Yetişemiyoruz.
7 Haziran seçim sonuçlarının kabaca kestirilir olduğu 2015 Mart-Nisan’ından bu yana ülkenin içine sürüklendiği korkutma, sindirme, yıldırmayı hedefleyen şiddet eylemleriyle karakterize çatışma, savaş ortamında yetişemiyoruz.
Her günü, neredeyse her anı, yürek acısı ve ölümle yüklü bir havayı soluyoruz. İşte bu ortamda -toplumsal sorumluluklarımızın ötesinde- doğrudan 'üzerimize vazife' mesleki rollerimizi layıkıyla yerine getirmeye yetişemiyoruz.
Bu dönem içerisinde etrafı çevrilip günler, haftalar, aylarca sokağa çıkma yasağı uygulanan on binlerce nüfuslu yerleşim bölgelerinden intihar bombacılarıyla kana bulanan patlamalara kadar sağlık hizmetlerini değerlendirmek, mesleki ve topluma yönelik bilgilendirmeyi sunmak önemli bir görev. (Kuşkusuz önceliğin bunların yaşanmaması için üzerimize düşenleri dile getirmek ve yapmak olduğunu bilerek).
Türk Tabipleri Birliği’nin bu yaklaşımla -gecikerek de olsa- hazırladığı “10 Ekim 2015 Ankara Emek, Barış, Demokrasi Mitingi Saldırısı Hekim Tanıklıkları, Uzman Görüşleri, Değerlendirmeler Raporu” geçtiğimiz hafta kamuoyuyla paylaşıldı.
10 Ekim 2015 tarihinde Ankara’da yapılan Emek, Barış, Demokrasi Mitingi -sağlık hizmetleri açısından da- birden fazla gerekçeyle özel olarak değerlendirmeyi gerektiriyor.
Sağlık hizmetlerini miting öncesi hazırlık, miting günü/patlama anı ve sonrası olmak üzere üç bölümde aktarmanın uygun olduğunu düşündüğüm Rapor'dan bu yazıda devletin miting öncesi sağlık hizmetleri hazırlığını değerlendireceğim. Bu açıdan Rapor ekinde yer verilen bir belge bize yol gösterici.
Öncelikle bir saptamayı paylaşmak ve ortaklaşmakta yarar var. 7 Haziran seçimleri öncesi 5 Haziran’da Diyarbakır HDP mitinginde patlayan bomba ve hemen ardından 22 Temmuz’da Suruç’ta patlayan bomba sıradan bir vatandaşın bile anlayacağı açıklıkta toplu gösterilerin hedef haline geldiğine işaret etmektedir. Dolayısıyla başta İçişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı olmak üzere -o güne kadar yoksa bile- o günden sonra bu tür etkinlikler öncesi hazırlık yapılması beklenir, gerekir.
Rapor ekinde yer alan belge (ek 5) devlet aklının aslında Diyarbakır ve Suruç öncesinde (5 Haziran 2015 öncesinde) bu açıdan oldukça iyi bir düzeyde çalıştığını göstermektedir.
Belge Ankara’da yapılan bir 'Açık Hava Toplantısı'nın sağlık tedbirleriyle ilgilidir.
“Ankara İl Sağlık Müdürlüğü Bilgi Notu” başlıklı belge 6 Ağustos 2014 tarihini taşıyor, konusu ise “8 Ağustos 2014 tarihinde Cumhurbaşkanı adayı Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Eerdoğan’ın katılacağı 'Açık Hava Toplantısı’ sağlık tedbiri” olarak belirtiliyor.
Ankara İl Sağlık Müdürlüğü niye yazıyor bu yazıyı?
Çünkü Ankara Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü Ankara İl Sağlık Müdürlüğü’ne bir yazı ile 8 Ağustos 2014 tarihinde saat 17.00'de Keçiören Halil Sezai Erkut Caddesi üzeri Antares AVM önünde bir açık hava toplantısı yapılacağını bildiriyor.
(10 Ekim 2015 Mitingi için de benzer bir yazının gönderilmiş olması beklenir.)
Ankara İl Sağlık Müdürlüğü ne yapıyor?
Keçiören Eğitim Araştırma Hastanesi (EAH), Numune EAH, Dışkapı EAH, Ankara EAH, Sami Ulus Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne alanda oluşabilecek vakalar için; ayrıca Atatürk EAH’ne de oluşabilecek protokol vakalarla ilgili teyakkuzda olmaları hususunda bilgi veriliyor.
(2014 de bu yapıldığına göre 2015’te Diyarbakır’da, Suruç’ta bombaların patladığı bir ortamı takiben 10 Ekim’de yapılacak bir miting için bu ya da buna benzer, daha da ciddi bir hazırlık beklenir.)
Ankara İl Sağlık Müdürlüğü’nün Cumhurbaşkanı adayı Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılacağı 'Açık Hava Toplantısı’ sağlık tedbiri olarak hazırlığı bu kadar mı? Değil.
Müdürlükçe açık hava toplantısı için 3'ü doktorlu, 5'i Paramedik'li (Paramedik'li ekiplerden 1 tanesi çok sedyeli, özel donanımlı ambulansta) ve 10'u ATT'li (Acil Tıp Teknisyeni) görev yapmak üzere toplam 18 kara ambulansı ve 6 motosiklet ambulans görevlendirilmiş.
Bitti mi? Hayır.
İl Ambulans Servisi Başhekimliği tarafından 4 UMKE (Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi) revir çadırı kurularak çadırda görev yapmak üzere toplam 5 doktor ve 5 ATT görevlendirilmiş.
Bitti mi? Hayır.
Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği'ne bağlı 4 Acil Tıp Uzmanı, 4 Anestezi Uzmanı, 1 Kardiyoloji Uzmanı ve 2 Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı ve 8 yardımcı sağlık personeli de revirde görevlendirilmiş.
Bu kadar mı?
Ayrıca Afetlerde Sağlık Hizmetleri Şube Müdürlüğü tarafından her biri 2'şer kişiden oluşan 20 UMKE ekibi görevlendirilmiş.
Ve son olarak -elbette süreci yönetmek üzere- bir kişi (bir doktor) Kriz Merkezi'nde görevlendirilmiş.
Sonuç olarak açık hava toplantısı boyunca toplam 141 sağlık personeli, 24 ambulans, 4 UMKE aracı görevlendirilip yazı ekinde görevli personel ad, soyad, unvan, GSM, TC Kimlik No olarak listelenmiş.
Özetlenen bu belgeden anlaşılan o ki Sağlık Bakanlığı, kuşkusuz İçişleri Bakanlığı ile irtibat içerisinde açık hava toplantıları için standart bir hazırlık uygulama yönergesine sahip. 2015 Haziran-Temmuz ayları yani Diyarbakır ve Suruç sonrası bu yönergelerin gözden geçirilerek daha da yetkinleştirilmiş olması beklenir.
Bu veriler ışığında -tartışılmaz bir biçimde en üst düzey yetkililer nezdinde- yanıt aradığımız soru şudur: 10 Ekim 2015 tarihli miting öncesi bu ya da buna eşdeğer ne gibi hazırlıklar yapılmıştır?
Rapor'dan öğrenildiğine göre Rapor'un basıldığı tarihe kadar ilgili makamlardan (yazılı da sorulmasına rağmen) henüz bir yanıt alınamamıştır. (EB/HK)
* Fotoğraf: Mardin - AA