Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin 15 Temmuz 2016 günü yaşanan başarısız darbe girişiminin hemen ardından, 20 Temmuz akşamı toplanan MGK sonucunda olağanüstü hâl (OHAL) ilan etmesiyle birlikte son derece karanlık bir döneme girildi.
İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) OHAL ilan edilmesiyle birlikte başlayan süreci ve ortaya sonuçları ayrıntılı bir şekilde raporluyor[1].
Tüm bu süreçte yaşanan mağduriyetler için nasıl bir hukuki hak arama süreci izleneceği ise epeyce bir tartışmaya yol açtı.
Kemal Göktaş 6 Eylül 2016 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan haberinde mevcut tartışmaları özetleyerek üç temel görüşün olduğunu ifade etmişti.
Bunlardan ilki olumlu sonuç alınması düşük bir olasılık olan idare mahkemelerine başvurmaktı.
İkincisi etkili bir hukuk yolu kalmadığı işaret ederek doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvuruyu öngörüyordu.
Üçüncü bir seçenek ise Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesine başvuru yapmaktı.[2]
Tüm bu tartışmalar devam ederken gerek Avrupa Komisyonunun Hukuk Yoluyla Venedik Komisyonu (Venedik Komisyonu) tarafından hazırlanan Türkiye raporları, müzakereler ve Avrupa Konseyi’nin talepleri doğrultusunda AKP Hükümeti 23 Ocak 2017 tarihli ve 29957 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 685 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK) OHAL kapsamında bir “Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu”[3] (Komisyon) kurulmasına karar verdi. Ancak söz konusu komisyonuna yapılacak başvurulardan sonuç alınacağına dair son derece derin şüpheler bulunuyor. Daha başka bir ifadeyle Komisyon’a güven son derece düşük.
Söz konusu güvensizliğin ilki, bağımsız bir Komisyon olarak çalışıp çalışmayacağı hakkında. İkinci ise Komisyonun başvuranların haklarını en azından uluslararası insan hakları normlarına göre gözetip gözetmeyeceği yönünde.
Gelinen noktada Avrupa Konseyi de söz konusu şüpheleri ve güvensizliği paylaşıyormuş izlemini veriyor. Nitekim, 1 Mart 2017 Çarşamba günü Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjørn Jagland’ı ziyareti sonrasında, Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği tarafından yapılan açıklamada gerek OHAL İnceleme Komisyonunun ve gerekse Anayasa Mahkemesi dahil olmak üzere diğer ulusal mahkemelerin bağımsız olması gerektiğine dikkat çekilirken, tüm kararların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) içtihatlarına göre verilmesi gerektiğine vurgu yapılıyor. Daha da ötesi Türkiye’den kendisine gelen şikâyet başvurularıyla ilgili olarak, AİHM’in ilk olarak Türkiye’de uygun ve etkili bir iç hukuk yolunun olup olmadığına bakarak davaları inceleyeceği belirtiliyor. Yapılan açıklama da aynı zamanda tutuklu bulunan gazetecilerin ve milletvekillerinin durumunun kritik olduğu belirtilerek şöyle denmekte:
“Eğer bu davalara Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi tarafından ivedilikle bakılmazsa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi büyük bir ihtimalle etkili bir iç hukuk yolu olup olmadığını değerlendirerek, yapılacak olan şikayetleri derhal incelemeye başlayacaktır.”[4]
Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği tarafından yapılan açıklamanın son paragrafından da anlaşılacağı üzere, Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi tutuklu milletvekilleri ve gazeteciler hakkında AİHS ve AİHM içtihatlarını göre ivedilikle bir karar vermezse, AİHM Türkiye’de etkili bir iç hukuk yolu olmadığına kanaat getirerek, iç hukuk yollarını tüketme şartı aramaksızın, kendisine gelen davaları inceleyip karara bağlayacak.
Hal böyleyken bir diğer gelişme de 16 Nisan 2017’de Anayasa değişikliği için yapılacak olan referandumla ilgili yaşanıyor. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi İzleme Komitesinin 14 Aralık 2016 tarihinde Paris’te yapılan toplantısında, İzleme Komitesi Venedik Komisyonundan Türkiye’deki Anayasa değişikliği taslağı hakkında görüş istemişti. Bunun üzerine harekete geçen Venedik Komisyonu ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve özellikle de Adalet Bakanlığı ve AB Bakanlığı arasında geçtiğimiz Şubat 2017 ayında hızlı bir trafik başladı. Değişiklik önerisinin kendisi dahil olmak üzere, Adalet ve AB Bakanlığı değişikliğin gerekçeleri hakkında Venedik Komisyonuna İngilizce bir bilgi notu sundu[5].
Son olarak Venedik Komisyonundan bir delegasyonun 16 Nisan 2017’de yapılması beklenen Anayasa Referandumu öncesinde, Anayasa değişikliği ile ilgili olarak Ankara’da Mart 2017’de hükümet yetkilileriyle bir toplantı yapması bekleniyor. Venedik Komisyonunun bu toplantıda oylanacak olan Anayasa değişikliği hakkındaki eleştirilerini dillendirmesi söz konusu. Ancak, Venedik Komisyonu henüz görüşlerini içeren raporunu açıklamamış olsa da Mart 2017’de gerçekleşecek toplantının öncesinde basına sızan haberlere göre rapor eleştiri dolu.
Eleştirinin ana odak noktası ise Türkiye’nin “demokratik sisteminin dramatik bir biçimde gerilediği ve otokratik, tek adam rejimi yolunda olduğu[6]” şeklinde. Haberlere göre Venedik Komisyonun referandumun OHAL kapsamında yapılmasına yönelik de bir eleştiri var ve referandumun ertelenmesini talep edebilir.
Eğer basında yer haberlerden hareket edecek olursak, AKP hükümeti Anayasa değişikliği için sadece içerde değil, dışarda da çaba sarf ediyor. Adalet Bakanlığının ve AB Bakanlığının Venedik Komisyonuna sunduğu bilgilendirme notu bunun açık bir ifadesi. Fakat gelinen noktada durum onu gösteriyor ki, Anayasa değişikliğinin meşruiyeti içerde olduğu kadar dışarda da tartışılır ve şüpheli bir konumda. Bu şüphenin yükselmesi ise son derece hayırlı görünüyor. Zira Türkiye toplumu kapalı kapılar ardında hazırlanmış, hazırlayanların bile anlayamadığı, oldu bittiye getirilmiş, bol bulamaç bir metni kolay kolay kabul edecekmiş gibi görünmüyor. (HA/HK)
[1] İnsan Hakları Ortak Platformu, 215. Gününde Olağanüstü Hal: Güncellenmiş Durum Raporu. Ayrıca raporun İngilizcesi için bkz. Son erişim 1 Mart 2017.
[2] Kemal Göktaş, Mağdurlar nasıl hak arayacak?, Cumhuriyet Gazetesi, 06 Eylül 2016. Son erişim 1 Mart 2017.
[3] 685 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname, Resmi Gazete, 23 Ocak 2017, Sayı:29957. Son erişim 1 Mart 2017.
[4] Press statement by Secretary General Thorbjørn Jagland on the occasion of the visit of Mr Bekir Bozdağ, Minister of Justice of Turkey, Secretary General, Strasbourg, 1 March 2017. Son erişim 1 Mart 2017.
[5] The Venice Commission, Documents, Turkey. Son erişim 1 Mart 2017.
[6] Deutsche Welle, “Turkey 'on the road to autocracy,' Venice Commission watchdog says”, 01.03.2017. Son erişim 1 Mart 2017.