kabullenmemizi, tüm muhalefetin de susmasını istiyorlar. Biz buna izin vermek, sesiz kalmak istemiyoruz, kalamayız. Bu nedenle de halklarla, sivil toplum örgütleriyle ve kanaat önderleri ile bir araya gelmek için bu yürüyüşü planladık.
Biz bu ülkenin demokrasisine, geleceğine dair kaygıları olanlar olarak sessiz kalmıyoruz. Darbeye karşı demokrasi diyoruz.
Sloganınız ne olacak?
Yürüyüşümüzün sloganı tüm talepleri içeren hali ile “Darbeye karşı demokrasi”.
"Talepleri duyulmayanların sesi olacağız"
Güzergâhlarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Hakkâri milletvekili Leyla Güven ve Edirne’de cezaevinde tutulan eski eş genel başkanımız Selahattin Demirtaş’ı hatırlatarak bu iki şehirden yürüyüşümüz başlayacak.
Sonra da yol güzergâhındaki İstanbul, Van, Diyarbakır gibi kentlerde kanaat önderleri ve halklarla buluşacağız. Taleplerini dinleyeceğiz, onların sesini, taleplerini alıp Ankara’ya taşıyacağız.
İktidar muhalefetin sesine kulak tıkamış bir pozisyonda. İktidar sadece kendi yandaşını koruyan ve yoksulu, işçiyi, Alevi’yi, kadını, çocuğu, Müslüman’ı, Hıristiyan’ı görmeyen, taleplerini duymayan bir noktada duruyor. Biz tüm bu kesimlerle bir araya gelerek, dinleyerek onların taleplerini ortak seslerini alıp, kendimiz ortaklaşıp Ankara’ya geleceğiz.
"Sokağı provoke eden AKP-MHP'dir"
Katılım nasıl olur sizce?
İlgi çok fazla, bunu çok açık söyleyebilirim. Ama pandemi koşullarına uygun olan bir katılım ve planlama düşünüyoruz.
Bazı çevrelerin “sokağı provoke edecekler” iddiasına yanıtınız nedir?
Biz değil asıl AKP-MHP sokağı provoke etmeye çalışıyor. Biz demokratik hakkımızı kullanmak istiyoruz. Partimizin duruşu, demokrasi koşullarının yaratılması üzerinedir ve demokrasi önceliğidir.
Biz demokratik hakkını kullanan bir pozisyonda duracağız ve buradan taviz vermeyeceğiz.
Bizim yürüyüş sırasında yaşayacağımız en ufak bir sorundan AKP-MHP sorumludur.
Bizim sokağı provoke etme gibi bir niyetimiz yok. Ama AKP-MHP’nin geçmiş dönemlerden yaptıkları, tam da halklarımızı provoke etmeye yöneliktir.
Kayyım atamak, işkence edilen insan görüntülerini yayınlamak, halkımızı provoke etmeye çalışmaktır. Biz sadece demokratik hakkımızı kullanarak yürüyüş gerçekleştireceğiz.
"Pandemiye göre önlemler planlanıyor"
Bazı çevreler pandemi sürecini işaret ederek yürüyüşün “riskli” olduğunu iddia ediyor. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir?
Pandemiden söz ediyorlar ama aynı yaygın medya Batman, Siirt, Iğdır’da pandemi sürecinde halkımızı koruyan belediyelere kayyım atanmasına sessiz kalıyor, bu boyutu görmezden geliyor.
Siirt Baykan belediyesinin pandemi çalışmaları örnek nitelikteydi. AKP pandemi dinlemeden, halkın sağlığı demeden kayyımları atadı. Bu halka düşmanlık yapan, sağlığını görmezden gelen AKP-MHP’dir.
Biz yürüyüşümüzü maske ve sosyal mesafe kurallarına uygun olarak gerçekleştireceğiz. Pandemiye göre önlemler planlanıyor.
Ne olmuştu? HDP milletvekilleri Leyla Güven, Musa Farisoğulları ile CHP milletvekili Enis Berberoğlu'nun milletvekilleri, 4 Haziran 2020'de düşürüldü. Üç milletvekili de tutuklanarak cezaevine gönderildi. Berberoğlu 24 saat geçmeden "pandemi" koşulları gözetilerek serbest bırakıldı. HDP milletvekilleri Berberoğlu'nun serbest bırakılmasının demokratik olduğunu ifade ederek aynı koşulların neden HDP'li vekiller için geçeli olmadığını sordu. HDP, "Darbelere Karşı Demokrasi" diyerek 15 Haziran'da başlamak üzere Edirne ve Hakkari'den Ankara'ya yürüyeceğini duyurdu. Çelik: Salgın dönemindeyiz AKP sözcüsü Ömer Çelik de basın toplantısında HDP'nin planladığı yürüyüşe ilişkin bir soru üzerine şu değerlendirmelerde bulundu: "Terör örgütü dediğimiz organizasyon askerimizi, sivil insanımızı öldüren, demokrasimizi, cumhuriyetimizi yok etmek isteyen bir şebekedir. Bunun lehine, bunun propagandasını yapacak şekilde herhangi bir eylem biçimine müsaade etmemiz söz konusu değildir. Herkesin ayrıca salgın döneminde gereken sorumluluğu göstermesi gerekir." |
Ebru Günay hakkında Avukat, HDP Mardin milletvekili. Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun. Asrın Hukuk Bürosu'nda çalışmaya başladıktan bir yıl sonra 14 Nisan 2009'da "KCK operasyonu"yla tutuklandı. Cezaevine girdiğinde 27 yaşındaydı. 13 Nisan 2014'te tahliye oldu. 1982 Bingöl doğumlu. |
(EMK)