Click here to read the article in English / Habeirn İngilizcesi için buraya tıklayın.
Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Kati Piri, Diyarbakır Sur ziyaretinde yaşananları ve gazeteci Mazlum Dolan’ın da bulunduğu bodrumdaki sivillerin nasıl tahliye edildiğini sosyal medya hesabından paylaştı.
Brüksel- Ankara arasındaki telefon görüşmelerinin ardından, güvenlik güçlerinin 1,5 saatliğine bombardımanı durdurduğunu ve Sur’da bir bodrumdan altı sivilin tahliye edildiğini anlatan Piri, “Umut kırıntısı’ Diyarbakır raporum” başlığıyla dün akşam yaptığı sosyal medya paylaşımında “Çok ciddi hak ihlalleri gerçekleşiyor ve birçok insanın çaresizliği büyüyor” dedi.
AB Bakanı Volkan Bozkır ise yaptığı yazılı açıklamayla "Türkiye raportörü Kati Piri, Türkiye'nin meseleleri hakkında tarafsızlığını yitirmiştir" diyerek tepki gösterdi. Piri’nin PKK’ye “terör örgütü” dememesini eleştiren Bozkır, Piri eğer “terör örgütü” demezse bundan sonra Türkiye’de kendine muhatap bulamayacağını söyledi.
Piri: Yardım çok geç kalmıştı
Cuma günü beraberindeki heyetle Diyarbakır'da Vali Hüseyin Aksoy'u, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ı ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarını ziyaret eden AP Türkiye Raportörü Kati Piri’nin paylaştığı mesaj şöyle:
Fatma Ateş, 55 yaşında. Unutmayacağım bir kadın. Bu fotoğrafta gazeteci Mazlum Dolan, kocası ve kızı tarafından bir halının içinde taşınıyor. PKK militanları ve Türk ordusu arasındaki çatışmada yaralanmış. Bu insanlar 80 gündür Sur’da, Güneydoğu Türkiye’deki Diyarbakır’ın eski bir semtinde, sıkışmış durumda. Burası, PKK ve Türk ordusu arasında uzun yıllardır süregelen çatışmalar yeniden başladığından beri savaş alanına dönüşen yerlerden biri. 2 Aralık’tan beri kimsenin bölgeye girmesine ve çıkmasına izin verilmiyor. Sokağa çıkma yasağından önce insanların çoğu evlerini terk etmiş olsa da, Sur’da hala 1000-2000 kişinin yaşadığı düşünülüyor. Aralarında birçok (yaralı) vatandaş ve küçük çocuk var. Cuma günü Avrupalı meslektaşlarımla birlikte Diyarbakır’daydım. Aralık başındaki ziyaretimden bu yana durum vahimleşmiş. PKK’nin güvenlik güçlerine saldırıları günlük bir şekilde gerçekleşiyor. Ankara’da 28 askerin öldüğü terör saldırısını da PKK’den ayrılan bir grup üstlendi. Tepki olarak, güvenlik güçlerinin eylemleri çoğunlukla sert ve gaddarca. Bu, bu bölgelerde hayatı imkansız kılıyor. Genel olarak, çok ciddi hak ihlalleri gerçekleşiyor ve birçok insanın çaresizliği büyüyor. Bu sırada, uzmanlara göre ölü sayısı, 200 sivil ölüm de dahil olmak üzere, bini aşmış durumda. Vali ve vekili ile uzun konuşmalar, Brüksel ve Ankara arası acil telefonlar, yerel yöneticiler ve Türkiye Parlamentosu’ndan HDP üyeleri ile kurulan koordinasyon sonrası bir anlaşmaya varıldı: 1,5 saatliğine ordu bombalamayı bırakacak ve böylece siviller bölgeden çıkabilecek. Biz valinin ofisindeyken, ağır yaralı Fatma Ateş, Sur’da ailesi tarafından çıkarıldı. Bu fotoğraf ertesi gün sosyal medyada yer aldı. Ama ambulansa bindirilip hastaneye giderken yaralarına yenildi. Bugün (dün) cenazesi vardı. “Eğer” hissi baskındı. “Eğer şöyle olsaydı” senaryoları kafamda dolanıyordu. Birkaç saat önce ağabeyiyle konuşmuştuk. Gözlerinden yaşlar süzülürken, bize ablasının kritik durumunu anlatmıştı. Yardımın çok geç kaldığı ortaya çıktı. Evime dönerken, tüm bu çaresizliği ortasında diğer beş kişinin oradan sağ salim çıktığını düşünerek kendimi sakinleştirmeye çalıştım. İnsanlar haftalardır ilk defa Sur’dan canlı çıkmıştı. Umuyorum ki önümüzdeki günlerde, daha fazla insan bombalanmış bodrumlardan çıkmayı başarabilir. Cuma günü yaşananlar azıcık umut verdi. Yerel politikacılar ve ordu, tüm kutuplaşmaya ve karşılıklı güvensizliğe rağmen, yapmaları gerekeni yaptı ve insani yönlerini gösterdiler. Şiddetin durması ve diyaloğun devam etmesi lazım. Türkiye’de kanlı bir sivil savaşı engellemek için her şeyi yapmalıyız. Her şeye rağmen, çatışmanın her iki tarafındaki birçok kişinin hayatı mahvoldu. |
* Kati Piri'nin mesajını bianet için Türkçeleştirdik.
Bozkır: Piri “terör” demedi
AB Bakanı Volkan Bozkır’ın yazılı açıklaması ise şöyle:
“Bu metnin tek bir yerinde bile Avrupa Birliği'nin resmen terör örgütü olarak tanımladığı PKK'ya terör örgütü denilmemektedir. Türk askerinin kesintisiz olarak sivillerin yaşadığı yerleri ateş altında tuttuğu iddia edilmektedir. Bölgedeki terör eylemlerinden ve yürütülen terörle mücadeleden bahsedilmezken, bütün yaşananlar iç savaş olarak tanımlanmaktadır.
“Avrupa Birliği'nin resmen terör örgütü olarak tanımladığı PKK'ya terör örgütü demeyen Türkiye raportörü Kati Piri'nin bu yaklaşımında ısrarcı olması halinde, Türkiye'de kendine bundan sonra Diyarbakır'da ziyaret ettiği örgütler dışında muhatap bulması da çok zor olacaktır.” (ÇT)