Tekin Yayınevi, Antikapitalist Müslümanlar'ın kurucusu, ilahiyatçı, yazar İhsan Eliaçık'a Kayseri 1. Kitap Fuarı’nda yapılan saldırıya ilişkin yayınevi binasında basın toplantısı düzenledi.
21 Ekim'de Eliaçık, Dünya Ticaret Merkezi'ndeki fuar alanına girmek istediği sırada yaklaşık 20 kişilik bir grup toplanıp sözlü saldırıda bulunmuş, polisin araya girmesiyle fiziki saldırı engellenmişti.
Açıklamaya kitap fuarında söyleşilerine izin verilmeyen İhsan Eliaçık ve Anayasa Hukukçusu İbrahim Kaboğlu’nun yanı sıra Tekin Yayınevi yazarlarından Ataol Behramoğlu, Orhan Gökdemir, gazeteci ve yazar Enver Aysever ve Eliaçık’ın kitaplarının da yayınlandığı Doğu Kitabevi’nden İbrahim Horuz katıldı.
Tekin Yayınevi adına açıklamayı okuyan Elif Akkaya, yaşanan saldırı üzerine Türkiye Yayıncılar Birliği’nin (TYB) çağrısıyla fuarı terk eden yayınevlerine teşekkür etti.
Belediyenin kitap fuarı için Evrensel, Kaynak, Yazılama gibi yayınevlerini de engellediğini belirten Akkaya, “Fuarlar yazarlarla ve kitaplarla var olur. İfade özgürlüğüne yapılmış bu saldırı karşısında yazarlarımızı sahipsiz bırakmayacağımız bilinmelidir” diye konuştu.
Eliaçık: Muaviye kirliliğiyle siyaset yapıyorlar
“Karşımızda yasakçı bir zihniyet var. Bugün bana yapıldı, yarın bir başkası olabilir. Yayınevini fuara çağırıp kavun karpuz seçer gibi yazar seçiyorlar. Üstelik koydukları yasağı savunamayacak kadar korkaklar ve olayı bütün açıklığıyla üstlenebilecek durumda değiller.
“Yayınevi standının arkasına resmimi asıp kitapları koymuşlar. ‘Yasak yok’ diyorlar. Dışarıdaki olaylar için de ‘Kayseri halkı istemiyor’ diyorlar. Muaviye kirliliğiyle siyaset yapıyorlar.
“Ben kendimi hazırlamıştım; polisin gelip beni sürükleyerek çıkarmasını göze almıştım. Yalnız başıma gittim. Sekiz ay önce ölmüş anneme bile küfür ettiler, hiçbir karşılık vermedim. İçeride imza için bekleyenler ve çevreden gelen insanların desteği sayesinde korundum.
“Bana saldıranlar Kayseri halkı değil, AKP teşkilatlarından gelen, yeni muhalefet, devletin içerisinde çeteleşmiş yeni bir gruptur. Devletin içinde yuvalanmış böyle paramiliter bir grup artık vardır.
“Sivas benzeri bir hadise yaşanabilirdi”
“Ben saldırıdan sonra orada oturma eylemine başladım. Fuar kapanana kadar oturacaktım fakat destek için gelenler çok olunca kimsenin burnu kanamasın istediğimden kalktım. Sivas benzeri bir hadise yaşanabilirdi.
“Benim taraf değiştirdiğimi söylüyorlar. Taraf değiştirmedim, mahallemden çıktım. Artık Türkiye var ve ben bu ülkedeki namuslu, dürüst insanlarla her zaman yan yana gelirim. Bu küçük düşürücü bir şey değildir.
“Çorlu’da bir kitap fuarı tarafından onu konuğu olarak davet edildim. Bir kapı kapanır, bir kapı açılır. Yeter ki biz bir ve dayanışma içinde olalım.”
Kaboğlu: Fikre hoşgörü değil yasaklama var
“Ataol Behramoğlu’nun belediye başkanını arayıp eleştirmesi üzerine başkan beni aradı ve teknik nedenlerle yer veremediğini söyledi. Kitap standında yer sorunu olmayacağını söylediğimde lafı farklı yerlere çevirdi. Bu nedenle fuara katılmadım.
“Türkiye’de bu tür yasaklamalar daha çok merkezi otoriteden gelirdi. Yerel yönetimlerse demokrasinin, özgürlüklerin merkezi olarak tanımlanırdı. Merkezi otoritenin hoşlanmadığı alanlarda bile yerel yönetimler bir sığınak olarak kabul edilirdi.
“Bu olaylarda fikre hoşgörü yerine yasaklama, İhsan hoca özelinde, hem fikre hem fiziğe saldırma eşiğine gelinmiş.
“Türkiye’de farklı düşünenlerin yaşamı tehlikededir”
“Yöneticiler hep ‘Anadolu toprakları şehit kanıyla sınanmıştır’ der. Ama Anadolu toprakları hedef gösterme cinayetleriyle de sınanmıştır. Kaygı verici olan hedef gösterme öncülüğünü burada yerel yönetimin yapmasıdır.
“Kişinin önce kendisi, sonra kitapları yasaklanır. Bu hedef halkası büyürse direkt kişiler hedef tahtasına konur. Söz konusu olan yaşam hakkıdır. Sivas katliamında olduğu gibi fikre saldırı fiziğe saldırı halini alır.
“Devletin temsilcisi ilk olarak Kayseri’de fişeği atmıştır. Bu bakımdan durum vahimdir ve mevzu sadece yazarın yasaklanması değildir. Türkiyeli yazarların, farklı düşünen kişilerin yaşamı tehlikededir.”
Behramoğlu: Sorumluluk ev sahipliği yapan belediyenin
“Hiçbir fuar düzenleyicisi yazar seçemez. Kimsenin böyle bir hakkı yoktur. Yayınevi olarak onların bu tavrına karşı biz de en baştan orada olmayı kabul etmemeliydik.
“Ortada bir suç vardır ve sorumlusu ev sahipliği yapan belediyenindir.”
Aysever: İfade özgürlüğünde birlikte net bir tavır alalım
“Yaşananlara birkaç duyarlı kuruluş dışında medyadan yer veren olmadı. Medya işbirlikçilik yapmak yerine halkın haber alma hakkına sahip çıkmalıdır.
“Yazarına, çizerine öfkeyle bakan halka karşı görev halkındır. Mesele Türkiye’de kalemi oynayan birinin zorbalıkla engellenmesidir. Yazar konuşursa toplum değişir.
“Farklı fikirlerin konuştuğu bir memleket için bunu vesile bilelim ve TÜYAP kitap fuarında bir araya gelerek ifade özgürlüğü konusunda net bir tavır ortaya koyalım.”
Gökdemir: Halkın olduğu her yer bizimdir
“15 Temmuz’dan sonra bir çete ülkeyi esir aldı. Burada birbiri içine geçmiş pek çok suç söz konusu. Biz bu ülke için yazan ve düşünen insanlarız. Halkın olduğu her yer bizimdir. Bu dönem ancak cesaret göstererek aşılabilir.”
Horuz: Bizim söyleşi talebimizi de reddetmişlerdi
“Biz kitabevi olarak Eliaçık’a söyleşi istiyoruz dediğimizde bizi de reddetmişler ve belediyenin istemediğini söylemişlerdi.
“AKP’li belediyelerin giderek yaygınlaşan sansür girişimleri var. Yayıncılar ve yazarların ortak tutumlarıyla bu girişimler engellenmelidir.”