Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek hakkında dün yaptıkları basın toplantısında “halkı sokağa çağırdıkları” gerekçesiyle soruşturma başlattı.
Soruşturma kapsamında Demirtaş ve Yüksek'in dün yaptığı konuşmaların kayıtları inceleniyor. Gazetelerdeki haberlere göre, incelemede “suç unsuru bulunması” halinde Demirtaş'ın dokunulmazlığının kaldırılması için Adalet Bakanlığı'na fezleke gönderilecek.
Yüksek, Demirtaş ve DTK Eş Başkanları Hatip Dicle ile Selma Irmak dün, Sur ilçesinde kalan sivillerin bulunduğu Dicle Fırat Kültür Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.
Fırat Haber Ajansının haberine göre, DTK, HDK, HDP ve DBP eş genel başkanları dün yaptıkları ortak açıklamada, Sur ilçesindeki sokağa çıkma yasağı ve operasyonlara karşı bugün ilçeye yapılacak yürüyüşe çağrı yaptı.
Demirtaş ne dedi?
Selahattin Demirtaş, dün Diyarbakır'da yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Biz şu anda Sur'un başka bir mahallesindeyiz, 100 metre ileride çatışmalar, operasyonlar devam ediyor.
Süreç başladığı günden bu yana demokratik siyaset kurumları olarak çatışmaların büyümemesi, yıkımın ve ölümlerin artmaması için Ankara'da hükümet nezdinde, Diyarbakır'da yerel düzeyde, yüzlerle ifade edebileceğimiz görüşmeler yapıldı, diyaloglar kuruldu.
Maalesef çabalarımız ve girişimlerimizden kalıcı sonuç vermedi. Halihazırda AKP'nin dayattığı anlayış nedeniyle Sur'da yüzlerce insan yaşamını yitirmiş durumda.
Ölümleri maalesef önleyemedik, durduramadık. Geldiğimiz noktada tek bir ölüm daha olmasın diye bir çağrı yaptık abluka kaldırılsın çatışmalar dursun dedik.
Aileler burada günlerdir çözüm için nöbet tutuyorlar. Biz de artık çözüm nöbeti için buradayız. Buradan abluka kalkmalı, çatışmalar, ölümler durmalı. Ne güvenlik görevlisi, ne sivil, ne kadın ve ne de çocuk ölmesine izin vermeyeceğiz. Hiçbir zaman buna onayımız olmadı.
Üç aydır şehrin ortasında 24 saat bir savaş yürütülmesini olağan bir durum olarak görmüyoruz. Tüm Diyarbakır halkı Sur'daki ablukanın kalkması için ayakta olmalıdır.
Çarşamba (bugün) saat 16.00'da herkes bulunduğu yerden Sur'a doğru yürümelidir. Mahalle ve ilçelerden bu demokratik bir haktır. Tek bir insanın canına, malına zarar vermeden zarar gelmesine müsamaha etmeden bu demokratik hakkımızı kullanacağız.
Halkımızdan ricamız kararlı ve ısrarlı olunmalıdır. Abluka da kalkmadan geri adım atmayacağız demelidir herkes. Bütün STK, meslek örgütleri, işçi, esnaf örgütleri ve kentimizdeki bütün derneklere çağrımızdır.
Talebimiz bellidir, abluka kaldırılsın.”
Yüksek ne dedi?
DBP Eş Başkanı Yüksek de şöyle konuştu:
“Hükümetin bu pervasızca politikalarına dur dememiz lazım. Biz bir yerlerde bunu durduracak gücü ortaya koymamız gerekiyor. Sur bu konuda son noktadır artık ve muhakkak biz Sur üzerindeki ablukayı kaldırabilmeliyiz, kırabilmeliyiz.
Biz bu konuda rol ve inisiyatif alıp Sur’da bir katliam durumu doğmadan neticelenmesini arzuluyoruz ve bunun için çabalıyoruz.
Umut ederiz ki burada bulunduğumuz iki üç gün içerisinde başka herhangi bir şey yapmaya gerek kalmadan, operasyon ortadan kalkar. Ama operasyonun ortadan kalkmasının şu anda zayıf olduğunu görüyoruz. Bu açıdan biz yarın için bir çağrı yaptık.
Üç aydır ablukanın sürdüğü ilçesinde her gün Diyarbakır’da eylemler, yürüyüşler, etkinlikler var ve giderek de büyüyor. Giderek de öfke artıyor.
Eğer kentin her mahallesinden, her sokağından insanlar bu yürüyüşe dahil olursa 100 binler, milyonlar yürürse ve bu talebini dile getirirse hükümetin buna daha fazla kayıtsız kalacağını düşünmüyoruz.
Bu büyük bir kitlesel baskı anlamına gelecek. Büyük bir siyasi baskı anlamına gelecek ve biz bunu sonuçlandırmış olacağız. Ama bu devlet şiddete yönelecek olursa Sur’da yaşanacaklardan kat be kat daha feci sonuçlar da ortaya çıkabilir. O nedenle biz kesinlikle hükümetin, halkın bu demokratik taleplerine karşı şiddete yönelmemesi gerekiyor.”
Vekillerden hükümete çağrı
Demokrasi için Milletvekilleri Dayanışma Grubu da dün yaptıkları basın açıklamasında, bugünkü yürüyüşe müdahale olmaması konusunda hükümete seslendi:
“Diyarbakır Sur’da yeni bir Cizre trajedisi yaşanmaması için, Sur’a yönelik bir yürüyüş çağrısı yapılmıştır. Yapılması öngörülen, demokratik-barışçıl bir yürüyüştür.
Bu doğrultuda düzenlenen toplantı ve yürüyüşler, uluslararası hukukun güvencesi altındadır. Anayasanın 90. maddesi de bu güvenceye güçlü bir dayanak oluşturmaktadır.
Barışa adalete ve demokrasiye yönelik bu yürüyüşün güvenliğinin sağlanması öncelikle hükümetin sorumluluğundadır. Yürüyüşün amacına yönelik gerçekleşmesi, hem kamu düzenini sağlayacak, hem de özgürlüklerin güvenlik gerekçelerine heba edilmesini önleyecektir.” (AS)