Türkiye'de de yatırımları bulunan İranlı milyarder işadamı Babek Zencani, yolsuzluk suçlamasıyla idam cezasına çarptırıldı. İran'da "Yeryüzünde yolsuzluğu yaymak" suçu idamla cezalandırılıyor. Zencani devleti dolandırma suçlamasının yanı sıra "fesat fi'l arz" yani "yeryüzünde yolsuzluğu yaymakla" da suçlanıyordu.
ABD ve AB tarafından İran'ın petrol yaptırımlarını aşmasına yardımcı olduğu için kara listeye alınan Babek Zencani'nin İran devletini 2.8 milyar dolar dolandırdığı iddia ediliyordu.
Hakkındaki idam kararını temyize götürme hakkı bulunan Zencani, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin talimatıyla Aralık 2013'te tutuklanmıştı.
Zencani’nin şirketleri üzerinden satılan petrolün gelirini İran Merkez Bankası'na eksik yatırdığı iddia ediliyordu.
Zencani ile birlikte yargılanan ortakları Mehdi Şems ve Hamid Felah da idam cezasına çarptırıldı ve bu kişilerden el koydukları öne sürülen paraları geri vermesi istendi.
Zencani’nin İran'da 70'e yakın şirkette hissesi olan ve 13.5 milyar dolarlık serveti bulunduğu belirtiliyor Zencani, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve Malezya'daki şirketleri aracılığıyla İran devleti adına milyonlarca varil petrol sattığını kabul etmişti.
Babek Zencani’nin ismi 17 Aralık 2013'teki rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun önemli isimlerinden biri olan Rıza Sarraf’la birlikte gündeme gelmişti.
Zencani - Sarraf - Türkiye
Zencani’nin Türkiye’de kurulu şirketleri de bulunuyor. Beşiktaş’ta bulunan Kont Group Kozmetik bu şirketlerden biri. Yine, Zencani ismi Onur Air ile de sıklıkla gündeme geldi. Zencani’nin avukatları geçtiğimiz günlerde İstanbul’da açtıkları davada Onur Air’in kendilerine ait olduğunu belirmişti.
Zencani’nin ismi Azeri asıllı iş adamı Rıza Saraf ile bu süreç içinde sıklıkla anıldı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı bir raporda ikili arasında bir ilişkinin olduğu aktarıldı.
Babek Zencani Kimdir?
Uluslararası kamuoyu Babek Zencani adını 2012 yılında duydu. O tarihte dönemin İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Meclis Başkanı Ali Laricani'nin kardeşi Fazıl Laricani'yi, "Bay Z" olarak adlandırdığı birinden rüşvet istemekle suçladı. Kısa süre sonra Ahmedinejad'ın Bay Z dediği kişinin daha sonra iş adamı Babek Zencani olduğu ortaya çıktı.
Bunu takiben uluslararası medya, Zencani'nin gizemini vurgulamak sık sık Bay Z tabirini kullandı.
Ahmedinejad adını zikredene kadar onca zenginliğine rağmen Zencani'nin hakkında çok az şey bilindiği ortaya çıktı.
Hakkında çok az şey biliniyor
Bugün 1970'lerin başında Tahran'da doğduğu, Türkiye'de kriz yönetimi üzerine üniversite eğitim aldığı, bir dönem İran Merkez Bankası Başkanı'nın şoförlüğünü yaptığı, ticaret hayatına koyun postu satarak başladığı biliniyor.
Oysa Babek Zencani’nin bugün İran'ın en zengin insanı olduğu iddia ediliyor. İş hacmi hakkında da sadece tahminler var. Örneğin ticari faaliyetlerinin merkezi tam olarak bilinmiyor ama Dubai olduğu önünde iddialar var. Kozmetikten petrole kadar farklı alanlarda faaliyet gösteren 70’e yakın şirkete sahip olduğu da iddialar arasında.
