"Gece ve gündüz tek eliz, seninle hiçbir şey imkansız değil
Özgürlüğün sesi bizi kuşatıyor, sonunda hayatımızın bir anlamı var1".
25 Ocak 2011 günü Mısır, Ortadoğu coğrafyası ve dünyadaki sosyal hareketler için olağanüstü bir gündü. Komşusu Tunus halkının kısa zamanda diktatörünü devirmesi örneğinden güç alan Mısırlılar, aynı tarihe tekabül eden Ulusal Polis Günü'nde "yozlaşmış rejime" karşı eylem çağrısında bulunuyorlardı.
Çağrı facebook, twitter gibi sosyal medya organlarında yayılırken, eylemi organize eden örgütlü azınlığın temsilcileri umutlu değildi. Birçoğu "polisten yine dayak yiyeceklerini" söylüyordu.
Fakat 25 Ocak 2011'de beklemedik bir şey gerçekleşti. Mısır tarihinin en kitlesel eylemlerinden birine şahit oldu.
Korku duvarlarını aşmak
Mübarek rejimi ayakta kalmaya çalıştığı 18 gün boyunca çeşitli şiddet araçlarını yürürlüğe koysa bile 17 Aralık 2010'da Tunus'ta gündelik baskı ve aşağılanmaya karşı kendi bedenini ateşe veren seyyar satıcı Buazizi'nin ünü kulaktan kulağa ulaşırken bölgeyi hâkim olarak tek bir slogan ele geçirmişti; "Halk rejimin yıkılmasını istiyor".
25 Ocak'tan 11 Şubat'a kadar 800'den fazla kişi hayatını kaybetti. Buna rağmen Tahrir Meydanı'nı dolduranların sayısı günbegün arttı. Eylemciler "korku duvarını aşmıştı" artık geri dönüş yoktu, ellerinde kan olan başkan gitmeliydi.
Hareket başardı. Kahire'de Tahrir Meydanı'na çıkan ara yolları dolduran çoğunluk, güvenlik güçlerinin varlığını işlevsiz kıldı. "Barışçıl, barışçıl" sloganlarıyla yürüyen kalabalık Tahrir Meydanı'nı ele geçirildi. 12 Şubat günü devlet televizyonunda yapılan açıklamada cumhurbaşkanının istifa ettiği duyuruldu.
Beş yılın ardından: Umutsuzluk
Mısır'da meydan işgali ve amacına ulaşan sosyal hareket, hem bölge hem de dünyadaki sosyal hareketler için ilham verici bir örnekti. Ayaklanma Mısır'dan Suriye'ye ulaşırken, Körfez ülkeleri ekonomik önlemler alıyor ve huzurunun kaçmaması gereken coğrafyalara askerlerini yolluyordu. Libya uluslararası müdahalenin ilk kurbanı olurken, Afrika ülkelerinde de düzen değişikliği talepleri yükseliyordu.
Bölgede 2011'in umudu, 2012'de yoğunlaşan çatışmalara 2013 ve sonrasında harap edici iç savaşlara evrildi ve ardından her gün bir adım daha umtusuzluğa yaklaştı. Mısır'da demokratik süreci artan otoriterlik ile karşılaşırken tüm bölgede milyonlar evlerinden oldu, öldürüldü. Vekalet savaşları Ortadoğu halkalrının üzerine bir kabus gibi çöktü.
Yazı dizisinde neler var?
Yazı dizisi için konuştuğumuz gazeteci Mete Çubukçu "Arap dünyasında iki ülke belirleyicidir; Suriye ve Mısır" demişti.
Mısır'da Mübarek'in devrilmesi hem Batı hem bölge için düzen değiştirici sonuçlara yol açtı.
2011'de değişime için yürüyen kitlelerin çok farklı hayalleri vardı. Kitleler, ekmek ve adalet için sokaklara dökülmüştü.
Bu yüzden 2011'in hedeflerinden 2016'nın hayalkırıklıklarına ve umuduna uzanan yolculukta bu coğrafyanın insanlarının sesini duyurmaya çalıştık.
Arap Ayaklanmaları'nın bir özelliği de her ülkenin farklı dinamiklerine göre yeni cevaplar üretmesiydi.
Bu nedenle her ülke özelinde hazırlanmaya çalışırken öncelikli olarak Mısır ve Suriye'den yola çıktık. Yukarıdan analizlerde çok sahadan kişilere ulaşmaya çalıştık.
Mısır'daki ayaklanmanın beşinci yıl dönümünde başlayacak ve 18 gün boyunca devam edecek yazı dizisinde dünden bugüne bölgenin durumunu ele aldık, Arap Ayaklanmaları ve uluslararası siyaset üzerine çalışan, ayaklanmada bölgede bulunan akademisyenler, gazetecilerle konuştuk, ayaklanmanın aktörleri, eylemciler ile mülakatlar gerçekleştirdik, ayaklanmanın nabzını tutan kitapları, belgeselleri tanıttık ve Arap Ayaklanmaları literatürüne, tartışmalarına katkıda bulunan yazıları çevirdik. (BZ/HK)
ARAP AYAKLANMALARI'NIN 5. YILI YAZI DİZİSİ
25 Ocak Pazartesi - Arap Ayaklanmaları Yazı Dizisine Başlarken
25 Ocak Pazartesi - Arap Ayaklanmaları'nın 5. Yılı: Kronoloji
25 Ocak Pazartesi - Yedi Ülkede Arap Ayaklanmaları'nın Dünü Bugünü
26 Ocak Salı - Mete Çubukçu Ayaklanmaların 5 Yılını Anlattı
27 Ocak Çarşamba - Mısır'da Her Şey Mümkündü; Buraya Nasıl Geldik?
28 Ocak Perşembe - Tahrir ve Küresel Kalabalık Üzerine
29 Ocak Cuma - Mısır Devrimi'nin Sesi Essam'ın Hikayesi: "Çalınan Bahar"
1 Şubat Pazartesi - "Ulusal Mutabakat Sağlanmadan Mısır Halkı Güvende Olmayacaktır"
2 Şubat Salı - Can Ertuna'nın Gözünden Arap İsyanları
3 Şubat Çarşamba - Amerikalı Bir Gazetecinin Ortadoğu Güncesi
4 Şubat Perşembe - "Mısır, İran Devrimi Gibi Kendi Değerlerinden Döndü"
5 Şubat Cuma - "Görmüyor musun Ben Vatanımı Kaybettim?"
7 Şubat Pazartesi - Arap Devrimleri ve Suriye: Beş Yıl Sonra