Haberin İngilizcesi için tıklayın
23 Haziran'da yenilenen İstanbul seçimlerinde yüzde 54 oy oranıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu, Habertürk TV’den Didem Arslan Yılmaz’a konuştu.
İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı çalışanlarına karşı hiçbir önyargısının olmadığını söyledi, “Bütün çalışanlarımıza şunu hatırlatacağız; sizin maaşınızı ne ben, ne bir partinin lideri veriyor. Bu şehrin 16 milyon insanı veriyor. Trol belediye çalışanı istemiyoruz” dedi.
Ayrıca, ihalelerin canlı yayınlanacağını belirtti: “Tüm işlerimiz, komisyonlarımız, belediyelerle ilişkilerimiz şeffaf olacak, ihaleler canlı olacak. Biz her ortamı şeffaflığa dökecek.”
İmamoğlu bugün mazbatasını aldıktan sonra Saraçhane’deki belediye binasında devir teslim töreni düzenlenecek.
Ekrem İmamoğlu’nun açıklamasından satırbaşları şöyle:
“Bir Allah'ın kulu bile zorla mitinge götürülmeyecek”
“Belediye çalışanlarıyla ilgili de belediyenin yönetimi anlamında da bir zihniyet devrimi yapacağız. Birisine hakaret, belediyenin çalışanı birisine laf yetiştiriyor. Bir partinin militanı gibi görevini yaparken birine hakaret ediyor, ben ya da başkası. Bazı ihbarlar neticesinde arkadaşlarıma gelen dosyalar var.
“İş hukukuna uygun davranan, iş ahlakına uygun davranan herkesin yeri başım üstüne. İş hukukuna, ahlakına aykırı davranan, disiplini bozan, çalışmadan alın teri dökmeden maaşını alıyorsa, umarım hiç yoktur. Varsa gereği yapılır.
“Partizanlık damarına kadar işlemiş bu belediyenin. Mitinge götürülen personel var, yok bitti artık. Benim çalışanlarım mitinge gitmeyecek. Davet ederiz, ama bir Allah'ın kulu bile zorla götürülmeyecek.
“İstanbul Büyükşehir Belediye çalışanları, o kurum içine partizanlığı soktuğu an benim arkadaşım değildir. İsterse CHP adına bunu yapsın. Belediyede trolvari çalışmalar yürütenler olabilir.
“Mülteci konusunda çözümlerimiz var”
“Mülteci konusu ağır travma. Bu konuda çözümlerimiz var. Misafir gibi değerlendiriyoruz. Zaten yanlış başladı. Gelinen noktada artık insanların ekmeğiyle oynayan bir düzeye ulaştı. Kayıtsız çalışan birçok Suriyeli insan var İstanbul'da.
“Biz insanlarımızın çıkarlarını korumak zorundayız. Fütusuzca İstanbul'un rengini değiştiremezler. Suriyeli insanların tüm insani sorunlarına dokunacağız, başta kadın ve çocuklara. Valimizle, emniyetimizle ortak çalışacağız.
“Buradaki konuklarımızın bir gün ülkelerine dönebilmek adına aklı oluşturmak, yardımcı olmak ulusal ve uluslararası düzeyde lokomotif olacağız. Ciddi anlamda asayiş sorunu haline gelmiştir. Başlangıçta milyonlarca insanı Türkiye'ye dağıtırsanız kötü ve yanlış başlamıştır.”
“Vakfa, derneğe değil sadece torpile karşıyım”
“Ben de dindar insanım. Yaşama bakışımda herkesin inancına saygı duyan, giyimine, kuşamına bakmayan bir felsefem var. Yaşamım da siyaset bakışım da böyle. Dindar insan bana niçin oy vermesin. Dindar insan bizimle rahat eder.
“Ben belediye başkanlığı yaptığım dönemde o insanın mutlaka ve mutlaka inanılmaz derecede inanç değerlerine saygı gösteren, inanç değerleri üzerinden ona yardımcı olan, inancını en özgür bir şekilde yapmasına katkı sunan bir anlayışı göstereceğim. Sadece Müslüman vatandaşlarımız değil. İstanbul'da Hristiyanı var Musevisi var. Onlara saygı gösteren bir belediye başkanı.
“Seçilmiş cemaat, vakıf, dernek, organik ilişkisi olan yapılar. Cemaatlerin faaliyetleri var. Bu ülkenin temel duruşlarına aykırı davranmayan faaliyetleri varsa içişleri vesaire iznini almış, her cemaate, ki yüzlerce yıllık tarikatlar var İstanbul'da. Çok derin felsefesi olan.
“Görüştüğüm insanlar, yetkilileri oldu. İsimlerini vermem. Üç tane vakıfı, beş tane vakıfı çek al olmaz. Büyükşehir belediyesinin kaynaklarını birkaç vakıfa niye aktaralım. Elbette her vakıfla bu şehrin çıkarına çalışmalar var ise.
“Bu vakıflar sadece siyaseten CHP'ye yakın, asla öyle değil. Her vakfın, derneğin, kamu yaranına kurumun geniş, faydalı çalışmaları var. Vakfa, derneğe değil sadece torpile karşıyım.
“Deprem tehdidini milli sorun olarak görüyorum
“Yoksulluk ve içine çocuğu kattığımız paket çok değer verdiğimiz alan. Ekonomik desteklerin yoksulluk sınırı altındaki ailelere verilmesi. Sosyal politikaları hızlı devreye alacağız. Evlenme destek paketimiz var bizim. Rakibimizin projelerinden de esinlenebiliriz, bu ayıp değil. Esinlendiğimi de söylerim.
“İhtiyacı olan evlenme adaylarına düğün salonlarını ücretsiz vereceğiz. Açlık sınırındakilerin altında süt, su projelerimiz var. İstanbul'un kapısında bekleyen deprem tehdidi var. Bunu milli sorun olarak görüyorum.
“Afeti yaşamadan önce can ve mal kaybını azaltacak tedbirler var. Yapı denetimini sağlamak için kentsel dönüşümünü hızlandırmanız lazım. 30 milyon metrekare yeşil alanı niye açıkladık?
“Deprem bu şehirde yüzbinlerce can almaya simülasyonlar var. Tek duam Allahım bize bir süre deprem verme! Bu şehrin boş alanları binayla dolduruldu, kentsel dönüşüme hiçbir katkısı olmadı. Bu şehirde kentsel dönüşüm denince insanların rüyası kaçıyor. Bu tehdidi çok hızlı çözmeliyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızla başta deprem olmak üzere birçok konuyu masaya yatırmak isterim.”
“Aynı şey tesislerde devam edecek”
“Belediyenin bir uygulaması var, toplumun bu anlamda memnuniyeti var. Beylikdüzü'nde 9 adet belediye sosyal tesisi var. Çay, yeme içme ucuz. Aynı şey tesislerde devam edecek.
“Akşamdan sabaha neden alkol servisi koyayım? Bu dedikoduyu niye çıkarıyorlar? Bir yerde bir uygulama insanların anlayışına, kendi disiplinlerine göre bir uygulama varsa bunu değiştirmek için niye çabamız olsun.
“Kültür, sanat, ulaşım, çevre, park, mülteci sorunu, imar problemleri, kentsel dönüşüm, depreme odaklanacağız. Hızlıca 150 kreş yapacağız. Sonbahara yetiştirmek istiyorum. Bu şehrin iş insanlarını, sanatçılarını göreve davet edeceğiz.” (AS)