Kamu görevlileriyle ilişkileri
Zencani'nin Türkiye'den Malezya'ya, Dubai'den Tacikistan'a, Birleşik Arap Emirlikleri'nden Çin'e farklı ülkelerde yatırımları bulunuyor. Bugün 10 milyar doların üzerinde olduğu iddia edilen servetine nasıl ulaştığı ise tam olarak bilinmiyor. Ahmedinejad döneminde bazı bakanlar ve bürokratlar tarafından desteklendiği ve güvenlik görevlileriyle de yakın ilişkileri olduğu söyleniyor ki bu yöndeki iddialar geçen yıl yargılanması sürerken ortaya çıkan yanında üst düzey güvenlik görevlileriyle çektirdiği fotoğraflarıyla desteklenmişti.
ABD ve AB'nin kara listesinde
Babek Zencani, ticari faaliyetleri nedeniyle ABD'nin ve Avrupa Birliği'nin (AB) kara listesinde.
AB, Zencani'yi Aralık 2012'de İran'a yönelik ambargoyu delmesinden dolayı kara listeye almıştı. AB'yi takiben Nisan 2012'de de ABD, aynı nedenlerle Zencani'nin bu ülkedeki banka hesaplarını dondurmuştu.
Rıza Zarraf'la ilişkisi
Türkiye medyasından çıkan bazı haberlerde, 17 Aralık 2013'teki rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun önemli isimlerinden biri olan Rıza Sarraf'ın arkasındaki ismin Zencani olduğu iddia edildi.
Kamuoyunda "1 buçuk ton altın soruşturması" olarak adlandırılan soruşturmada Zencani'nin adı geçti.
2013'te, taşıdığı 1 buçuk ton altınla Gana'dan kalkarak İstanbul Atatürk Havalimanı'na iniş yapan bir uçak, evrak eksikliği nedeniyle 18 gün havalimanında bekletildikten sonra Dubai'ye gitmişti.
Buna izin verilmesi üzerine gümrük bölge müdür ve yardımcılarının da aralarında bulunduğu 18 kamu görevlisi hakkında "görevi kötüye kullanmak" iddiasıyla soruşturma başlatılmış, soruşturma takipsizlikle sonuçlanmıştı.
Cumhuriyet Halk Partisi konuyla ilgili TBMM'de soruşturma önergesi vermişti.
Zencani ise, bu konuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştı:
"Haberlerde sözü geçen uçakla altın ticareti tamamen yasal zeminde gerçekleşmiştir. Yasalara uygun olarak Gana'dan 1.500 KG altın satın aldım. Bunun 500 kg.lik kısmını Türkiye'ye satmayı, kalanını ise Dubai'ye satmayı planlıyordum. Atatürk Havaalanı'nda, altının kaynağı ile ilgili belgelerin talep edilmesi üzerine, bu belgelerin Gana'dan getirilmesi için geçen süre kadar uçak havaalanında kalmıştır. Belgelerin gelmesi üzerine uçak Türkiye'den ayrılmıştır. Konu Türk Makamları tarafından bütün yönleriyle ve defalarca incelenmiş, hakkımda bir suçlama yapılmamıştır."
Ağustos ayında İranlı milletvekili Emir Abbas Sultani, "Babek Zencani ve Rıza Sarraf arasında yapılan işbirliği konusunda yeni belgelere ulaştıklarını" iddia etmişti.
Babek Zencani, Zarraf'la ilişkisine dair iddiaları da reddediyor.
Zencani, "Hiçbir şekilde yürütmekte oldukları ticari faaliyetlerin içinde de değilim, yaptıkları işler hakkında bilgi sahibi de değilim. İş yerlerinin nerede olduğunu da bilmem. Yasa dışı işlere karışmışlarsa da, kendi sorumluluklarındadır" demişti.
"Rıza Sarraf'ın patronu değilim. Aramızdaki iş ilişkisi toplam ticaret hacmimin binde birinden bile daha azdır. Bunların da tamamı resmidir" diyen Zencani, altın ticaretinin de yasal zeminde gerçekleştiğini belirtmişti.
Zencani, söz konusu açıklamayı yaparken dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'la da, bir Müslüman olarak gurur duyduğunu ve Türkiye'de yatırımlarını sürdüreceğini söylemişti. (HK)
* Kaynak: BBC Türkçe, Hurriyet, Reuters, Sputniknews