Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis’teki grup toplantısında idam cezası Meclis’e geldiği takdirde destek vereceklerini açıkladı.
Bahçeli’nin konuşmasından satırbaşları şöyle:
İdam cezası
“Son günlerde alevlenen idam tartışmasını değerlendirmektediz.
“Cumhurbaşkanı idama gönüllüdür ve onaylayacağını beyan etmiştir. Başbakan da idamın toplumsal talep olduğunu ifade ederek, Meclis'te uzlaşma olması durumunda destekleyeceklerini söylemiştir.
“İdama bakışımız net ve bellidir. MHP, İmralı canisinin asılması konusunda tavrını gösterirken, karşımızda oluşan gökyüzü koalisyonu tavrını belli etmiştir.
“Madem idama ihtiyaç var, milletimiz bunu istemekte, o halde fuzuli konuşmaya, kaçak güreşmeye gerek yok. AKP hazırsa, MHP dünden vardır. Başbakan hazırsa gelin bu işi bitirelim.
“Savaş suçlarına idamı düzenleyen tasarı veya teklif TBMM'ye gelmesi halinde, MHP gereğini yapacaktır. İdama karşı gelen, ikaz eden AB komiserleri kendi işlerine baksın. Bizim sözünü dinleyeceğimiz tek merci Türk milletidir.”
Seçimler ve darbe girişimi
“Türkiye şu an önünü görmekte zorlanıyorsa öncelikle sorumluluk mertebesinde bulunanlar özeleştiri yapmak durumundadır.
“Ülkemiz 15 Temmuz akşamı vahşi kalkışmasıyla irkilmiştir. 1 Kasım seçimleri öncesi Türkiye aşırı gerilmiş, milletimiz bitap ve yorgun düşmüştür. 7 Haziran'dan 1 Kasım'a kadar geçen sürede demokrasinin ilke ve usulleri ufalanmıştır. Bu sürede siyaset dağınık, toplum karışık, iktidar bulanık, gelecek karanlık bir görüntü çizmiştir.
“20 Temmuz 2015 tarihinden itibaren terörizm Türkiye'ye saldırmıştır. Türkiye'nin yıkımını projelendiren mihraklar üzerimize gelmiştir. 7 Haziran'dan bir gün sonra yeniden bir seçim yapılması için kolları sıvayanlar samimiyetsiz koalisyon arayışlarından sonra 1 Kasım'ı hazırlamışlardır. 1 Kasım kaygı ve korkularla çembere alınmıştır.
“Siyasi centilmenliğin yok sayıldığı, nezaket ve zarafet döneminin son bulmasıyla gerçekleşmiştir. 15 Temmuz felaketi bu huzursuzluğu şiddetlendirmiştir.
“İçinden geçtiğimiz sorun ve sıkıntıları kavrayabilmek ve aşabilmek için 7 Haziran beri etkin olan yanlış siyaset dilini teşhis etmek şarttır. Her siyaset adamının geçmişi inceleyip hanesine düşen sorumluluğu kabullenmesi gerekir. Kavgayla mesafe alamayacağımız malumdur.
“Dediler ki, MHP AKP'nin önünü açtı, dediler ki, MHP AKP iktidarının devamını sağladı. Milli iradenin neye karar verdiğinin hem yabancısı, hem hazımsızıdır. Millet ne derse o değil midir? Ne yapsaydık, sandıkta bulamadığımızı sokaklarda mı arasaydık? Demokraside göremediğimizi kaosla mı elde etseydik?”
“FETÖ”, görevden almalar, siyaset ayağı
“Türkiye yeni bir Mondros ve Serv süreciyle karşı karşıya kalmıştır. Teröristler vatana millete bomba yağdırmış nefret saçmışlardır.
“FETÖ [Fethullahçı Terör Örgütü] canileri başarılı olsa bugün vatandan söz edebilecektik. Devletin ur gibi sarılması boşuna değildi. 1919 yıllardan sonra ilk kez işgal girişimi gerçekleşmiştir.
“FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi siyasi ve toplumsal dengeleri sarsmıştır. FETÖ ile süren mücadelenin sosyal maliyetini hesaba katmak zorunludur.
“29 Ekim'de yayınlanan KHK'lar [Kanun Hükmünde Kararname] ile 10 bin memur ihraç edilmiştir. İade edilenlerin sayısı da az düzeydedir. FETÖ ile bağlantılı olanlar devletin hiçbir kademesinde tutulmamalıdır.
“Ancak artan şikayetleri incelemeden insanlığı açlığa itmek hiçbir değerle bağdaşmaz. Eften püften nedenlerle iktidar gücünü kötüye kullanmaktan uzak tutulmalıdır.
“Kripto FETÖ'cülerin hala görevde olduğu dile getirilmektedir. Bu açıklığa kavuşturulmalıdır. İktidarın soğukkanlı, sabırlı hareket etmesi tavsiyemizdir. İktidar FETÖ ile mücadelede hukukun temel ilkelerinden ayrılmamalıdır.
“Siyaset ayağına değmeyen, dokunmayan FETÖ ile bu gidişle inandırıcılığını kaybetmesi olağan ve mümkündür. Hukuk herkese eşit uygulanmalıdır. Hukukun üstünlüğüne bağlıysak başka türlüsünü düşünmek imkansızdır.
“Yurtta Sulh Konseyi başta olmak üzere FETÖ her şeyiyle ortaya çıkarılarak yargılanmalıdır.” (AS)