Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Avrupa Birliği Komisyonu Türkiye 2016 İlerleme Raporu'nu açıkladı. Rapor 102 sayfa. (Raporun İngilizce tam metnini buradan okuyabilirsiniz)
AB'nin Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn tarafından açıklanan raporda, Türkiye'nin reform hızını yavaşlattığı ve insan hakları ile temel özgürlükler konusundaki çabaların yetersiz kaldığı belirtildi.
Hahn gazetecilere yönelik artan baskı ve sindirme ortamına dikkat çekti ve “Geçen yıl önemli eksiklikler, toplanma ve ifade özgürlüğünün yanı sıra yargı bağımsızlığını etkiledi” dedi.
15 Temmuz darbe girişimi
Türkiye İlerleme Raporu7nun Siyasi Kriterler bölümü 15 Temmuz’da yaşananlarla başlıyor. Olay sırasında 241 kişinin hayatını kaybettiği, 2 bin 196 kişinin yaralandığı, Türk Hükümeti'nin tüm Türk siyasi yelpazesi ve toplumun desteğiyle darbenin üstesinden geldiği söyleniyor.
Hükümetin darbe girişiminden "Gülen Hareketini" sorumlu tuttuğu vurgulanan raporda, "Gülen Hareketinin" terör örgütü ilan edildiği belirtilse de, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tanımına hiç yer verilmedi.
Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi'nde konuşan Hans, Türkiye raporuna ilişkin bilgi verdi. Hans, "Komisyon, Türkiye'de tırmanan şiddetin son bulmasını ve Kürt meselesinde çözüm için görüşmelere geri dönülmesini umuyor" ifadesini kullandı.
İfade özgürlüğü geriledi
Raporda ifade özgürlüğü ile ilgili bölümde ikinci cümlede “Türkiye geçtiğimiz yıla göre ifade özgürlüğü konusunda ciddi bir gerileme gösterdi” deniyor. Bölüm Türkiye’nin ifade özgürlüğü konusunda ‘erken evre’de olduğu vurgulanıyor.
Önemli başlıklar
Raporda dikkat çekilen başlıklar şöyle:
* 20 Temmuz'da OHAL ilan edildiği ve devamında 3 ay uzatıldı.
* KHK’lerle memurlar ihraç edildi, medya kuruluşları dahil şirketler kapatıldı ve çok sayıda kişi gözaltına alındı veya tutuklandı.
* Hukukun üstünlüğü ve temel haklara ilişkin bazı düzenlemeler Avrupa standartlarında değil.
* HDP'lilerin tutuklanması ve milletvekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması endişe verici.
* Yüksek mahkemelerin yapısı ve niteliğine dönük aşırı derecedeki değişiklikler ciddi endişe oluşturuyor.
* Gülen Hareketi ile bağlantıları olduğu iddiasıyla hakimler ve savcıların görevden alınmaları, bazı durumlarda tutuklanmaları sürdü. Bu durum, Temmuz ayındaki darbe girişimi ardından kötüleşti. Hakim ve savcıların beşte biri, görevden alındı ve bunların mal varlıkları donduruldu.
* İfade özgürlüğü konusunda, yasanın, özellikle de ulusal güvenlik ve terörle mücadele hükümlerinin, seçici ve keyfi uygulanması, ifade özgürlüğünü olumsuz şekilde etkiliyor. Gazeteciler, yazarlar ve sosyal medya kullanıcılarına dönük devam ediyor. Yeni davalar, akreditasyonlarının iptal edilmesi, çok sayıda gazetecinin tutuklanması ve çok sayıda medya kuruluşunun darbe girişiminin ardından kapatılması ciddi endişeye neden oluyor.
* Toplanma özgürlüğü, kanunda ve uygulamada aşırı derecede sınırlandırıldı. Gösteri yürüyüşlerine alınan polisiye tedbirlerde orantısız güç kullanılıyor.
* Gazetecilere saldırılar, mahpus gazeteci sayıları, medya kapatmaları konusunda 1990’yarla karşılaştırma yapıldı.
* Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aktif bir şekilde önemli iç ve dış politika konularına dahil oluyor; başkanlık sistemine geçiş ile ilgili tartışmaların artarak sürüyor.
* Hükümet PKK'ya karşı büyük bir askeri kampanya yürütüyor. PKK AB'nin terör listesinde yer alıyor. Türkiye Terörle Mücadele Kanunu'nun kapsam ve tanımı bakımından Avrupa müktesebatı ile uyumlu değil ve uygulamalar endişelere yol açıyor.
* Vize serbestisi sağlanabilmesi için Terörle Mücadele Kanununda değişiklik dahil eksik 7 kriter devam ediyor.
Olumlu noktalar
* Raporda eleştirilerin yanı sıra olumlu gelişmelere de yer verildi. Türkiye'nin Kıbrıs'ta bir çözümün bulunmasına yönelik görüşmeleri desteklemeye devam ettiği belirtilerek, Ankara'nın bu konudaki taahhüdü ve bağlılığının hayati önemini koruduğu yazıldı.
* Türkiye'nin, Suriye, Irak ve diğer ülkelerden gelen ve sayıları yaklaşık 3 milyonu bulan mültecilere insani yardım sağlamayı sürdürüyor.
* AB ve Türkiye arasında mülteciler konusunda 18 Mart'ta varılan mutabakat beklentilerin büyük bir kısmını karşılıyor ama bu başarı oldukça kırılgan.
* Türkiye “Ekonomik ve Parasal Politika” başlıklı 17. faslın açılmasına dönük ilerleme kaydetti. (HK)