Işıkların söndürülüp yakıldığı ve tencere tava seslerinin yükseldiği eylemlerin ne kadar etkili olduğu 1997’den bugüne tartışılageldi. 1 Şbat gecesi başlamıştı Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık Eylemi. Susurluk'ta bir kamyonla Mercedes'in çarpışmasıyla devletin içinde hukuk dışı ilişkiler ağı ortaya çıkmıştı; eylemi sahiplenenler şeffaf ve demokratik hukuk devleti talep ediyorlardı.
Yıllardır demokratik bir hukuk devleti talebi çeşitli vesilelerle, eylemlerle diye getirildi. Ancak artık “Sokağa çıkabilme suçluluğu” yaşadığımız günlere gelindi; çünkü ülkenin Kürt illerinde insanlar aylardır sokağa çıkamıyor, insan onuruna yakışır bir yaşam sürdüremiyor. Çeşitli yurttaş inisiyatifleri Diyarbakır’a gidiyor, barış talebiyle müzakerelerin “geç olmadan” başlaması gerektiğini diye getiriyor.
Ergin Cinmen Bir Dakika Karanlık Eylemi’i “Minimum seviyede bir eylem” olarak tanımlamıştı.
Ses çıkartmak geç olmadan düşük yoğunluklu da olsa barış ve müzakere için destek vermenin bir yolu neden olmasın. Belki farklı seslerin de olduğu hatırlatacak envai çeşit enstrümanla yapmak en iyisi; bu coğrafya da ötekinin de yaşadığını tekrar tekrar anlatmanın yollarından biridir bu. Belki hiç bir şey yapamıyorsak bile ses çıkartmanın zamanıdır. İşte dünyanın farklı coğrafyalarından ve kültürlerinden gelen enstrümanlar:
(bianet)
* Fotoğraflar ve videolar: Nadire Mater