Haberin Kürtçesi için tıklayın
TBMM Genel Kurulu'nda, hakkında dosya bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasını içeren Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi oylaması sürüyor.
İkinci tur oylamada teklifin ilk maddesi 373 oyla kabul edildi.
HDP milletvekili Filiz Kerestecioğlu, teklife karşı verdiği önerge için söz aldığı sırada oylama sırasında bir şiddeti görüntülemek isterken şiddetle karşılaştığını anlattı.
Görüşmelere verilen arada bianet'e görüş veren Kerestecioğlu, gizli yapılması gereken oylamalarda kabin perdelerinin kapatılmadığını, buna tepki gösteren CHP’li bir vekile dönük şiddeti görüntülerken AKP’li bir vekilin eline vurulduğunu aktardı.
Kerestecioğlu, oylamanın ikinci yarısına dair öngörebilmenin zor olduğunu belirtirken CHP’li vekillerin tavrının önemli olduğuna işaret etti.
Kerestecioğlu'nun çektiği görüntülere buradan ulaşabilirsiniz.
“Beş AKP'li vekil oy verenleri izliyor”
“Oylamanın perde kapatılıp gizli biçimde yapılması gerekiyor. Perdelerin önünde özelikle beş AKP’li milletvekili duruyor ve arkadaşlarının nasıl oy kullandığını izliyorlar. Kullananlar da kendilerini göstermek zorunda hissediyorlar herhalde. Baskı altında yapılıyor.
“Belki utanırlar diye duran beş milletvekillerinin karşısına geçerek durdum. ‘Siz niye duruyorsunuz' dediler ben de 'Belki utanırsınız yani, çekilin perdelerin önünden bırakın herke istediği gibi oy kulansın' dedim.
“Kim olduğunu bilemediğim bir CHP milletvekili de müdahale etti. Sonra biri ona şiddet uygulamaya kalktı. Bunu çekerken bir AKP milletvekili bana uzanıp elime vurdu ve telefonum havaya fırlayıp yere düştü. Adını sordum Kemalettin dedi. (AKP'de bu isimde tek vekil var; Kemalettin Yılmaztekin, Urfa milletvekili)
“Meclis’in erkek egemen yapısını, şiddeti ve nasıl baskı uyguladıklarını görüntülemeye çalışırken ve arada elime vurularak şiddet görmüş oldum. Terbiyesizlik.”
“Herkes kendi kararıyla tarihe geçecek”
“Herkes kendi kararıyla tarihe geçecek. Evet diyenler, darbe sürecine evet demiş olacaklar.
“Her şeyin bir yolu yordamı vardır. Şu anki fezlekeler sadece ifade özgürlüğü ile ilgili. Bunu pişirip tekrar getirmeye çalışıyorlar.
“Bir algı yaratılmaya çalışılıyor. 30-40 yıldır ülkede savaş var. Bunu çözmenin müzakereden, barıştan başka yolu yok. Yine çözemeyecekler ama maalesef insanlar sarayın iradesine evet diyerek savaşı da kadınlara karşı savaşı da sürdürecek. Boşanma komisyonundaki maddeleri biliyoruz. Bütün bunlarda kadınlara karşı bir savaştır.
“Ben herkesin buna karşı gereken sesi yükselteceğini düşünüyorum. Özelikle de kadınlar bu ülkeye barışı, özgürlüğü getirecek." (BK)